Türk
sineması kafaüstü gitmeye başladı yeniden. Nedeni de, o sinemayı yaratanlar.
Netflix
ile takıştılar, seyirci sayısı yarıya düştü. Birçok film o nedenle vizyona geç
girdi. Seyirci soğudu. O nedenle ardında vizyona giren fimler, Recep İvedik
olsa bile, istenilen hedefi tuturamadı.
Bu
sıralar en sağlam konu, biyografik filmler. Ayla, Müslü, Naim diye gitti.
Ahmet’e
sıra gelince iş tekledi. Birçok heveslenen oldu. Eski eşi hepsini engelledi.
Birisi o engeli bir biçimde geçmiş. Biri daha geçiyormuş. Eşi de ateş
püskürmüş.
+
“'Ahmet
İki Gözüm' filmine karşı çıkan ve hukuki yola gideceklerini belirten Gülten
Kaya, 'Ahmet Kaya ile yanyana dahi gelmemiş kişiler film yapmaya kalkıyor'
dedi.”
Biyografik
film yapmak, belli bir kişinin biyografik filmini yapmak için, o kişiyle
yanyana gelmek gibi bir kural yok.
Hukuki
yola gidemez ,çünkü bir kimsenin yaşamını film yapmak yasak değil. Telif
hakkına da dahil değil.
Sakil
olan bir ölünün üzerinde bu denli patırtı kopartılması.
+
“Ahmet
Kaya şarkısı olmayan bir Ahmet Kaya filmi
yapılmaya çalışılması…”
Zurnanın
zırt deliği burası.
Her
şarkı için ayrı ayrı telif ödenmesi gerekli.
O para
da telif sahibine ödenecek. Yani eski karısına. Sonra da, para istemediğini
söylüyor.
+
“Ahmet
Kaya'nın yarattığı değerleri…”
Pardon?
Hangi
değer?
Lümpenlik
bir değer mi?
+
Müslüm
olayında da, Ahmet olayında da, patırtıyı kadınların koparması ilginç.
(6 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder