Çarşamba, Ocak 27, 2016

PKK Güneydoğu'yu Kürt'süzleştirecekmiş

Bu PKK, böyle değildi. İstediği sonuçlara varamayınca, hafiften zihinsel dağılmaya başladı sanırım.
Uzunca bir alıntı:
“Altı aydır devam eden şehir çatışmalarında bölge halkından beklediği desteği bulamayan PKK, Kürt sorununu Avrupa’ya taşımak için ‘büyük göç planı’ hazırladı. Plana göre, mart ayından itibaren çatışmaların sürdüğü ilçelerden binlerce kişi batı illerine göç edecek. Ardından da Avrupa’ya geçiş için sınır zorlanacak.
Aynı anda, Kürt sorunu BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşlara taşınacak. Konu ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın İstanbul’da gerçekleştirdiği görüşmelerde de masaya yatırıldı. Türkiye, planla ilgili olarak ABD’ye bilgi verdi. Aynı konuda Avrupa’ya da bilgi aktarılması öngörüldü.”
Sanki bunu TC de yapmıştı ve plan elinde patlamıştı diye anımsıyorum. 1993 gibi yani.
O sürecin sonuçları şunlardı:
Güneydoğu boşaldı ama Kürt’süzleşti de. Onların yerine, bugün koruculuk yapan ve Kürler’le kan davası taşıyan Orta Asya halkları geldi. Birden nedense, Osmanlı’nın zorunlu iskan siyasetini anımsadım.
Benzeri bir şeyi, Kürtler Ermeniler’e 1915’te yapmıştı.
Dağdaki Kürt’e istediğini yaptırmakla, kentteki Kürt’e istediğini yaptırmak, aynı şeyler değil. Kentteki hayır der ama dağdaki demez.
Kürtler, büyükkentlerde Kürtçe’yi unutmak veya hiç öğrenememek, aşırı tüketicileşmek gibi birçok kültürel dekadans yaşadı.
Kır savaşı ve kent savaşı bambaşka şeyler. O nedenle nizami ordular, kentlerde çuvallar. PKK, kırdaki taktiklerini kentte kullandı ve yanıldı.
Arada örnek: 1971 gibi, koskoca İstanbul, kilometrelerce süren bir askersel şeritle çevrilip, ev eve aranmıştı. Asker, jandarma, polis birarada bunu kentte hala kolayca yapar, yaptı da. Sivilleri karantinaya alır, aç bırakırsın, direniş çöker. Çöktü de.
1983 ruhu 2016’da yok, özellikle araya giren çözüm süreci denilen ertesinde.
Devam:
Kürtler’in bir an önce 4 grup biraraya gelmesi ve kısa, orta, uzun dönemli plan yapması gerek. Ancak önce uzlaşması. Ondan önce de biraraya gelebilmesi. Bu ise, tarihte henüz vaki değil.
Geleceğe doğru bir bakalım:
TC’den 4 milyon kişi yurtdışına gitti, 1960-1990 arasında. 1 milyonu geri döndü. Bunların bir bölümü 100 halktan azınlıklar idi. Süryaniler geri döndü ama Kürtler dönmedi.
Yani, AB’ye giden halklar, ne Kürt olacak, ne PKK sempatizanı, ne de AB kültürülü.
1 milyon kişi giderse sorun yok, 3 milyon kişi giderse, Güneydoğu PKK denetiminden çıkar.
Ve bunu PKK kendi eliyle yapıyor.
E tabii, TC de ‘tavşana kaç, tazıya tut’ durumunda. ‘İstemem, yan cebime koy’ durumunda.
Son şoru şu:
TC, kimleri göçmen alacak?
Eğer Suriyeliler’i Güneydoğu’ya yerleştirirse, çok değil 10 yıl sonra, Güneydoğu’da Kürt yerine, Arap problemi olur.

Makul yol / kaynak, yine Türki Cumhuriyetler...

Hiç yorum yok: