Pazartesi, Ocak 18, 2016

Mustang Olmak veya Olmamak: That is the Question

Önnot: İşbu metin, moruk-erkek bir mustang tarafından yazıldı: 42 yıl TC cehenneminde beynini yaşatan, özgürlüğü ekmekten önceye koyan biri tarafından. Yani söyledikleri, kanıyla ve canıyla ödenmiştir.
Mustang bildiğiniz yabani at. Kuzey Amerika’daki yabani at.
Burada tuhaf bir gerçek var: At, deve gibi, aslen Amerikalar kökenli bir hayvan. Oradan Asya’ya geçiyor, Amerikalar’dakiler, insan türü günümüzden 15 bin yıl önce oraya gelmeden önce yok oluyor. Sonra, MS 1500 gibi beyazlar at getiriyor kıtaya. Sonrası, serbest kalan vahşi atlar öyküsü.
Mustang, nedense özgürlük gibi imajlara çakılıyor. Oysa, mustang dediğin de bir hayvan ve öldüren otobur bir havyan, belgeselde izledim.
Yani, varolmanın birincil yollarından biri öldürmek. Bizim slaktivsit yazarlarımız, nedense öldürülmeyi aydın olma kuralı sayıyorlar.
Filmin yönetmeni Türk, oyuncusu Türk, konusu Türkiye’de geçen bir filmmiş. Henüz izleyemedik.
Hesapça, filmdeki dişi mustanglar, sistem tarafından bostanbeygirileştiriliyormuş, yani ehlileştiriliyormuş.
Aslına bakılırsa, sisteme gerek yok, 5-6 kadın biraraya gelmişse, birbirlerini ehlileştirirler, olmadı öldürürler bizim ülkede.
Tezer Özlü’ye ve Sevgi Soysal’a yapılan budur ülkemizde.
Adalet Ağaoğlu ve Leyla Erbil de, hiç kendilerini tehlikeye atmadan, evlenip, temiz aile kadını olup, kendi kafalarına sıkmışlardır.
Yani diyeceğim, filmin öğrendiğimiz öyküsü, baştan havada kalıyor memleket gerçekleri karşısında.
Yıllar önce, BÜ mezun kadın fotoğrafçı Laleper Aytek, kadın olarak kendisine engel olunduğunu söylemişti. Oysa biz, aynı yıllarda BÜFK için fellik fellik hanım fotoğrafçı arıyorduk.
Dolayısıyla kadınlarımız, tıpkı erkeklerimiz gibi, kendi kafalarındakini görüyorlar gerçek niyetine.
Bu ülkeden Sabiha Sertel de çıktı, Meksika’ya gidip, astronom olup, bugün kendi adıyla anılan yıldız grupları keşfeden Paris Pişmiş de, Atatürk’ün elinden tutup bilimci yaptıkları da, Nermin Abadan Unat gibi, anası yabancı olduğu için, yabancı uyrukluyken, taa Macaristan’dan kalkıp, Türkiye’ye gelip, bilimci olan da var.
E tabi, sayıları az. Az ama Dünya’da da az. Arbus da mezarı boyladı, Plath de.
Atları da vururlar. (Horace McCoy romanı, aynı zamanda bir film.)
Öyle değil mi?
Mustangları da vururlar.
Öyle değil mi?

Valla, mustangına bağlı abi.

Hiç yorum yok: