Çarşamba, Aralık 11, 2019

Hatice Özhan: Türkiye’de Türkler’de ve Kürtler’de Aydın Sorumluluğu: 2010-2020


“Türkiye’de bugüne kadarki tüm merkezi hükümetlerin toplum aleyhine aldıkları lokal ve ulusal düzeydeki kararlar karşısında, eleştirel bir pozisyon sergilemiş ciddi bir aydın duruşundan bahsedilebilir mi mesela? Özellikle de Kürt meselesi ve insan hakları konusunda devletin halen de sürdürdüğü inkârcı ve ihlalci tavrı karşısında, topyekûn mücadeleci bir tutum sergilenmiş midir?”
Aydın bu mudur?
Topyekun mücadeleci.
Onu sürü yapar, kitle yapar, birey yapmaz.
Aydın, sürü değildir, bireydir.
Aydın doğruyu söyler. Doğru, iktidar seçkinlerinin ve kitlenin hatasını ortaya koysa da, onlardan tepki ve ceza gelse de, bundan vazgeçmez. Yani, aydının sınıfsal konumu yoktur. Çünkü sınıfsallık, yalan söylem ve dezenformasyon demektir. Bu, Marx’ın getirdiği bir ilke.
Açıklayalım:
Gazete Duvar, Artı Gerçek, T24, Evrensel, Birgün var, Kürtçü ve muhalefet.
1 doğruyu söylüyorlarsa, 9 geçersiz bilgi söylüyorlar muhalefet ve direniş adına.
Bu, topyekun mücadele olacaksa, olmasın.
+
“A. Camus; “Biz başkalarının yardımımıza daha fazla gelebilmeleri için fedakârlık yaparız.”
Ne demek bu?
Gelgel çekeriz mi?
Ağlak yaparız mı?
+
“Omuzlarını toplumun sıkıntılarının yükü altına koyan aydın insanın ideolojik, politik, sınıfsal taassuplarından arınmış, bağını koparmış olması, her şeyden önce gelir.”
E, Kürtçülük tassubu ne?
Kürtler’in ağlağı ne?
Kürtler’in Türk aydınının kendileri için fedakarlık yapmasını istemeleri ne?
1971’den beridir Türk soluna verdikleri zarar ne?
Özgürlük, ya vardır, ya yoktur. Azıcık hamile olunmaz.
+
“Suç ve Ceza’sında Dostoyevski şöyle der: “Suç karşısında kimler sorumludur? Mazluma yardıma kalkmayan bütün eller bu suça bulaşmıştır; sadece cinayeti işleyen suçlu değil, ek olarak suç karşısında susan herkes suça bulaşmıştır.””
Dinime küfreden Müslüman olsa.
Yaşamının son demlerinde Hristiyan söylemine girmiş birini referans göstermek, kendi savlarını savunmak için pek uygun değil.
10 milyonluk Rusya var, 80 milyonluk Türkiye var.
1, 10, 100, 1.000, 10.000 aydın, tüm ezilenlerin hepsi için bir şey yapabilir mi?
Yoksa bunu savunmak, yalnızca slaktivizm mi olur?
Kürt Müslüman, ateist Türk işçinin sorunuyla ilgilenmiyorsa, tersi neden zorunluca gerekli ola ki?
+
“KÜRT MESELESİ AŞİL TOPUĞUDUR”
Tabii ki değildir.
Kürtler 1984’ten beridir ayrı bir ülke istiyorlar. Türkiye ise, yalnızca çevresindeki ülkeler parcçalandığı için, hala parçalanmadan kalmış durumda. Yani, Kürtler bir zalim-sorundur, mazlum falan değil.
+
Kürtler’in Musa Anter’i ve (eski / genç) Kemal Burkay’ı vardı.
Ne oldu?
Anter öldürüldü, Burkay hakkında ölüm emri olduğu için sürgüne gitti.
Kürtler kendi aydınlarını böyle mi koruyor?
+
Bu Kürtperver yazarlar, Kürtler’in 35 yıllık mücadele ertesinde bir Kürt Kışı’na girdiğini ve bunda sorumluluğun tümüyle kendilerine ait olduğunu anlamıyorlar, dinlemiyorlar.
O da; kendini tehcire, mübadeleye, seyfoya sürüklemek demektir.
Dost, acı söyler.
Aydın doğruyu ve acıyı söyler.
(11 Aralık 2019)

Hiç yorum yok: