Cuma, Ocak 15, 2016

Bilimkurgu Yazmam ve Feneon-Kısa Öykü

12.01.15, 17:25.
Bilimkurgu Yazmam ve Feneon-Kısa Öykü
‘Tsunamide Sörf’ten, yani 1993’ten beridir, bilimkurgu roman yazmak isterim ama kurmaca yazamadığım için, onu da yazamam.
(Bugün, daha önceki günlerde kısa-kısa öykü ile ilgili bazı metinler yazdıktan sonra, bilimkurgu kısa-kısa öykü yazmayı düşündükten sonra, bu konuda Türkçe’de ve Türkiye’de 2015’te ödül verildiğini  öğrendim.)
Oysa, daha 1989 Mart’ında ‘İki’ uzun-öyküsünü yazmıştım. 2.500 x 44 = 110.000 karakter idi sanırım.
Nedense, gerçekten bugün olan bugüne dek, ‘Tsunamide Sörf’ü kısa-kısa öykü olarak veya parça parça yazmak hiç mi hiç aklıma gelmedi.
Onu deneyeceğim ilkin.
Bir kez başladım mı da çağrışımlar yığılacak zihnime. Daha önce hep öyle oldu çünkü. Bu da benim yazma tarzım.
Dipnot 1:
Üstelik yazma çizgim, önce sözcük kümeleri, sonra tümce, sonra paragraf, sonra sayfa kurma gibi, adım adım ilerledi.
Dipnot 2:
Bu metinden hemen sonra, 2 ‘Tsunamide Sörf’ metni peşpeşe yazıldı.
Dipnot 3:
Facebook Monologu 09.01.16’yı yazdığımda ne yazdığımı anlamamıştım. Üçüncü okuyuşumda anladım. Ve böylelikle de, neden kurmacaya geçebildiğimi. Kasap olmak ve kendi kan kokusunu almak, Fassbinder-Kafka üzerinden okununca, doğrudan kurmaca gelir akla. Bir sağlamcı olarak, en sağlam kurmacamdan, ‘Tsunamide Sörf’ten daldım kurmacaya: Ki (kan sucuğu yaparak) kendi kanının kasabı olmakla ilintilidir o roman. Yaşamımda ilk kez, parça parça da olsa, bir bilimkurgu roman yazabileceğime ikna oldum.

(Not: Dipnot 3, 13,01.15, 02:15 gibi yazıldı.)

Hiç yorum yok: