“bu,
chp’lilerin aklına, hdp’ye sırtını dönüp iyi parti ve gelecek partisi ile bir
ittifak yapıp, iktidara aday olmayı getirebilir, hatta kılıçdaroğlu’nun genel
havasına bakılırsa, bu çok iyi bir fikir gibi de görünebilir çünkü başörtüsü ve
laiklik konusunda birkaç açıklama - ki böyle şeyler yapıldı ve akp’ye
küsenlerin teveccühüyle karşılandı - konforlu bir alanda hareket etme imkânı
sağlar ama türkiye siyasetinde herhangi bir değişikliğe yol açmaz. yani ne imam
hatipler’e, ne 4+4+4’e ne suriye siyasetine ne ekonomiye ne de başka şeylere
müdahale edilebilir. ve türkiye siyasetinde bir değişiklik olmadıkça o iktidar
uzun vadeli olmaz, hdp ile ara bozulduğuyla kalır!”
Düzkan
gibiler hiç intikal etmiyor.
Akşener,
GP’ye ve diğer partiye vekil verebileceklerini açıkladı. Bu, barajı ve yasal
boşlukları aşmak demek.
CHP,
buna itiraz etti mi/
Hayır.
Öyleyse
bu, HDP’nin tasfiyesi projesi, ister aktif, ister pasif.
+
Öncelikle.
Bu
koşullar altında Erdoğan erken genel seçime giderse, intihar etmiş olur. Böyle
şeyler yapmaz demiyoruz, yapmışlığı var çünkü.
Bu
durumda, yalnızca ilk adım sağlama alınmış olur:
Mecliste
çoğunluk.
Bu da,
cumhurbaşkanının birçok kararını engellemek demek.
Sistem,
referandumla geldi, büyük olasılık referandumla gidecek ama oraya daha çok var.
HDP’siz
bir mecliste Millet ittifakı çoğunluğu sağlamış durumda.
+
“… akp’yi
bir güç olduğu için destekleyenler, ona mesafeleniyor.”
Öyle değil.
AKP’nin
pastasının bittiğini, AKP seçmeni gördü.
Yani AKP
seçmeni, AKP’yi pasta yemek için destekledi, şimdi ekmek bulamıyor.
+
Biz,
meclisteki tüm partilerin sağ parti olduğunu yazdığımızda, yıl 2010-2011 idi.
Yani, ne CHP, ne de HDP o zamandan beridir sağa kaymadı, başından beridir sağdaydı.
+
Düzkan
gibilerin ağlağının tersine, biz HDP gibilerin yolunu hep bulacağını
düşünenlerdeniz. 1991’den beridir bin bir takla attılar çünkü.
En kötü
durumda, bağımsız girerler.
Dolayısıyla
sorunumuz hala aynı:
Mecliste
sol parti ne zaman olacak?
Yineleme:
Olanların
hepsi sağcı.
(15 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder