Bu
ayrımlar, ‘bireyci anarşizm’ maddesinin dipnotlarında var.
(Kaynak:
İngilizce Wikipedia.)
Bu dizi
mantıklı, çünkü kabaca ilgilenilen örnekleme kümenin üye sayısını imliyor.
+
Sosyal
psikoloji, bunu farklı yollardan yapar:
Birey,
kişi, kişilik, kimlik, özne, benlik, kendilik kavramları var. Bunlar da kimi
zaman birbiri içine geçebiliyor. Bu, 1 kişi demek.
Sonra;
sevgili, dost, arkadaş, eş, ana, baba, şu bu gibi ikili ilişkiler geliyor. İşte
burada, karşılıklılık ve komünalite tanımları başlayabilir. Yani, 1 kişilik
komün tanım gereği olmaz, 2 kişilik komün olur. 1 kişilik olanı; dervişlik,
abdallık, münzevilik, şu bu olur.
Daha ve
tam da burada soru şu:
Bir
kişinin anarşizm tanımı, kaç kişiyle gerçeksenebilir? Tabii daha öncesinde de,
gerçeksenebilir mi?
2’den
devam edersek:
Sırasıyla
aile, sınıf, toplum, ulus, devlet gelir. (Daha birçok koşut, yan ve alt-tanım
da mevcut.)
+
Asıl
önemlisi ara şerh:
1840
bireyi ile 2020 bireyi birbirinden çok farklı şeyler.
1923 TC’si
bireyi ile, 2023 TC’si bireyi, birbirinden çok farklı şeyler.
Kraliyetin
bireyi ile demokratik cumhuriyetin bireyi bambaşka şeyler.
Kraliyetin
toplumu ile demokratik cumhuriyetin toplumu da bambaşka şeyler.
Yani:
Tanımlar
referanssız olmaz.
Önkoşul:
Anarşizm,
kendini belirgin tanımlayacak, muğlak değil.
+
Biz bu
durumda kabaca:
Son 40
yılın son 10-15 yılında yürümeyen bir neo-liberalizm ertesinde konuşuyoruz,
yani bir açmazda. Ki anarşizmler de, genelde büyük toplumsal açmazlar durumunda yükselir.
1990
ertesinin yaraları hala tam sarılamadığı için, sosyalist ve komünist
anarşizmler, şimdilik pek gündeme getirilemiyor.
Liberalizm de toplumu atomlarına
böldüğü için,
kendiliğinden bireyci anarşizmler yükselmiş oldu. Ama bunlar birey değil, cemaat üyeleri: Kısacası, günümüzün ezeli-ebedi ergeni asla ve kata yalnız
kalamıyor: Bundan ölümüne korkuyor. Yani, toplumdan da geri bir kültürel mod
aşamasından söz ediyoruz: Toplum, 2. Sanayileşme’nin toplumudur, feodalitenin
veya diğerlerinin değil.
Asıl
birey ise, tek başına oturup okuyan ve yazan bir şeydir. Zaten bunları
yapıyorsa, keşe anarşist olmuş olmamış, pek bir şey farketmez.
+
En uç
noktada derdimiz devlet.
Devlet,
5 bin yıllık bir kurum-yapı. Önümüzdeki 1-2 bin yıl içinde ortadan kalkması
beklenmiyor.
Anarşistlerin
buna göre tutum-davranış edinmesi gerekiyor.
İşte bu
nedenle, ara değerler, karşılıklılıkçılık ve komüncülük, yükselen anarşizm değerleri oluyor.
Büyükkentte
göze çarpmadan, bir apartman dairesinde bir komün kurmak, mümkün ve kolay.
Bunun
artı-değerlerini kitap / risale olarak yaymak da mümkün.
Bir
olguyu gerçekseyip / somutsayıp, kayda geçirmek mümkün yani.
Bildiğimiz
bir deney olur bu. Toplumsal bir deney.
+
Ancak en
büyük derdimiz şu:
İnsanlığın
2020 momentindeki sorunların hiçbiri, anarşizm ideolojisi ekseninden geçmiyor.
Çevre,
gıda, su, nüfus, enerji, salgın, ekonomik kriz dertleri, artık kapitalizmden
bağımsız. Bunlar, doğrudan aşırı artmış nüfusla ilintili. Kapitalizm ise, göçmen
nüfusla ciddi sorunlar yaşar duruma geldi çoktan. Yani kapitalizm, kendi
yaptıklarının bedelini ödüyor durumda.
Ara
şerh: Biz, 1929 krizinin bir alt-ölçekte, 2029 müstakbel ekonomik krizinin ise
tam ölçekte, kapitalizmi aşıp, ondan bağımsız duruma geldiği kanısındayız,
çünkü 2000’den beridir tarihin 14. çöküş dönemine girdik, bu en büyük siklus
(400 yıllık). Kapitalizm ise, 250 veya 500 yıllık.
Ara
şerh: İşte bu, 250 ve 500 yıllık kapitalizmlerin tanımlarının farklılığı, bizi
anarşizmi tanımlarının farklılığına da götürüyor.
Anarşizm,
sonuçta 1840 tarihli, yani hepi topu 180 yıllık bir moment. Yani: Tümüyle son-asıl-kapitalist
dönem içinde sınırlı tanımlı kalıyor.
Demek ki
bize 2. Sanayileşme’ci ve Homo Posterus’çu bir anarşizm tanımı gerekli.
Bunun komünal
boyutlarda gerçekleştirilebilir olduğunu düşünüyoruz, en azından kuramsal
bazda.
Karşılıklılık
ilkesi ise, günde maksimum 4 saatlık mesainin kişisel tüketime denk gelen
parayı ödeyebileceği gerçeği nedeniyle, baştan karşılanmış bir gereklilik olmuş
durumda. Yani ayda 100 saat çalışıp, 4 bin liralık üretim kaydetmişseniz, sizin
bağımsız bir birey olma ve tüm gereksinimlerinizin karşılanma hakkı,
karşılıklılık ilkesi çerçevesinde yerine gelmiş olur.
Ara
şerh: Ki zaten, evden çalışma ve yarım gün çalışma, kapitalizmin 1980-2010
arasında kendi kullandığı yöntemlerdi.
Buradan,
fiili devletsizlik dahil, epeyi önkoşulun anarşizme ve anarşistlere baştan
sağlandığı gibi, fiilen ütopik bir durum tanımlamış oluyoruz.
Ama
realite böyle.
Bunun
için de, 7,5 milyar kişi için değil, 7,5
kişi için düşünen olmanız önkoşul oluyor.
Çünkü,
nicel değişimler, kendiliğinden nitel değişimlerdir.
+
Çıkış:
Tamam,
anarşizmi gerçekleştirdik ve anarşist olduk.
Peki,
bununla ne yapacağız?
Bizce,
asıl soru bu…
Ya da:
anarişzmin gelecek için söyleyeceği neler var?
(14 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder