Absürdün
absürdü bir cümle bu.
Muhalefet
gazeteleri saçmalıyor.
Muhalefet
partileri saçmalıyor.
Aydınımsılar,
entelejensiyalar saçmalıyor.
İktidar
seçkinleri saçmalıyor.
Kitle
saçmalıyor.
+
“Dindar
Kürtler ve dindar Türkler, Cumhuriyet tarihinin ilk günlerinden itibaren
sistemin dışında, sürekli siyasal sistemin periferisinde tutuldu.”
Yuh.
Sürekli
tarikatlar vardı, bunlar sürekli partilere angaje olurdu. Bu, açıktan
yapılmazdı yalnızca.
Ne
yapacaklardı?
Said-i
Nursi’yi Diyanet İşleri Başkanı mı?
Adnan
Hoca’yı kültür bakanı mı?
+
“80’lerin
sonunda ilk kez bir Kürt partisi kuruldu.”
Hayır.
Yasal ve
meclisiçi bir parti, 1991 seçimlerinden sonra geldi.
+
“2002’den
2011’e kadar bu dönemde yapılan seçimlerde AK Parti’nin hem dindar Kürt
kesimlerden, hem de seküler kesimlerden yoğun ilgi görmesi, esas itibarıyla ilk
iktidara geldiğinde deklare ettiği programa bağlı kalmasından kaynaklanıyordu.”
Dezenformasyona
bak.
AKP ne
zaman demokratik davranmış?
+
“Milliyetçi
Kürtler’le, burada seküler Kürtleri mi kastediyorsunuz?
HDP’ye
oy veren Kürtler’i kastediyorum.”
Olaya
söyleşiyi yapan da katılmış.
Milliyetçi
Kürtler ile seküler Kürtler bambaşka gruplar. Ayrıca, seküler Kürt tek tük var.
–ler ve grup olarak değil. Bu konuda en büyük kalabalık grup, dezenformatif
Kürt grubu. Dini çıkar için kullanan Kürt, gerekince seküler, gerekince dinci
gibi davrandı, oy almak için yalnızca, oportunistçe yani.
HDP’ye
oy vermenin milliyetçilikle veya sekülerlikle ilgisi yok. Şiddetseverlikle,
lider idolüyle ilgisi var.
+
“DİNDAR
KÜRTLER, DEMOKRATİK BİR YAPIYLA KARŞILAŞIRLARSA GEREĞİNİ YAPMAKTAN KAÇINMAZ”
Ne demek
istendiği belli.
Ama
bunun denmek istenmediği de belli.
Şeriatçı
Kürtler, demokrasiyi görünce, ne yaptılar onu gördük.
+
Liste
böyle uzuyor gidiyor.
Korkunç.
Gerçekten
korkunç.
Biri
çıkıyor, abuksuyor, abuksuyor.
Kimse de
kalkıp durdurmuyor veya susturmuyor.
O zaman
yazmak da bize düşüyor.
(7 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder