Panorama
değil, perspektif. Yaygınlık değil, derinlik taşıyan bir manzara yani.
Bu
metni, bir bakıma kendim, bir bakıma 18 yaşındakiler için yazdım.
18
yaşındakiler (kabaca 2000 doğumlular), kendilerine iyi bakarlarsa, 98 yaşlarını
(kabaca 22. Yüzyıl’ı) görebilirler. Yani, geleceğe doğru 40 değil, 80 (küsur) yıllık
bir perspektifleri olabilir.
1975’te
Çakal Carlos, Leyla Halid, Baader-Meinhof vardı.
Carlos
ihanete uğradı. Şu an hapiste.
Terörden
(bugünün parasıyla) 30 milyon dolar kazanmışlık gibi tuhaf bir huyu var.
Halid
uzlaştı, şu an haminne.
Baader-Meinhof,
hem öz-ihanete, hem dış ihanete uğradı. Toptan mezarı boyladılar. İntihar ve
cinayet farketmez, hemen o zaman hapiste öldüler sonuçta.
Bu üçlü,
1968 gidişinin simgesi ve dibi idi gibi.
Kapitalizm
ve Kenan Evren, koşulların olgunlaşmasın bekledi. Binlerce ölüyü ellerini
oğusturarak izlediler.
Sonra
1980 geldi, hem askeri darbe, hem neo-liberalizm, hem SSCB-Afganistan / Taliban
olarak.
Taliban,
hala var da yok gibi ama 10 kuşaklık
bir dönüşüme uğradı. IŞİD’e kadar geldik.
Arafat’ın
ölümünden sonra el Fetih silindi gitti ve Filistin hala devlet olamadı. Hamas
var ortada. 1987 kuruluşlu Hamas.
Unabomber,
yalnız kurt olarak geldi ve içeriyi boyladı.
Sonra,
silahsız savaş ve 11 Eylül geldi.
Ve sonra
Batı, reel sosyalizm gidince, İslam’ı keşfetti. Öteki-düşman olarak. Hala da
öyle gidiyoruz.
Bireysel
çıkışların açmaz olduğu söylenir ama 2015’te 350 ABD’li 1.400 ABD’liyi tek
başına öldürdü. Bu bir salgın artık.
(Büyük
devletler, dışarıdan olduğu deli, içeriden de yıkılır. Yıkıldı da.)
IŞİD ile
de ölümüne savaş var artık. (Bunu Vietnam da denedi ve kazandı ama sonra para
için ABD’ye teslim oldu.)
Dönüp
dolaşıp, Hassan Sabbah ideolojisine vardık:
Önce öldür, sonra belki devlet
kurarsın.
Günümüz
Araplar’ını, bin yıllık bir yeni orta çağa sokanın, bu şiddet değil,
işbirlikçilikleri olduğu kanısındayız. Suriyeliler’in
ilk işi ülkelerini boşaltmak oldu örneğin.
1980-1990
arası, devlet-terörü nedeniyle sessizdi.
Sonra
günümüzdeki panoramayı veren çıkış başladı.
Tuhaf
olan şey, ABD’nin TC’ye 100 bin ölüye mal olan Apo’yu derdest edip teslim
etmesiydi. Diğer oynadığı atların kofluğu, 17 yıldır ortada.
Not 1:
Yani ABD, ister uluslararası terörü beslesin, ister beslemesin, eceline yararı
yok. Çünkü, tarih kafaüstü giderken, 1 nolar en sert çakılır yere. Ortalık toz
duman olunca da, böylesi ayakçı teröristlere de gün doğar, doğuyor da, doğdu da.
Not 2:
Dünya’nın
ilk gerçek devriminin ardından, ilk devlet terörü ve terör sözcüğü de geldiğine
göre, yeniden bir büküm noktasındayız, demektir.
Not 3: 2029 başarısız proto-Dünya Devrimi’ni,
ne IŞİD, ne bu İslam kadrosu yapamaz.
Yani:
1970’lerin
terör dönemi, tarihte çok önemli bir yer kazanmış olabilirdi ama bu şansını
harcadı.
Örneğin
Carlos, o pek övündüğü biçimde, İkiz Kuleler ile uğraşacağına, ve hatta TC’de
bula bula o kıtıpilleri bulacağına, ciddi bir kuram tabanı çalışabilirdi.
Zamanı bol.
Kaczynski,
mektuplarla uğraşacağına, tam kuramsal bir metin yazabilirdi. Tabii
yazabilecektiyse...
Evet,
sözünü etitğimiz dönemde aksiyon bol ama
kuram 0 oldu.
Not 4:
Unabomber’ın manifestosunun tamamının onun tarafından yazılmadığı uzmanlar
tarafından açıklandı. O biçimiyle Manifesto, çok zayıf bir kuram.
Not 5:
Makyavelli-Neçayef çizgisi ve artı devlet kurmak isteyen ve istemeyen
Türkler’in (MS 500’lerdeki) iç savaşı çizgisi, hem 1975-2015, hem de
2015-2055’i gergefledi.
Çıkış:
Keyifli
bir metin oldu. Taslak oldu. Delikli
kavramsal çerçeve oldu (bu geometriyi katlanabilir kılmak gerekli). Ama
güzel oldu.
Bu metni
önümüzdeki zamanlarda geliştirmek gerekli. Hem bence, hem başkalarınca.
Dipnot
1: 1946’da 1 Musevi, İngilizler’e karşı bir terör eylemi yaptı ve 45 Musevi’yi
bilerek ve isteyerek (belgeselde kabul ediyor) ve artı 45 İngiliz’i öldürdü.
Dipnot
2: 1940’da 1 Norveçli, ağır su taşıyan bir gemiyi, Almanlar ve Norveçliler ile
birlikte sulara gömdü. Almanya atom bombasını hiç yapamayacaktı, bu sonradan
belli oldu. Bombalar Japonya’nın tepesinde patladı.
Dipnot
3: İşte soru bu:
Kim
haklı, kim haksız?
Norveçli,
kendi halkına veya Japonlar’a karşı insanlık suçu işledi mi?
Musevi’yi
boşver, Eşkenazlar’ın Seferadlar’a neler yaptığı, onyıllardır açıkça ortada.
Atom
bombası yapılsın da yapılsın isteyen Einstein, Japonya’ya karşı insanlık suçu
işlemekten yargılanabilir mi?
İsrail’e
atom bombası verdiğini itiraf eden, Fransa cumhurbaşkanı, sosyalist Mitterand, mezarında
insanlık suçundan yargılanmalı mı?
İncirlik’ten
atom bombalarını IŞİD yürütebilir mi?
Son
soru:
TC
topraklarında ilk nükleer silah, ne zaman patlayacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder