Perşembe, Ocak 07, 2016

Dünya ve Hollywood

Konuyla ilgili doğru dürüst en son 2010 gibi ilgilenmiştim. Bazı ilginç veriler oluşmuş. Onları irdelemek arzusundayım.
O zaman, sarı, kahverengi ve beyaz (AB’sel ve ABD’sel ayrı ayrı) sinema ayrımı, oldukça belirgindi. 5 yılda onlara yakın ve ama uzun vadede başka başka global değişimler imleyen gelişmeler vuku bulmuş:
Holywood filmleri 2 eğilimde:
Bir:
ABD’de asıl parayı yapanlar.
İki:
ABD dışında asıl parayı yapanlar.
Bu ayrım, 1998 yapımı ‘Armageddon’ ile çok belirgin bir yol ayrımı imlemişti. Şimdilerde yol çatallanması sürüyor ama rasgele sürüyor gibi.
Örneğin, ‘Snowpiercer’ gibi, bilimkurgu türünde ve tüm ABD yıldızlarını içeren ama yanısıra ABD-dışı yönetmen ve oyuncu da içeren bir yapımın geliri, % 94,7 ABD dışında oluşmuş.
2014’ün en çok hasılat yapan filmi, ‘Transformers’, orijini tümüyle Japonya kökenli olsa da, tümüyle yankileştirildiği için olsa gerek, % 77,8 ABD-içi hasılat yapmış.
En çok hasılat yapan 20 filmin yalnızca birisi, % 50’nin altında, % 36 ABD-dışı hasılat ile ‘American Sniper’ olmuş: Yani, tümüyle ve yalnızca Yanki konulu bir film.
Ara soru:
Bu, (Holywood’sal) globalizasyon mu?
Bence değil ama bunun yanıtı, ancak önümüzdeki 10 yıl içinde kesinleşir kanımca.
Örneğin, Türkiye’de Dünya’da da devam filmleri yüksek hasılatı sürdürüyor genelde. Ki bu, neredeyse 30 yıllık bir eğilim durumunda.
Ara yorum:
Bu filmlerde, genelde ve eski Holywood çizgisinde bakılınca, Yanki olmayan çok çok öğe mevcut. Yani, ABD Dünya’yı Holywood’laştıracağım derken, (asıl sarı ve kahverengi sinema (Bolywood) olarak) Dünya Holywood’u dünyalılaştırdı gibi görünmekte. Bu, 1995-2015 için geçerli olan bir saptama.
Zaten, hala ve hep, ABD film yapımlarının 400 tanede 300 tanesi, maliyetini çıkaramamayı sürdürüyor örneğin. Espri şu ki bu ülke, ‘publish or perish’ ülkesi ve ‘perish’ olacak denli ticari kötü olan, 1980’den bugüne dek, en az 10 bin film yaptılar. Da burası TC değil ki cebine beleş para koyan biri, film yapmaya kalksın. Zarar ettiren biri asılır ABD’de yahu.
Yani, 1’den 2 milyona giden, 120 yıllık sinema tarihinde, tüm global filmlerin % 20-30’unu yapmış olan ve bunun dörtte üçü zarar etmiş olan bir ülkeden (ABD’den) söz ediyoruz burada. Ticari bir hatada 120 yıl boyunca ısrar eden, Dünya ticaret devi: Pek sakil canım.
A evet, Fransa dışında, AB sanat filmi piyasası çöktü. Satın alınan sanat filmi yönetmenlerinin Holywood maceraları da son 10 yıldır tümden çöktü. Bu da, Holywood’un ‘yemez, yedirmez’ tavrı.
Da, ‘Gangnam Style’ klibi, 2 milyar kere izlendi, 3 yılda yalnızca (ve artık pratikte sıfır ek izleniyor). Yalnızca internet filmi yayını kanalları var artık.
Ek bilgi 1: 1 milyar dolar hasılatlı 1 film, yaklaşık 100 milyon kere izlenmiş demek olmakta. Tüm Dünya’da ama.
Ek bilgi 2: Filmlerin hasılatlarının % 80’ü ilk 3 veya 7 günde oluyor. Alan da gaçan durumu yani. Kandırdı kandırdı, kandıramadı nah bir daha kandırır, oluyor sonuçta.
Ek bilgi 3: Kısa film olmak kaydıyla, 100 bin değil ama 500 bin kere izlenen bir Youtube parçası, sahibine yaptığının maliyetini haydi haydi geri veriyor, şu ya da bu yoldan.
Ek bilgi 4: Bir ticaret sitesi olan Alibaba, sinema alanına girdi. Tabii ki internet sineması alanına. Alibaba, şu anda Holywood’daki o tüm ‘joint-venture’ / ÇÜŞ (çokülkeli şirket) oluşumlarından çok çok daha büyük bir oluşum. Ve bu, son 20 yılda, internet büyürkene, göz göre göre böyle oldu çıktı. Holywod hiçbirşey yapmadı bunu önlemek veya onu sollamak için yani.
Sonuç:
Bu durumda yolları çatallanan bahçe değil de, saçaklı kırınımlar var gibi ortada.
Yani bu, sarı, kahverengi veya beyaz sinemadan herhangi biri galebe çalabilir, ya da hepsi yenilebilir, demek. Benim seçimim, hepsinin yenilgisi yönünde görünüyor. Bu, şimdilik, internet sineması yönünde ilerleyecek ama çok çok kısa bir zamanda holografik sinema alanı da ticari olarak devreye girebilir pekala. Çünkü ne Blueray, ne de HD yeterince tutmadı sinema açısından. Nasıl olsa birileri, yeni teknoloji sokacak piyasaya.
Bu arada; klip, reklam, bilgisayar / video oyunu sinemasal fragmanı, vs türü kısafilmleş(tiril)miş örnekler hala devrede. Onlar da başabaş yarışta yani.
Vine video ve Twitter senaryosu türü, çok çok zayıf filizler durumunda.
Televizyon dizileri ise, tümüyle sinemalaştı çoktan. Ancak, onlar en azından 2014 gibi pillerini bitirmişti. Dr. House ve Dexter gitti, avangard-dizi bitti bizcesi.
Bu durumda, hiç olmadığı denli tuhaf bir biçimde, sinemanın en az 5-6 avangard vektörü var ama potansiyel olarak. Aktuel olarak ise 0.
Hangisi başaracak?

That is the question.

Hiç yorum yok: