“Bazılarının
sandığı gibi felsefe ateist değildir.”
Felsefe
ateist olmaz, felsefeci ateist olur.
+
“”… geçenlerde
İslami çevrelerden bir aydınımız, televizyonda yaptıkları bir felsefe
programının, dindar izleyiciler tarafından anlaşılamadığını söyledi. Bu da
aslında dindarların kapalı devre bir dil ve üsluba sahip olduklarını
göstermektedir.”
Dindar
kesimler hiçbirşeyden anlamaz, felsefeden hiç anlamaz.
Çünkü, belirtildiği
gibi kapalı bir dile, yaşama biçimine ve beyne sahiptirler.
Buradan
bağlarsak, o nedenle günümüz felsefecisi, felsefe yapabilmek için, şu ya da bu
biçimde dinden uzak durmak, ateizme yaklaşmak durumunda.
Gerçek
ateist olmak zordur, hatta imkansızdır. O nedenle felsefeciler; ateist değil,
deist, panteist, şu bu olurlar.
Diğer
bir deyişle, diğer olağan insanların sahip oldukları düşünce takıntılarına ve
saplantılarına, felsefeciler de sahiptir. Bu takıntılar ve saplantılar, özgür
düşünceyi engeller, keser.
+
“İlahiyat
başka, felsefe başka şeydir. Bunların kesişen alanları vardır fakat bunlar ayrı
alanlardır. Felsefe, ilahiyatın sorunlarını ele alır, fakat kendini ilahiyatın
sorunlarıyla sınırlamaz. Felsefenin ufku geniştir. İnsanlığın, yaşamın,
doğanın, bilimin, sanatın, kültürün, evrenin bütün sorunları felsefenin de
sorunlarıdır. Evren, madde, hareket, bilginin kaynağı, vb sorunlar, felsefenin
destursuz sorunlarıdır.”
En zor
konu bu.
İlahiyat
için felsefe, ilahiyatın altalanı; felsefe için ilahiyat, felsefenin altalanı
olmakta. Yani ikisi de, düşünce alanının tümelliğini sahiplenmekte.
Bugün
için, Hristiyanlık’ta hermenötik, İslam’da kelam, bildiğimiz Aristo Mantığı’nı
tümden sahiplenir. Bunun nedeni, Hristiyanlık için Aquinolu Thomas, İslam için
İbn-i Sina ve Gazzali’dir. Bu da belli ‘ambiguity’ler (olumsuz eşanlamlılıklar)
yaratır.
Mantığı
matematiğin de sahiplendiği düşünülürse, en önemli alanın mantık olduğu
düşünülebilir.
Ondan
ötesinde, felsefe en azından artık, tüm sorunlarla ilgilenmez durumdadır. Çünkü
felsefe, saf düşünceyi bilime kaptırmıştır.
Bütün
sorun metafiziğin ontoloji, ontolojinin de bilim kılınamamasında yatıyor.
Metafizik,
fiziğin-ötesi demektir. Bu tanım, 19. Yüzyıl idealizmi nedeniyle, platonizm
üzerinden dinselliğe bağlanır. Oysa tanım gereği, henüz tanımsız olan varlık da, sözü edildiği anda metafiktir (ki Aristo’da
tam da öyledir), diyelim takiyonlar şimdilik öyledir.
Yani
problematik, felsefenin halihazırda açıkseçik düşünememesi ve açıkseçik
ifadesizliğidir.
Usta’nın
felsefe-ilahiyat alıntısı da bu muğlaklıkta.
+
““İnanma”
insanın varlık koşullarından biridir, bir değerdir ve yok edilemez.”
Bunu
söyleşiyi yapan söylemiş ve çuvallamış.
Ölümlüğe
karşı, ruhun ölümsüzlüğü bir inançtır ama 50 bin yıllıktır. Son 50 bin yıl
içinde, buna karşı birçok önerme / tez sistemitaki geliştirildi.
Bugünün
koşullarında ‘ruh ölümsüzdür’ dersen, felsefeci olarak çuvallarsın. Çünkü
bilgiler öyle olmadığını kanıtlıyor.
Bunun
bilim, sanat ve felsefe bilgi alanından gelmesinin önemi yok.
Felsefeci,
adı üzerinde, bilgi insanıdır. Var olan bilgiyi inkar etmez.
Söyleşiyi
yapan ve Usta, bilgi insanı değilmiş bunu gördük.
+
“Tarihte
büyük düşünürler, toplumsal koşullar onların ortaya çıkmasını zorunlu
kıldıkları için vardır.”
De get
oradan.
Adamın
kafasına kurşun sıkarsan, nasıl çıkacak?
Ayrıca Brahe,
yakıldığı için, büyük düşünür de olmuyor.
Ancak,
Galile’nin ‘Dünya dönüyor dostlar, ben dönmüşüm çok mu?’ u-dönüşü önemlidir.
Yani,
buradan ‘düşünce öldürür’e geliyoruz.
Düşünmek
veya düşünmemek, var olmak veya olmamak, yaşamak veya öl(dürül)mek.
Felsefenin
ana sorunu budur işte.
Felsefenin
tarihini yaza yaza bitiremediler hala.
Yeni
kitap gelse, ne olacak?
+
Dipnot:
Kedi,
kütüphane, felsefeci fotoğrafları aşırı banal omuş.
(22 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder