Yazılımsal
bilgisayarlaşmanın n’inci meta-aşaması, bizi şimdilik bu 3 kavrama getirdi.
Yazılımsal
bilgisayarlaşmanın n’inci meta-aşaması, şu
demek olmakta:
Nasıl ki
mantık ve matematik dili, sözdilinin farklı nicelikteki ve nitelikteki 2
meta-aşaması olmuşsa ve artı matematiğin aritmetik, cebir, analiz gibi 3 farklı
hem aşaması, hem de meta-aşaması varsa; 1940’larda başlayan bilgisayarlaşma ve
yazılımlaşma bireşimindeki yazılımsal bilgisayarlaşma da, sürekli
soyutlamalarla ve ötelemelerle (ve böylelikle soyutlama ötelemelerle), bu
türden aşamalar ve meta-aşamalar oluşturuldu.
Yazılım
ve bilgisayar, ilk olarak kripto ve şifre çözmekle başladı, sonra tersine
soyutlama derecesini sonsuza öteleyen şifrelemelere dönüştü.
Bu
açıdan en işlevsel örnek simülasyon.
Uçuş
simülasyonlarında öyle örnekler oluşturuldu ki pilotlar, daha sonraki
uçuşlarında, bunları doğrudan yaşamadan olsa bile, limit sıfır hata yapmaya
başladılar. Bu simülasyonlar, hem gerçek olayların kayıtlarından derlendi, hem
de olabilecek ekstrem vakalar olarak programlandı.
Başka
bir tür simülasyon ise ciddi oyun. ‘Hollanda Ciddi Oyun Sel Simülasyonu 2015’,
2010-2015 arasında tasarlandı. Şu anda hazır ve devrede. Böylelikle Hollanda,
küresel ısınmanın yükselteceği deniz düzeyleri nedeniyle, yaşayacağı ilk gerçek
sel felaketinde 100 bin yerine, limit sıfır ölü verebilecek.
Simülasyon,
diğerlerine göre en matematiksel olanı. Dolayısıyla soyutlama derecesi en
yüksek olanı.
Siberuzay,
ilk tasarlayıcısı William Gibson’dan ve 1980’lerden beridir, görsel dil
ağırlıklı çizgide ilerliyor. (Semantik ve kültürolojik olarak ise, hem
interneti, hem de simülasyonu içeren bir kapsamda kullanılıyor.)
İnternet
ise, sözel ağırlıklı. En çok kullanılan 10 siteden yalnızca Youtube, görsel ve
işitsel dil ağırlıklı.
5 temel
duyu-dilimiz var.
Görsel,
işitsel, sözel, kimyasal, motor.
Tat,
koku ve iç-duygudurum dağılımlı kimyasal dil, epistemik açıdan çok zayıf
kalınan bir alan, çünkü bu oluşumlar ortaya çıktığında, kokusal nöroloji hemen
hiç bilinmiyordu ki hala göreli az biliniyor.
Motor duyu-dil,
bedenin devinim ve durgularına dayalı. O ise, beyin kasklarıyla felçlileri
yürütmek gibi, yine simülasyon olan, ancak henüz çok ilkel aşamada bulunan bir
bilgi alanı. Bir kask takarak, hiç dansetmemiş birine Kuğu Gölü danslarını
ettirme aşamasına daha var gibi görünüyor.
Burada
çok acaip ikilemler sırtı dizisi var:
Tüm bu
var olan ve hatta var olmayan yeni kavramlarda, pratikle teori hiç çakışmıyor
ki bunda en en büyük hata zihin felsefecilerinde kanımızca.
Zihin
felsefecileri ve Matrix çizgisi, olayı bilinç konusuna kilitlemiş durumda. Oysa
ki temel duyu-dillerin tamamına yakın alanı bilinçsiz işler. Yani, algılarken ayırsamayız hiç. Ayırsama
olayı, sonradan bellek üzerinden yazılımsal sindirmelerle yaşanır.
Eğer,
klasik tarihsel büyük sayılar kuramını kullanacak olursak, bu durumda siberuzay
ve internet uzun vadede simülasyona limitlenecektir demektir. Ya da bu ara
salınımlar, simülasyonu da etkileyeceği için, bir meta-simülasyon kavramına
doğru, hepsi birden farklı farklı yollardan evrilecekler demektir.
Bu üçüne
birden her ne denecekse o kavram, maksimum 70 yıl gibi kısa bir sürede,
sinemanın sanatsal ve epistemik çıkışına nazire olarak, ender tarihsel
örneklerden birini oluşturdu. Şiirin yazısal olarak MÖ 3000 ve MS 1900
arasındaki neredeyse 5 milenyumluk değişmemişliğine bakınca, fark daha kolay
anlaşılıyor.
Dipnot:
Bizce,
üçünü birden içeren kullanımıyla siberuzay, hem sanat, hem felsefe, hem de
bilim olmakta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder