Ruslar,
Dünya kültürüne tuhaf sözcükler hediye ediyorlar.
Biri
entelejensiya, yani iktidar seçkinlerine entegre olmuş aydıncık. Ruslar için
entellektüel zaten satılık bir şey, bizim Namık Kemal’i mutasarrıf
yapmışlığımız ve asmayıp beslemişliğimiz gibi, onlar da bu işe için baştan
bütçe ayırıyorlar. Taa Çarlık zamanından beridir.
İkincisi
bu kompromat. ‘Comprimising material’ = pazarlık malzemesi. Basın terimi.
Okumaya
gazete okuyarak başladık.
İlk
tanıdığımız gazeteci gibi gazeteci,
Abdi İpekçi idi. Sonu belli. O, bu türden bir pazarlık malzemesi nedeniyle
değil, CHP-AP uzlaşması hayali nedeniyle devreden çıkarıldı.
Sonra,
ortama efsane Uğur Mumcu girdi. O da öldürüldü.
Kendisinin
bugün kitapları matbu olarak mevcut. O kitapların içinde, zamanının ortamının
deprem etkisinde sallamış bilgiler var ama bugün hiçbir anlamları yok.
Kompromat’ın
birincil boşluğu bu:
Bir
malzemeyi, vurgun yapacağı yerde ve zamanda piyasaya sürmek. Yoksa malzeme, çöp
tenekelik demektir.
İkincil
boşluk ise şu:
Bugüne
kadar hiç kimse, Mumcu’nun bu kadar bilgiyi nasıl olup da elde ettiğini hiç
sorgulamadı. Kendisi, Harp Akademisi’nde konuşmuş bir kişi, yani devletle
yakın. En azından devletin bir bölümü
ile yakın. Öbür bazı bölümleri ise, ondan nefret edebilir.
Muhaberatla
veya istihbaratla kontağın varsa, ciddi bir risk almışsın demektir.
Sıfır:
Kellen baştan gitmiş demektir.
Bir:
Seni istedikleri zaman kullanırlar ve atarlar.
İki:
Seni istedikleri zaman, malzemesiz bırakırlar, senin de modan gelir geçer. Ad
vermeyelim, böyle köşe yazarı çok basınımızda, hem de muhalif geçinen
basınımızda. Bazılarını arada ısıtıp ısıtıp piyasaya geri sürüyorlar hatta.
Üç: Eğer
gerçekten kendin belge bulmuşsan bile, bunun inandırıcılığı kalmaz.
Dört:
Birilerinin çıkarlarına hizmet ediyorsundur. Yaptığın gazetecilik falan
değildir.
Son
zamanlarda, Ruslar’ın Sputnik’i ve Independent’ı var, sözkonusu konuyla ilgili
olarak. Dünya’yı sallayan belgeler ve bilgiler açıklıyorlar arada, sonra da
uykuya yatıyorlar yeniden. Vuruyorlar ve bir sonrakini pusuluyorlar yani.
En son,
9 yıl önceki ÖSO başkanının Davutoğlu’yla çalışan Gelecek Partisi kurucu üyesi
olduğunu yazdılar.
Kitle,
onun Türkmen’liği, TC ile bağı ve en önemlisi, Suriye konusunun 2013 sonrası
bir konu olduğunu bilmez ve sorgulamaz da.
Bizim
sorguladığımız da şu olur:
Rusya /
Putin, neden Davutoğlu’na karşı?
Çünkü,
AKP-Erdoğan ile arası iyi. Bu sıralar öyle ama. Yarın bu durum değişebilir. Bu
kez de bakarsınız, Davutoğlu’nu överler.
Aynı
zamanda, Rusya’nın Davutoğlu’na karşı olması, onun sütten çıkmış ak kaşık
olduğunu da imlemez. Yani, olumsuzun olumsuzu olumlu etmiyor bu durumda.
Sosyal
medya basını üzerinden, koskoca ABD’nin başkanlık yarışı etkilenmiş.
İngiltere’nin
sağsever basını, İşçi Partisi ile yalan yanlış haber yapmaktan kaçınmıyor.
Bizde
de, bu kadarı oluyor.
+
Çıkış:
Bizim
asıl sorumuz şu:
Mumcu o
kadar saftirik değildi.
Öyleyse
neden bile bile, birilerine hizmet eden haberler yayınladı?
1993,
Özal, Bitlis, Mumcu çizgisini öngöremedi mi?
Diğer
bir deyişle:
Mumcu,
neden sudaki balık kadar sudan habersizdi?
20
ciltlik aktuel TC tarihçesi yazan Cüneyt Arcayürek gibi, neden tek bir satır
kuramsal yazı yazamadı?
Kendi
gazetesi Cumhuriyet’in, 2. Dünya Savaşı’nda Naziler’i överken, 1970’lerde
solculuk oynaması kıvraklığını algılayamadı mı?
Bu kadar
bilinçsiz miydi, yoksa başka bir bildiği veya bildiğini sandığı bir şey mi
vardı?
(16 Aralık 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder