Bir
haber:
“Milattan
önce 1800'lü yıllarda ortaya çıkan Babil uygarlığının, yıldızları izlemek için
karmaşık geometrik hesaplamalar yaptıkları ortaya çıktı.
‘Science’
bilim dergisinde yer alan araştırmaya göre, Babilliler gece gökyüzünde Jüpiter
gezegeninin hareketlerini izlemek için geometriyi kullanıyorlardı.
Bilim
insanları Babillilerin bu tekniği Milattan Önce 350 yıllarında
geliştirdiklerini düşünüyor.”
Bu, o
kadar sürpriz değil.
Sürpriz
olan şu sav:
"Bu,
daha önce astronomiye yeni bir yöntem getiren tek bir kişi, bir dahi tarafından
yazılmış bir tablet olabilir. Ya da bu yöntem, farklı alimler tarafından daha
yaygın biçimde kullanılıyor olabilir."
Yani,
bunu söyleyen kişi, Eratosthenes örneğini biliyor gibi.
Adam, MÖ
200 gibi, Dünya’nın yarıçapını, Ay’ın yarıçapını, Ay-Dünya uzaklığını, Güneş’in
yarıçapını, Güneş-Dünya uzaklığını hesaplamayı göstermiş.
Sonra da
bu bilgiler, 1.800 (yazıyla bin sekiz yüz) yıl boyunca yok sayılmış. Varlığını
ve geçerliliğini savunanlar da kafir sayılmış.
Dan
astronom Rohmer, ışık hızını hesapladığında, o bilgi bir süre yok sayılmış.
Kaluza
çok boyutlu uzayı hesapladığında, Einstein bilgileri hasıraltı etmiş.
Bilim
tarihine de, genel tarihe de bakıldığında, başlangıç MÖ 3000’den giderek
gerilere gidiyor. Çünkü Neolitik Devrim başlangıcı, giderek daha gerilere,
günümüzden 7 bin yıl öncesinden, 15 yıl öncesine doğru gidiyor. Tabii dönüşüm, ileriye
sıçramalı ve geri düşüşlü olmuş. İnsanlar tarımı ve kentleri kezlerce terketmişler.
Bilimsel
bilgi de öyle:
Yazı da
en az 3 kez icat edilmiş, 0 sayısı da: 6 farklı zamanda, 6 farklı uygarlıkta ve
mekanda.
Bunun şu
an bizi ilgilendiren bölümü şu:
Einstein,
Planck ve Heisenberg triyalektik
trilemması nedeniyle, temel bilimler 100 küsur yıldır ketlenmiş durumda.
Yani, uzaya gidiş bilgisi de, ölümsüzlük bilgisi
de, yeniden yitirilecek ve yeniden icat edilecek.
İşte,
Yeni Orta Çağ bu demek.
Dipnot:
Kendi
hesabıma bir ve erken öten horoz dahi
şıkkını yeğlerim. Okur hangisini yeğlediğine kendi karar versin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder