Tarihin
en uzun süreli ve mekanlı göçlerinin faili Moğollar, Türkler, Çingeneler ve
Vikingler. Ancak, tarihin en yüksek sayılı insan göçlerinin failleri başkaları.
Avrupa,
1700-1990 arasında, 1 milyon İrlandalı’yı, 1 milyon Alman’ı, 1 milyon
İskandinav’ı Amerikalar’a yolladı.
Ana
neden kıtlıktı. Örneğin İrlanda, 1 milyon göç verirken, 1 milyon da ölü verdi.
Anadolu,
1915-1925 arasında, 3 milyon kişilik dışa göç verdi ve 3 milyon kişilik içe göç
aldı. 1915 nüfusu ise 12 milyon civarında idi. Yani Anadolu, oransal olarak en
kısa zamanda nüfusunun en yüksek = % 50’lik bir
bölümüne göçsel olarak maruz kalan bir yer durumunda. Kesin olmamakla
birlikte, aynı sürede 500 bin de ölü verdi.
Bugünkü
ABD’nin nüfusunun % 85’i beyaz ve Avrupa kökenli. % 10’u Afrika kökenli ve %
5’i melez veya safkan İspanya kökenli. ABD, 300 küsur milyon nüfusunun karşın
hala yılda 1,5 milyon göçmen alıyor, yani nüfusunun % 0,5’ini. 20 yılda % 10
eder.
Bu
durum, diğer Amerikalar için, farklı oranlarda geçerli. Ancak, onlarda yerli
nüfus biraz daha çok sağ kaldı ve ana dillerini koruyabildiler.
Çin’in
çinlileştirilmesi süreci, tam ne zaman başladı ve sürdü belli değil ama
Çinliler’in anavatanlarından sürdükleri veya tarihten sildikleri onlarca halk
ve dil var.
Bugünkü
Rusya’nın ruslaştırılması 1600-1950 arasında sürdü. 14 cumhuriyette ve yüzü
aşkın özerk bölgede, Ruslar ancak böylece çoğunluğa geçti.
Afrika’nın
müslümanlaştırılması, aynı zamanda araplaştırılması demek oldu. Bugünkü
Nijer-Nijerya çizgisi, Kuzey Sudan – Güney Sudan üzerinden geçerek, böyle
oluşturuldu. Araplar, Afrikalılar’ı hem Osmanlı’ya, hem de Amerika’ya yüzyıllar
boyu sattılar. Not: Köleleştirme, İslam öncesinde de kabileler arasında
mevcuttu.
Ancak
Afrika, Kush’larınki haricinde büyük kıta-içi göçlere maruz kalmadı, çünkü çöl
ve orman gibi, çok büyük 2 doğal engel var orada.
Bugünkü
ABD’de 30 milyon siyahi olduğu bunun da yüzyıllar öncesinde onda birlik nüfus
sayılması gerektiği düşünülürse, bunun eski muadili 3 milyon olur ama ölüm
oranı çok olduğu için, pek pek 10 milyon olur, bazı yazarların önesürdüğü gibi
100 milyon değil.
Ek:
Amerikalar’ın bugünden yalnızca 12-13 milenyum önce ilk kezliğine
insanlılaştırılması da akılda tutulmalı.
Hindistan’da
kuzeydeki koyu ten renkli halklar sürekli istilalar nedeniyle hep güneye
sürüldü. Öyle ki bugünkü İndo-Avrupa dili kullanan Hindular’ın aslen
Hindistan-dışı bir halk olması hala mümkün.
Okyanusya’daki
adaların insanlaştırılması, tarih öncesinden başlayarak taa 1500’lere dek
sürdü. Ancak, genel Dünya nüfusuna oranla çok düşük oranda göçler sözkonusu
oldu. Çünkü adalar küçük olduğu için, doyurabileceği insan sayısı hep düşük
kaldı.
Sonuçta,
hepsine birden baktığımızda, Hindistan’ın kuzey üçte birinin bugünkü hesapla
1,5 milyarın üçte birinden hesapla, 500 milyonluk bölümü, güneye göç etmiş
kişiler olmakta. Doğum kontrolünü ısrarla reddetmeleri, sıcak iklimleri ve
toprağın insan besleme limitleri yüzünden, nüfusları artık tavanı görmeye
başladı diyebiliriz. Yani, bir milyarın 333 milyonu kıta-içi göç etmiş
sayılabilir. Ki bu da Anadolu içinki % 50’den düşük kalmakta.
Yani:
Oran
olarak Anadolu 1915-1925, toplam olarak Hindistan MÖ 1000, göçsel-tarihsel
rekorları elinde tutuyor gibi görünüyor. ABD’nin giderek azalmakta ve 2050’de %
50’nin altına düşecek olan oranı hariç tutulursa, kayıtlar böyle.
Diğer
bir deyişle:
Dünya
yaşanabilir alanlarının % 90’ında ve nüfuslarında anavatan ve ‘burası benim’
yok.
ABD’nin
kendi oranını kendi bozması ve Türkler’in kendi anavatanlarını kendi elleriyle
Ruslar’a kaptırmaları gibi, ironik örnekler de mevcut. Ruslar’ın ve Putin’in
gözünün İstanbul’da olması ise, hepten ironik.
Yani:
Mal
sahibi, mülk-devlet sahibi, hani bunun ilk sahibi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder