12.01.15, 17:25.
Bilimkurgu Yazmam ve Feneon-Kısa
Öykü
‘Tsunamide
Sörf’ten, yani 1993’ten beridir, bilimkurgu roman yazmak isterim ama kurmaca
yazamadığım için, onu da yazamam.
(Bugün,
daha önceki günlerde kısa-kısa öykü ile ilgili bazı metinler yazdıktan sonra,
bilimkurgu kısa-kısa öykü yazmayı düşündükten sonra, bu konuda Türkçe’de ve
Türkiye’de 2015’te ödül verildiğini
öğrendim.)
Oysa,
daha 1989 Mart’ında ‘İki’ uzun-öyküsünü yazmıştım. 2.500 x 44 = 110.000
karakter idi sanırım.
Nedense,
gerçekten bugün olan bugüne dek, ‘Tsunamide Sörf’ü kısa-kısa öykü olarak veya
parça parça yazmak hiç mi hiç aklıma gelmedi.
Onu
deneyeceğim ilkin.
Bir kez
başladım mı da çağrışımlar yığılacak zihnime. Daha önce hep öyle oldu çünkü. Bu
da benim yazma tarzım.
Dipnot 1:
Üstelik
yazma çizgim, önce sözcük kümeleri, sonra tümce, sonra paragraf, sonra sayfa
kurma gibi, adım adım ilerledi.
Dipnot
2:
Bu
metinden hemen sonra, 2 ‘Tsunamide Sörf’ metni peşpeşe yazıldı.
Dipnot
3:
Facebook
Monologu 09.01.16’yı yazdığımda ne yazdığımı anlamamıştım. Üçüncü okuyuşumda
anladım. Ve böylelikle de, neden kurmacaya geçebildiğimi. Kasap olmak ve kendi
kan kokusunu almak, Fassbinder-Kafka üzerinden okununca, doğrudan kurmaca gelir
akla. Bir sağlamcı olarak, en sağlam kurmacamdan, ‘Tsunamide Sörf’ten daldım kurmacaya:
Ki (kan sucuğu yaparak) kendi kanının kasabı olmakla ilintilidir o roman.
Yaşamımda ilk kez, parça parça da olsa, bir bilimkurgu roman yazabileceğime
ikna oldum.
(Not:
Dipnot 3, 13,01.15, 02:15 gibi yazıldı.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder