Hislerle
yazı yazmak, insanı dezenformasyona götürür. Karam’ı da götürmüş:
“O
saatte o sokakta, o caddede; her sokakta her caddede ve her meydanda, her
şehirde, genç yaşlı her kadının; olmaya, durmaya, yürümeye, koşmaya, hakkı
vardır.”
Bir kere
burada haktan söz edilmiyor.
‘Kadın’
yerine, ‘erkek’ veya ‘insan’ koy ve ‘o’ de, Türkiye’nin ve İstanbul’un belli yerlerinde
belli zamanlarda o olarak olamazsınız. Dünya ağır siklet karate şampiyonu
olsanız da böyledir. Taksim’de bir SAS komndosu bıçaklanarak öldürüldü, bunu
unutmayalım, üstelik katil tinerci, akli yetersizlik nedinyel az ceza alıp da
kurtuldu ve hala ortalıklarda dolanıyor.
Burada,
gerçekten söz ediliyor.
Burada, sivil terörden söz ediliyor.
Bu
kentin sokaklarında kezlerce ölecek veya öldürülecek durumlarda kaldım. Hala
sağım ama kaçarak ve sonra da oralarda bulunmayarak sağım.
Kaçmak
korkaklıktır veya değildir ayrı konu ama korkaklık (artık) sağ kalmanın bir
önkoşuludur şimdi ve burada.
Çünkü,
sivil terör vardır.
Bir
anarşist olarak, devletsizliğin sonuçlarını dehşet içinde izliyorum.
Çobansız
koyun sürünün kurtlaştığını görüyorum.
Et yiyen
koyunlar görüyorum.
O
nedenle Karam, dezenformasyon yapıyor, takıyye yapıyor, his şikesi yapıyor.
Çözüm
var mı veya varsa ne?:
A)
Sürüyü
gömmek
B)
Duruma
hiç aldırmamak
C)
Faşizm
veya engizisyon ki ona çabalanıyor ama becerilemiyor
D)
Kaçmak
veya ortalıkta dolanmamak
E)
İntihar
Liste
uzar gider.
Benim
yaptığım ise, izleyip, geleceğe ders notları almak.
Haa, bir
de sağ kalmak. Her durumda ve daima.
Haa, bir
de yazmak. Her durumda ve daima.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder