Daha
önce, Çingeneler ve Türkler arasında yaptığımız bu türden uzun dönemli ve uzun
mekanlı karşılaştır-karşıtlaştır durumunu, bu kezinde Avrupa 400-1450 ve
Moğolistan 1200-2000 için deniyoruz.
Avrupa
için 1.050, Moğolistan için 800 yıl sözkonusu. Arakesit zaman 250 yıl,
arakesitsiz zaman 800 + 550 = 1.350 yıl olmakta.
Arakesit
zaman olan 1200-1450 arasında Moğollar, 1200-1300 gibi Avrupa’yı darma duman
ettiler.
Avrupa’yı
400’de Kavimler Göçü, 800’de Vikingler, 1200’de Moğollar, 1350’de Çin’den gelen
veba salgını darma duman etti.
Avrupa
böylelikle ve dış nedenlerle, 400 yıllık iniş-çıkış dönemlerindeki 200 yıllık
iniş dönemini, 1.050 yıl gibi bir süre boyunca yaşamak zorunda kalan,
mekan-zamansal ender örneklerden biri oldu.
Sonuncu
ve en büyük yıkım olan ve Avrupa’nın üçte bir nüfusunu öldüren veba salgını,
darbe olarak 1600 yerine 1350’de olarak, bir bakıma o süreyi (250 yılı, 1600
yerine 1450’de çıkışa geçmeyle, 150 yıl olarak) sıfırlamış görünüyor. Bu son darbe senkobun daha derinlemesine
irdelenmesi gerekiyor.
Şerh 1:
Orta Çağ için oldukça farklı bakış açıları ve kavramsal çerçeveler var ama
hepsi özel / tikel alanda seyrediyor. Bize gerekense, tümel denklem ve soyutlama.
O yıkımı
yapan Moğollar ise, 1300’den sonra, belki hala da öyle sayılmacasına,
Moğolistan’a çekilip, Dünya’nın en büyük imparatorluğunu kuran onlar
değilmişçesine çok çok statik bir tarih sürdürdüler.
Şerh 2:
Bu türden bir sarı ırksal geri çekilme olarak, 1400 gibi denizler yoluyla Dünya
fatihi olabilecek Çin’in, tutucu bir imparator nedeniyle, bir anda kendi
filolarını çürütüp, içine kapanmışlığı gibi, diğer bir örnek de mevcut.
Avrupa
ise, 1500-1950 arasında koloniyalist-emperyalist Dünya hegemonluğunun ardından,
peşpeşe gelen 2 dünya savaşının travmasıyla, 1945-2015 arasında 70 yıllığına
bir kabuğuna çekilme yaşadı. Ki bu da ‘Şerh
2’deki gibi sayılabilecek bir örnek olabilir.
Avrupa
bugün yine yeni yeniden, bir Neo-Kavimler Göçü yaşamakta ve almakta.
Ural
Dağları’nın doğusu ve Tarım Havzası’nın kuzeyindeki tüm Asya’sal bölge,
dışarıdan asla istila ve işgal almadı, çünkü herhangi bir çekici yönü yok.
Ancak, bazı Türksel halklar gibi, çok daha güneyden neredeyse Kuzey Kutbu’na
dek sürülen halklar buraya sığındı.
Şerh 3:
Burada, Kanada’daki Eskimolar’ın ve Avrasya’daki Laponlar’ın durumu, üzerinde
göreli az çalışılmış ama pekala istisna yazabilecek örnekler durumunda.
Moğollar,
1250-2000 arasındaki 750 boyunca, herkesin Cengiz Han adını almaya uğraştığı
bir çoban-çadır kültürü yaşadı. 70 yıllık reel sosyalist yönetim bile onları
değiştiremedi ama son bulunan Dünya’nın en
büyük altın madeni onları da değişitiriyor / değiştirecek gibi. Göçer kesim
giderek sıfıra limitleniyor artık örneğin.
Tüm
bunlara karşılaştır-kaşıtlaştır olarak bakarsak:
Bolluk,
özellikle talan-yağma yoluyla bolluk, toplumları yalnızca en başta etkiliyor.
Sonra 1650 İspanya’sı gibi, eski hamam eski tas, oluyor.
Yerel
varyanslar, 400’e 1.050 gibi istisnasal örnekler yaratabiliyor.
Son veba
salgınında olduğu üzere, son vurucu etki, aynı zamanda statikliği kıran, değişimi ivmelendirici etki de
olabiliyor, burada Avrupa için. Zıplanması gereken uzunluk artmış olabiliyor
ama zıplama eğilimi de yeterince büyük olabiliyor. Ki bu bazı toplumların
Neolitik Devrimi ileri ve geri doğru birkaç kez yaşamışlığıyla da kayıtlı.
Talan-yağma
bolluğu ise, sürekli bir ivmelendirici etkisi yapamıyormuş, görülmüş oluyor. Ki
bu Osmanlı için bile geçerli.
Buradan
çıkan sonuç şu olmakta:
Tıpkı
Türkler-Çingeneler Anadolu 1100 gibi, bu örnek de, içiçe yakınlıkta 2 tarihsel
örneğin, zaman içinde büyük kaotik rota
varyansları yaşamasına örnek oluşturuyor.
Bugün
Avrupalılar’ın, Moğollar’ın, Türkler’in, Çingeneler’in tarihsel momentleri
belli.
En ileri
momentli Avrupalılar, en yüksek birinci türevliler ise Türkler. Her 2 grup da
yerleşik yaşamcı.
Diğer
ikisi ise, göçer yaşamcı.
Ortak ve
farklı noktaların birincisi bu görünüyor.
Üçüncü
türev olarak ise, Alamancılar’ın 1960-2010 tarihçesi var. Bu da, Avrupalılar
için de, Türkler için de, bir tarihsel-büküm gelecek noktası imliyor bizcesi.
Çingeneler
ve Moğollar ise, birkaç yüz yıl daha aynı gıygıyda gidecek gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder