Önnot:
İşbu metin, moruk-erkek bir mustang tarafından yazıldı: 42 yıl TC cehenneminde
beynini yaşatan, özgürlüğü ekmekten önceye koyan biri tarafından. Yani
söyledikleri, kanıyla ve canıyla ödenmiştir.
Mustang
bildiğiniz yabani at. Kuzey Amerika’daki yabani at.
Burada
tuhaf bir gerçek var: At, deve gibi, aslen Amerikalar kökenli bir hayvan.
Oradan Asya’ya geçiyor, Amerikalar’dakiler, insan türü günümüzden 15 bin yıl
önce oraya gelmeden önce yok oluyor. Sonra, MS 1500 gibi beyazlar at getiriyor
kıtaya. Sonrası, serbest kalan vahşi atlar öyküsü.
Mustang,
nedense özgürlük gibi imajlara çakılıyor. Oysa, mustang dediğin de bir hayvan
ve öldüren otobur bir havyan,
belgeselde izledim.
Yani,
varolmanın birincil yollarından biri öldürmek. Bizim slaktivsit yazarlarımız,
nedense öldürülmeyi aydın olma kuralı sayıyorlar.
Filmin
yönetmeni Türk, oyuncusu Türk, konusu Türkiye’de geçen bir filmmiş. Henüz
izleyemedik.
Hesapça,
filmdeki dişi mustanglar, sistem tarafından bostanbeygirileştiriliyormuş, yani
ehlileştiriliyormuş.
Aslına
bakılırsa, sisteme gerek yok, 5-6 kadın biraraya gelmişse, birbirlerini
ehlileştirirler, olmadı öldürürler bizim ülkede.
Tezer
Özlü’ye ve Sevgi Soysal’a yapılan budur ülkemizde.
Adalet
Ağaoğlu ve Leyla Erbil de, hiç kendilerini tehlikeye atmadan, evlenip, temiz aile
kadını olup, kendi kafalarına sıkmışlardır.
Yani
diyeceğim, filmin öğrendiğimiz öyküsü, baştan havada kalıyor memleket
gerçekleri karşısında.
Yıllar
önce, BÜ mezun kadın fotoğrafçı Laleper Aytek, kadın olarak kendisine engel
olunduğunu söylemişti. Oysa biz, aynı yıllarda BÜFK için fellik fellik hanım
fotoğrafçı arıyorduk.
Dolayısıyla
kadınlarımız, tıpkı erkeklerimiz gibi, kendi kafalarındakini görüyorlar gerçek
niyetine.
Bu
ülkeden Sabiha Sertel de çıktı, Meksika’ya gidip, astronom olup, bugün kendi
adıyla anılan yıldız grupları keşfeden Paris Pişmiş de, Atatürk’ün elinden
tutup bilimci yaptıkları da, Nermin Abadan Unat gibi, anası yabancı olduğu
için, yabancı uyrukluyken, taa Macaristan’dan kalkıp, Türkiye’ye gelip, bilimci
olan da var.
E tabi,
sayıları az. Az ama Dünya’da da az. Arbus da mezarı boyladı, Plath de.
Atları
da vururlar. (Horace McCoy romanı, aynı zamanda bir film.)
Öyle
değil mi?
Mustangları
da vururlar.
Öyle
değil mi?
Valla, mustangına bağlı abi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder