Salı, Aralık 17, 2019

Türk Medya Tarihinde Kompromat


Ruslar, Dünya kültürüne tuhaf sözcükler hediye ediyorlar.
Biri entelejensiya, yani iktidar seçkinlerine entegre olmuş aydıncık. Ruslar için entellektüel zaten satılık bir şey, bizim Namık Kemal’i mutasarrıf yapmışlığımız ve asmayıp beslemişliğimiz gibi, onlar da bu işe için baştan bütçe ayırıyorlar. Taa Çarlık zamanından beridir.
İkincisi bu kompromat. ‘Comprimising material’ = pazarlık malzemesi. Basın terimi.
Okumaya gazete okuyarak başladık.
İlk tanıdığımız gazeteci gibi gazeteci, Abdi İpekçi idi. Sonu belli. O, bu türden bir pazarlık malzemesi nedeniyle değil, CHP-AP uzlaşması hayali nedeniyle devreden çıkarıldı.
Sonra, ortama efsane Uğur Mumcu girdi. O da öldürüldü.
Kendisinin bugün kitapları matbu olarak mevcut. O kitapların içinde, zamanının ortamının deprem etkisinde sallamış bilgiler var ama bugün hiçbir anlamları yok.
Kompromat’ın birincil boşluğu bu:
Bir malzemeyi, vurgun yapacağı yerde ve zamanda piyasaya sürmek. Yoksa malzeme, çöp tenekelik demektir.
İkincil boşluk ise şu:
Bugüne kadar hiç kimse, Mumcu’nun bu kadar bilgiyi nasıl olup da elde ettiğini hiç sorgulamadı. Kendisi, Harp Akademisi’nde konuşmuş bir kişi, yani devletle yakın. En azından devletin bir bölümü ile yakın. Öbür bazı bölümleri ise, ondan nefret edebilir.
Muhaberatla veya istihbaratla kontağın varsa, ciddi bir risk almışsın demektir.
Sıfır: Kellen baştan gitmiş demektir.
Bir: Seni istedikleri zaman kullanırlar ve atarlar.
İki: Seni istedikleri zaman, malzemesiz bırakırlar, senin de modan gelir geçer. Ad vermeyelim, böyle köşe yazarı çok basınımızda, hem de muhalif geçinen basınımızda. Bazılarını arada ısıtıp ısıtıp piyasaya geri sürüyorlar hatta.
Üç: Eğer gerçekten kendin belge bulmuşsan bile, bunun inandırıcılığı kalmaz.
Dört: Birilerinin çıkarlarına hizmet ediyorsundur. Yaptığın gazetecilik falan değildir.
Son zamanlarda, Ruslar’ın Sputnik’i ve Independent’ı var, sözkonusu konuyla ilgili olarak. Dünya’yı sallayan belgeler ve bilgiler açıklıyorlar arada, sonra da uykuya yatıyorlar yeniden. Vuruyorlar ve bir sonrakini pusuluyorlar yani.
En son, 9 yıl önceki ÖSO başkanının Davutoğlu’yla çalışan Gelecek Partisi kurucu üyesi olduğunu yazdılar.
Kitle, onun Türkmen’liği, TC ile bağı ve en önemlisi, Suriye konusunun 2013 sonrası bir konu olduğunu bilmez ve sorgulamaz da.
Bizim sorguladığımız da şu olur:
Rusya / Putin, neden Davutoğlu’na karşı?
Çünkü, AKP-Erdoğan ile arası iyi. Bu sıralar öyle ama. Yarın bu durum değişebilir. Bu kez de bakarsınız, Davutoğlu’nu överler.
Aynı zamanda, Rusya’nın Davutoğlu’na karşı olması, onun sütten çıkmış ak kaşık olduğunu da imlemez. Yani, olumsuzun olumsuzu olumlu etmiyor bu durumda.
Sosyal medya basını üzerinden, koskoca ABD’nin başkanlık yarışı etkilenmiş.
İngiltere’nin sağsever basını, İşçi Partisi ile yalan yanlış haber yapmaktan kaçınmıyor.
Bizde de, bu kadarı oluyor.
+
Çıkış:
Bizim asıl sorumuz şu:
Mumcu o kadar saftirik değildi.
Öyleyse neden bile bile, birilerine hizmet eden haberler yayınladı?
1993, Özal, Bitlis, Mumcu çizgisini öngöremedi mi?
Diğer bir deyişle:
Mumcu, neden sudaki balık kadar sudan habersizdi?
20 ciltlik aktuel TC tarihçesi yazan Cüneyt Arcayürek gibi, neden tek bir satır kuramsal yazı yazamadı?
Kendi gazetesi Cumhuriyet’in, 2. Dünya Savaşı’nda Naziler’i överken, 1970’lerde solculuk oynaması kıvraklığını algılayamadı mı?
Bu kadar bilinçsiz miydi, yoksa başka bir bildiği veya bildiğini sandığı bir şey mi vardı?
(16 Aralık 2019)

Hiç yorum yok: