“Pazartesi
günü açıklanan rapora göre, dünya çapındaki silahlı çatışmaların sayısı 2018'de
28 olarak kayıtlara geçerken, çatışma sayısı bu yıl 27 olarak saptandı.
Raporda
bu yıl Sudan'ın Güney Kordofan Eyaleti ve Mavi Nil bölgelerindeki çatışmaların
sona erdiği belirtildi. 2018 yılında tırmanarak silahlı çatışmaya evrilen
İsrail-Filistin anlaşmazlığı, 2019 yılında daha düşük yoğunlukla sürdü. Bunun
yanında Mozambik'te radikal İslamcı bir grupla yeni bir silahlı çatışma
başladı.”
Savaştaki
bölge sayısı 28 ise, savaştaki taraf sayısı 56 demektir.
Dünya’daki
ülke sayısı 180-200 arası, tanıma göre değişiyor.
Bunlardan
100’ünde savaş olmasının anlamı yok: Küçük ülke, ada ülkesi, el konulacak bir şeyi
yok, vd.
AB, ABD,
yani kısaca G7-10, savaştan özellikle kaçınıyor, onun yerine başka yerlerde
savaş çıkarıyorlar. İspanya 1935’ten beridir bu böyle.
Yani
sonuçta ve kısacası, savaş olabilir bölgelerin yarısında savaş var.
Savaş
politik ve askeri göç yaratıyor.
Bunun
yanısıra, ekonomik göç de var.
İnsanlar,
akşamüzeri rasgele havalanıp, birbirlerini de havalanmaya iten karga sürüleri
gibiler. Neo-Kavimler Göçü zamanı başladı.
Göçlerin
yıkımı, savaşların yıkımından büyük.
Savaşların
karı, zararından düşük.
Birinci
Dünya Üçüncü Dünya’nın kaynaklarını sömürmek için savaş çıkarırken, oluşan
göçmenler (ucuz işgücü üzerinden) Birinci Dünya’dan Üçüncü Dünya’ya yıllık
trilyon dolarlık kaynak aktarımlarına girer oldular.
Yani:
Uygarlar
barbarları uygarlaştıracaktı, barbarlar uygarları barbarlaştırdılar.
(17 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder