Cuma, Ocak 15, 2016

Simülasyon, Simülakrum, Simülakron

Önvurgu: Baudrillard gibi, anlamadığı konularda yazan, boş kafalı felsefecilerin nezdinde, bu denli büyük bir epistemik kubur ve kabir kazanlara lanet ediyorum.
Efenim simülakrum, bir şeyin taklidi ve temsili demek.
Simülasyon, Türkçe’de ‘benzetişim’ ile karşılanıyor. Bilimsel bir terim. Bilgisayar programları aracılığıyla, uçuş gibi gerçek konuların sanal dünyadaki taklitlerini ve temsillerini yaratıyor.
Simülakron ise, ‘simülakrum olan’ demek.
Popüler kültüre 1999’da ‘Matrix’ gibi bir ‘delinin kuyuya attığı ama tüm akıllıların çıkaramadığı’ bir taş düşünce, 10 yaşındaki kültürel ve zihinsel zekalı 40 yaşındaki ergen bozuntularına gün doğdurdu. Kendi şavalaklıklarını sisteme bağlayarak, konudan sıyırtacaklarını sandılar.
Oysa tanrısından demokrasisine kadar, günümüz kültürlerinin hepsi taklit veya temsil. Ayrıca, asılları yok. Örneğin Antik Yunan demokrasisinde, nüfusun üçte biri köleydi. Ayrıca; mufazakar-demokrat, muhafazakar-liberal, Hristiyan-demokrat, Müslüman-demokrat, Hristiyan-sosyalist falan olmuyor. Reel anlamda tabii ki, yoksa uydur uydur söyle.
Ayrıca, gözümüzün göremediği büyük ve küçük ölçeklerdeki herşeyin görüntüsü taklit ve temsil. Örneğin, o gökadaların fotoğrafları, çok uzun zaman aralıklarında alınmış ve üzerine yazılımla müdahale edilmiş yapay görüntüler yalnızca. Atom görüntüleri de öyle.
Yani simülasyon, simülakron ve simülakrum, yalnızca birer soyutlama ve insan türü soyutlama olmadan, muz yiyip yağmur suyu içerey yaşadı milyon yıllarca.
İnsanlar soyutlamazlar, limit hep somutlarlar. O nedenle, ‘reification’ın motamot anlamı, ‘somutlamak’ olmakta.
İnsanlar, birkaç yıllık tarihöncesi dönemde ve 5 milenyumluk tarihiçi dönemde, ancak düşünceyi soyutlayabildiler ki o yetersiz. En azından artık yetersiz. 1945’teki 2 atom bombasından ve 1957’deki ilk yapay uydudan beridir böyle.
O nedenle artık; simülasyon-1, simülakron-1, simülakrum-1 yok; üçünün de sonsuz ötelemesi ve soyutlaması var ki o da düşünce-öte olmakta.

Tanrı dahil, insanın tüm sonsuzları görelidir, mutlak değildir, bir kritik eşikten sonra başka şeyler evrilir. Sonsuz sayılı tanrıdan tek sayılı tanrıya evrilmek gibi. E tabi sıfıra da evrilecekler ama bu çaba, beyin kabızlığı yapıyor insan türünde.

Hiç yorum yok: