Cuma, Ocak 15, 2016

Simülasyon, Siberuzay, İnternet

Yazılımsal bilgisayarlaşmanın n’inci meta-aşaması, bizi şimdilik bu 3 kavrama getirdi.
Yazılımsal bilgisayarlaşmanın n’inci meta-aşaması, şu demek olmakta:
Nasıl ki mantık ve matematik dili, sözdilinin farklı nicelikteki ve nitelikteki 2 meta-aşaması olmuşsa ve artı matematiğin aritmetik, cebir, analiz gibi 3 farklı hem aşaması, hem de meta-aşaması varsa; 1940’larda başlayan bilgisayarlaşma ve yazılımlaşma bireşimindeki yazılımsal bilgisayarlaşma da, sürekli soyutlamalarla ve ötelemelerle (ve böylelikle soyutlama ötelemelerle), bu türden aşamalar ve meta-aşamalar oluşturuldu.
Yazılım ve bilgisayar, ilk olarak kripto ve şifre çözmekle başladı, sonra tersine soyutlama derecesini sonsuza öteleyen şifrelemelere dönüştü.
Bu açıdan en işlevsel örnek simülasyon.
Uçuş simülasyonlarında öyle örnekler oluşturuldu ki pilotlar, daha sonraki uçuşlarında, bunları doğrudan yaşamadan olsa bile, limit sıfır hata yapmaya başladılar. Bu simülasyonlar, hem gerçek olayların kayıtlarından derlendi, hem de olabilecek ekstrem vakalar olarak programlandı.
Başka bir tür simülasyon ise ciddi oyun. ‘Hollanda Ciddi Oyun Sel Simülasyonu 2015’, 2010-2015 arasında tasarlandı. Şu anda hazır ve devrede. Böylelikle Hollanda, küresel ısınmanın yükselteceği deniz düzeyleri nedeniyle, yaşayacağı ilk gerçek sel felaketinde 100 bin yerine, limit sıfır ölü verebilecek.
Simülasyon, diğerlerine göre en matematiksel olanı. Dolayısıyla soyutlama derecesi en yüksek olanı.
Siberuzay, ilk tasarlayıcısı William Gibson’dan ve 1980’lerden beridir, görsel dil ağırlıklı çizgide ilerliyor. (Semantik ve kültürolojik olarak ise, hem interneti, hem de simülasyonu içeren bir kapsamda kullanılıyor.)
İnternet ise, sözel ağırlıklı. En çok kullanılan 10 siteden yalnızca Youtube, görsel ve işitsel dil ağırlıklı.
5 temel duyu-dilimiz var.
Görsel, işitsel, sözel, kimyasal, motor.
Tat, koku ve iç-duygudurum dağılımlı kimyasal dil, epistemik açıdan çok zayıf kalınan bir alan, çünkü bu oluşumlar ortaya çıktığında, kokusal nöroloji hemen hiç bilinmiyordu ki hala göreli az biliniyor.
Motor duyu-dil, bedenin devinim ve durgularına dayalı. O ise, beyin kasklarıyla felçlileri yürütmek gibi, yine simülasyon olan, ancak henüz çok ilkel aşamada bulunan bir bilgi alanı. Bir kask takarak, hiç dansetmemiş birine Kuğu Gölü danslarını ettirme aşamasına daha var gibi görünüyor.
Burada çok acaip ikilemler sırtı dizisi var:
Tüm bu var olan ve hatta var olmayan yeni kavramlarda, pratikle teori hiç çakışmıyor ki bunda en en büyük hata zihin felsefecilerinde kanımızca.
Zihin felsefecileri ve Matrix çizgisi, olayı bilinç konusuna kilitlemiş durumda. Oysa ki temel duyu-dillerin tamamına yakın alanı bilinçsiz işler. Yani, algılarken ayırsamayız hiç. Ayırsama olayı, sonradan bellek üzerinden yazılımsal sindirmelerle yaşanır.
Eğer, klasik tarihsel büyük sayılar kuramını kullanacak olursak, bu durumda siberuzay ve internet uzun vadede simülasyona limitlenecektir demektir. Ya da bu ara salınımlar, simülasyonu da etkileyeceği için, bir meta-simülasyon kavramına doğru, hepsi birden farklı farklı yollardan evrilecekler demektir.
Bu üçüne birden her ne denecekse o kavram, maksimum 70 yıl gibi kısa bir sürede, sinemanın sanatsal ve epistemik çıkışına nazire olarak, ender tarihsel örneklerden birini oluşturdu. Şiirin yazısal olarak MÖ 3000 ve MS 1900 arasındaki neredeyse 5 milenyumluk değişmemişliğine bakınca, fark daha kolay anlaşılıyor.
Dipnot:

Bizce, üçünü birden içeren kullanımıyla siberuzay, hem sanat, hem felsefe, hem de bilim olmakta.

Hiç yorum yok: