Çarşamba, Ocak 06, 2016

Tarih Dersleri: Avrupa 400-1450 ve Moğolistan 1200-2000

Daha önce, Çingeneler ve Türkler arasında yaptığımız bu türden uzun dönemli ve uzun mekanlı karşılaştır-karşıtlaştır durumunu, bu kezinde Avrupa 400-1450 ve Moğolistan 1200-2000 için deniyoruz.
Avrupa için 1.050, Moğolistan için 800 yıl sözkonusu. Arakesit zaman 250 yıl, arakesitsiz zaman 800 + 550 = 1.350 yıl olmakta.
Arakesit zaman olan 1200-1450 arasında Moğollar, 1200-1300 gibi Avrupa’yı darma duman ettiler.
Avrupa’yı 400’de Kavimler Göçü, 800’de Vikingler, 1200’de Moğollar, 1350’de Çin’den gelen veba salgını darma duman etti.
Avrupa böylelikle ve dış nedenlerle, 400 yıllık iniş-çıkış dönemlerindeki 200 yıllık iniş dönemini, 1.050 yıl gibi bir süre boyunca yaşamak zorunda kalan, mekan-zamansal ender örneklerden biri oldu.
Sonuncu ve en büyük yıkım olan ve Avrupa’nın üçte bir nüfusunu öldüren veba salgını, darbe olarak 1600 yerine 1350’de olarak, bir bakıma o süreyi (250 yılı, 1600 yerine 1450’de çıkışa geçmeyle, 150 yıl olarak) sıfırlamış görünüyor. Bu son darbe senkobun daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyor.
Şerh 1: Orta Çağ için oldukça farklı bakış açıları ve kavramsal çerçeveler var ama hepsi özel / tikel alanda seyrediyor. Bize gerekense, tümel denklem ve soyutlama.
O yıkımı yapan Moğollar ise, 1300’den sonra, belki hala da öyle sayılmacasına, Moğolistan’a çekilip, Dünya’nın en büyük imparatorluğunu kuran onlar değilmişçesine çok çok statik bir tarih sürdürdüler.
Şerh 2: Bu türden bir sarı ırksal geri çekilme olarak, 1400 gibi denizler yoluyla Dünya fatihi olabilecek Çin’in, tutucu bir imparator nedeniyle, bir anda kendi filolarını çürütüp, içine kapanmışlığı gibi, diğer bir örnek de mevcut.
Avrupa ise, 1500-1950 arasında koloniyalist-emperyalist Dünya hegemonluğunun ardından, peşpeşe gelen 2 dünya savaşının travmasıyla, 1945-2015 arasında 70 yıllığına bir kabuğuna çekilme yaşadı. Ki bu da  ‘Şerh 2’deki gibi sayılabilecek bir örnek olabilir.
Avrupa bugün yine yeni yeniden, bir Neo-Kavimler Göçü yaşamakta ve almakta.
Ural Dağları’nın doğusu ve Tarım Havzası’nın kuzeyindeki tüm Asya’sal bölge, dışarıdan asla istila ve işgal almadı, çünkü herhangi bir çekici yönü yok. Ancak, bazı Türksel halklar gibi, çok daha güneyden neredeyse Kuzey Kutbu’na dek sürülen halklar buraya sığındı.
Şerh 3: Burada, Kanada’daki Eskimolar’ın ve Avrasya’daki Laponlar’ın durumu, üzerinde göreli az çalışılmış ama pekala istisna yazabilecek örnekler durumunda.
Moğollar, 1250-2000 arasındaki 750 boyunca, herkesin Cengiz Han adını almaya uğraştığı bir çoban-çadır kültürü yaşadı. 70 yıllık reel sosyalist yönetim bile onları değiştiremedi ama son bulunan Dünya’nın en büyük altın madeni onları da değişitiriyor / değiştirecek gibi. Göçer kesim giderek sıfıra limitleniyor artık örneğin.
Tüm bunlara karşılaştır-kaşıtlaştır olarak bakarsak:
Bolluk, özellikle talan-yağma yoluyla bolluk, toplumları yalnızca en başta etkiliyor. Sonra 1650 İspanya’sı gibi, eski hamam eski tas, oluyor.
Yerel varyanslar, 400’e 1.050 gibi istisnasal örnekler yaratabiliyor.
Son veba salgınında olduğu üzere, son vurucu etki, aynı zamanda statikliği kıran, değişimi ivmelendirici etki de olabiliyor, burada Avrupa için. Zıplanması gereken uzunluk artmış olabiliyor ama zıplama eğilimi de yeterince büyük olabiliyor. Ki bu bazı toplumların Neolitik Devrimi ileri ve geri doğru birkaç kez yaşamışlığıyla da kayıtlı.
Talan-yağma bolluğu ise, sürekli bir ivmelendirici etkisi yapamıyormuş, görülmüş oluyor. Ki bu Osmanlı için bile geçerli.
Buradan çıkan sonuç şu olmakta:
Tıpkı Türkler-Çingeneler Anadolu 1100 gibi, bu örnek de, içiçe yakınlıkta 2 tarihsel örneğin, zaman içinde büyük kaotik rota varyansları yaşamasına örnek oluşturuyor.
Bugün Avrupalılar’ın, Moğollar’ın, Türkler’in, Çingeneler’in tarihsel momentleri belli.
En ileri momentli Avrupalılar, en yüksek birinci türevliler ise Türkler. Her 2 grup da yerleşik yaşamcı.
Diğer ikisi ise, göçer yaşamcı.
Ortak ve farklı noktaların birincisi bu görünüyor.
Üçüncü türev olarak ise, Alamancılar’ın 1960-2010 tarihçesi var. Bu da, Avrupalılar için de, Türkler için de, bir tarihsel-büküm gelecek noktası imliyor bizcesi.

Çingeneler ve Moğollar ise, birkaç yüz yıl daha aynı gıygıyda gidecek gibi.

Hiç yorum yok: