Cumartesi, Aralık 14, 2019

Bireyci, Karşılıklılıkçı, Komüncü, Toplumcu, Sosyalist, Komünist Anarşizmler


Bu ayrımlar, ‘bireyci anarşizm’ maddesinin dipnotlarında var.
(Kaynak: İngilizce Wikipedia.)
Bu dizi mantıklı, çünkü kabaca ilgilenilen örnekleme kümenin üye sayısını imliyor.
+
Sosyal psikoloji, bunu farklı yollardan yapar:
Birey, kişi, kişilik, kimlik, özne, benlik, kendilik kavramları var. Bunlar da kimi zaman birbiri içine geçebiliyor. Bu, 1 kişi demek.
Sonra; sevgili, dost, arkadaş, eş, ana, baba, şu bu gibi ikili ilişkiler geliyor. İşte burada, karşılıklılık ve komünalite tanımları başlayabilir. Yani, 1 kişilik komün tanım gereği olmaz, 2 kişilik komün olur. 1 kişilik olanı; dervişlik, abdallık, münzevilik, şu bu olur.
Daha ve tam da burada soru şu:
Bir kişinin anarşizm tanımı, kaç kişiyle gerçeksenebilir? Tabii daha öncesinde de, gerçeksenebilir mi?
2’den devam edersek:
Sırasıyla aile, sınıf, toplum, ulus, devlet gelir. (Daha birçok koşut, yan ve alt-tanım da mevcut.)
+
Asıl önemlisi ara şerh:
1840 bireyi ile 2020 bireyi birbirinden çok farklı şeyler.
1923 TC’si bireyi ile, 2023 TC’si bireyi, birbirinden çok farklı şeyler.
Kraliyetin bireyi ile demokratik cumhuriyetin bireyi bambaşka şeyler.
Kraliyetin toplumu ile demokratik cumhuriyetin toplumu da bambaşka şeyler.
Yani:
Tanımlar referanssız olmaz.
Önkoşul:
Anarşizm, kendini belirgin tanımlayacak, muğlak değil.
+
Biz bu durumda kabaca:
Son 40 yılın son 10-15 yılında yürümeyen bir neo-liberalizm ertesinde konuşuyoruz, yani bir açmazda. Ki anarşizmler de, genelde büyük toplumsal açmazlar durumunda yükselir.
1990 ertesinin yaraları hala tam sarılamadığı için, sosyalist ve komünist anarşizmler, şimdilik pek gündeme getirilemiyor.
Liberalizm de toplumu atomlarına böldüğü için, kendiliğinden bireyci anarşizmler yükselmiş oldu. Ama bunlar birey değil, cemaat üyeleri: Kısacası, günümüzün ezeli-ebedi ergeni asla ve kata yalnız kalamıyor: Bundan ölümüne korkuyor. Yani, toplumdan da geri bir kültürel mod aşamasından söz ediyoruz: Toplum, 2. Sanayileşme’nin toplumudur, feodalitenin veya diğerlerinin değil.
Asıl birey ise, tek başına oturup okuyan ve yazan bir şeydir. Zaten bunları yapıyorsa, keşe anarşist olmuş olmamış, pek bir şey farketmez.
+
En uç noktada derdimiz devlet.
Devlet, 5 bin yıllık bir kurum-yapı. Önümüzdeki 1-2 bin yıl içinde ortadan kalkması beklenmiyor.
Anarşistlerin buna göre tutum-davranış edinmesi gerekiyor.
İşte bu nedenle, ara değerler, karşılıklılıkçılık ve komüncülük, yükselen anarşizm değerleri oluyor.
Büyükkentte göze çarpmadan, bir apartman dairesinde bir komün kurmak, mümkün ve kolay.
Bunun artı-değerlerini kitap / risale olarak yaymak da mümkün.
Bir olguyu gerçekseyip / somutsayıp, kayda geçirmek mümkün yani.
Bildiğimiz bir deney olur bu. Toplumsal bir deney.
+
Ancak en büyük derdimiz şu:
İnsanlığın 2020 momentindeki sorunların hiçbiri, anarşizm ideolojisi ekseninden geçmiyor.
Çevre, gıda, su, nüfus, enerji, salgın, ekonomik kriz dertleri, artık kapitalizmden bağımsız. Bunlar, doğrudan aşırı artmış nüfusla ilintili. Kapitalizm ise, göçmen nüfusla ciddi sorunlar yaşar duruma geldi çoktan. Yani kapitalizm, kendi yaptıklarının bedelini ödüyor durumda.
Ara şerh: Biz, 1929 krizinin bir alt-ölçekte, 2029 müstakbel ekonomik krizinin ise tam ölçekte, kapitalizmi aşıp, ondan bağımsız duruma geldiği kanısındayız, çünkü 2000’den beridir tarihin 14. çöküş dönemine girdik, bu en büyük siklus (400 yıllık). Kapitalizm ise, 250 veya 500 yıllık.
Ara şerh: İşte bu, 250 ve 500 yıllık kapitalizmlerin tanımlarının farklılığı, bizi anarşizmi tanımlarının farklılığına da götürüyor.
Anarşizm, sonuçta 1840 tarihli, yani hepi topu 180 yıllık bir moment. Yani: Tümüyle son-asıl-kapitalist dönem içinde sınırlı tanımlı kalıyor.
Demek ki bize 2. Sanayileşme’ci ve Homo Posterus’çu bir anarşizm tanımı gerekli.
Bunun komünal boyutlarda gerçekleştirilebilir olduğunu düşünüyoruz, en azından kuramsal bazda.
Karşılıklılık ilkesi ise, günde maksimum 4 saatlık mesainin kişisel tüketime denk gelen parayı ödeyebileceği gerçeği nedeniyle, baştan karşılanmış bir gereklilik olmuş durumda. Yani ayda 100 saat çalışıp, 4 bin liralık üretim kaydetmişseniz, sizin bağımsız bir birey olma ve tüm gereksinimlerinizin karşılanma hakkı, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde yerine gelmiş olur.
Ara şerh: Ki zaten, evden çalışma ve yarım gün çalışma, kapitalizmin 1980-2010 arasında kendi kullandığı yöntemlerdi.
Buradan, fiili devletsizlik dahil, epeyi önkoşulun anarşizme ve anarşistlere baştan sağlandığı gibi, fiilen ütopik bir durum tanımlamış oluyoruz.
Ama realite böyle.
Bunun için de, 7,5 milyar kişi için değil, 7,5 kişi için düşünen olmanız önkoşul oluyor.
Çünkü, nicel değişimler, kendiliğinden nitel değişimlerdir.
+
Çıkış:
Tamam, anarşizmi gerçekleştirdik ve anarşist olduk.
Peki, bununla ne yapacağız?
Bizce, asıl soru bu…
Ya da: anarişzmin gelecek için söyleyeceği neler var?
(14 Aralık 2019)

Hiç yorum yok: