Çarşamba, Ocak 06, 2016

(Birlikte) Ölmek

Önnot:
Bu metin, Schnitzler’in birlikte ölmeyi konu eden, ‘Ölmek’ adlı romanının arka kapağındaki metin üzerinden yazıldı. Bu adam Freud’u çok etkilemiş. Acaba Freud kendi ölürken, karısının da onunla birlikte intihar etmesi gerektiğini düşünmüş müdür acaba? Romanın tema’sı bu çünkü.
“Genç bir çift olan Felix ve Marie'nin önünde ölümden başka bir engel daha var. Artık bu hayatta çok az bir vakti kalan genç adam, sevgilisi Marie'ye, ‘benimle ölür müsün?’ diyor. Siz olsanız böyle bir durumda ne yapardınız?”
Örnekler:
Yazar Arthur Koestler, İspanya İç Savaşı’nda ölüm orucuna girdi, ülser oldu. Walter Benjamin ile birlikte 1940’ta intihar etmek için ilaç aldı, kendi kustu, Benjamin öldü ama bu daha çok cinayet gibiydi, çünkü Koestler Stalin tarafındaydı, Benjamin ise değildi.
Aynı Koestler ölümcül hastalığa yakalanınca, o zamanki karısı onunlu birlikte intihar etti ve birlikte öldüler. Bunu, Koestler mi istedi, karısı mı önerdi, tam bilmiyoruz.
Susan Sontag ise, yakın arkadaşı Diane Arbus’un intiharında yan çizdi. Onunla birlikte intihar etmedi, onun yerine, ‘Bir Metafor Olarak (Ölümcül / Kansersel) Hastalık’ kitabını yazdı.
Annesi ve babası birlikte intihar etmiş ve ölmüş bir hanım tanımıştım. Deliydi, hem de zırdeliydi. Deliliğinin bir bölümü de o intihardan geliyordu, çünkü konuya aklı erecek kadar büyükmüş o sırada.
Ondan 5 yıl önce, ondan başka bir kentte, yine bir intihar eden çift  öyküsü dinlemiştim. Anlatan kimse konuyu çok bayağıca yüceleştirerek anlatmıştı, tiksinmiştim. Herşeyi bayağılaştıran biriydi. Neden böyleydi, hiç anlayamadım.
İntihar eden ünlü çok ama birlikte intihar eden ünlü az sanırım (ben bilmiyorum örneğin).
Ben, ‘mümkündür pekala’ diyorum.
“Birlikte ölmek ister miyim?”
Soru bu değil. Soru şu:
“Kimin yaşamına, kalan yaşamımı verip ölürüm?” (Biraz ‘Deli Dumrul’ öyküsü gibi.)
Seri terörist ruhlu biri olarak, yaşam almayı değil, yaşam vermeyi severim. 7 milyarı öldürmeyi de bu nedenle düşünüyorum, doğmamış 7 trilyonu da öldürmeyi bu nedenle düşünmüyorum.
Öleceğim kesinken, biri bana, beni sevdiği için, benimle birlikte ölmeyi önerirse, ona feyk atar ve kendim ölüp, onu sağ bırakırım. Ki bu da, Koestler’in Benjamin’e yaptığının tersi olur: Benjamin ne olup bittiğini bilmiyordu, yalnızca Koestler’e güveniyordu ve bunu yaşamıyla ödedi. Ki bu aynı zamanda, Koestler’in o zamanki karısıyla, kendisi ölüme mahkum olduğu için, birlikte intihar etmesinin de tersi olur.
Bugüne kadar yaşamış 100 milyar insanın, milyonda dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuzu, bir hiç olarak yaşadı ve öldü. Ancak bu, ölmekte olan birinin, kendisiyle birlikte ölmesini herhangi birinden istemesine hak yaratmaz.
Peki bu, hak edilmeden yapılabilir mi? Yapılabilir, tüm günah, suç ve ahlaksızlıklar gibi...
Başka bir uç örnek daha var:
Kendi klonlarının, diyelim 60 yılda bir, genç gövdelerini alarak, kendi başını oraya naklettirerek, (diyelim 20 yaşında olan) onlara 60 yaşında, yani ölmeye epeyi yakın bedenler bırakmak da, kendi ölümünü birine duble ödetmek olmaz mı? Yani, asıl örneğin (iyi veya kötü olarak) 2 katı etkili bir edim olmaz mı?
Birlikte ölme ama nasıl?
Orgazm gibi, kadın önce veya eşzamanlı veya erkek önce mi? Farkeder mi? Farketmez mi?
Son soru:
Ölüm hep tek kişiliktir. En azından şimdilik.
Dolayısıyla:

Birlikte ölmenin ne anlamı var?

Hiç yorum yok: