Pazar, Ocak 17, 2016

Agnotoloji Olarak Psikiyatri

Freud sayesinde ve ondan itibaren psikiyatri, insanları yanlış bilgilendirme sahte-bilimi olma konusunda devasa adımlarla ilerledi.
Bugün, Freud’un ‘id, ego-süperego’sunu. ‘iç, orta, dış / kabuk’ beyine yerleştirdiğini sanan çok psikiyatrist veya nörolog var.
Bugün, elde duyu-dilleri, belleği, duyguları, kognisyonu birleştiren tümleşik bir zihinbilim yok, o nedenle psikiyatri ve psikoloji, hala ruhbilim aşamasında.
Bir tek, görmenin belli biçimleri için bunu yapan tümleşik retineks kuramı var. Demek ki ondan birkaç on tanesini üretip, üzerine bir de tümleştirecek disiplinlerarasıcı biri(leri)ne gereksinim var.
En son DSM’den, yüz yıl gecikmeyle, eşcinselliğin hastalık olmaktan çıkarılması gibi, onlarca vahim hatası var psikiyatrinin.
Hastalıkların yeniden ve sıfırdan sınıflandırılması gerekli örneğin. Yüz küsur yıl boyunca, habire yeni hastalıklar eklene eklene, yamalı bohça gibi bir şey oldu çıktı DSM-IV ve şeysileri.
Doktorlar, ellerindeki yüzlerce ilacın kısa, orta, uzun dönemli etkilerini bilmezler ve izlemezler pek ama biraz olsun bunu ilaç şirketleri yaparlar ama doktorlarla paylaşmazlar. Yoksa, doktorlar herhalde ilaçların % 90’ını yazmazlardı.
Zaten asıl sorun şu:
Bir toplumun % 5’i alkolik, %’i depresyonda, % 5’i uyuşturucu kullanıcısı ise, toplumun değer yargılarında ciddi bir sorun demektir, hastalarda değil.
Sonra zaten, bildiğimiz çağdaş yaşamın, bir insanı 50 yıl köpek gibi  çalıştırması, sonra da emekli etmemesi gibi bir durum, zaten insanı delirtmeye yeter de artar bile. Doktorlar saatına (aslında 45 dakikasına) 200-999 lira alırken, bunu düşünmek istemezler nedense.
Sonra, ensest gibi bir olgu, kültürel bir yaygınlık taşıyorsa, onu tedavi etmenin ne derece gerekli olduğu veya bu koşullarda nasıl tedavi edileceği konusunun yeniden ele alınması gerekir.
Sonra psikiyatri, insanlara kölelik öğretir, özgürlük değil. Onun da yeri mapusanedir, o meşhur çekyat değil.
Çok uzun bir sürenin sonunda, Türkiye’de bir hastanın doktorların onu nasıl yanlış tedavi ettiği kosunuda bir kitap çıktı. O kitapla ilgili doktor tepkileri, agnotoloji için yeterince açık bir örnek:
“Doç. Dr. Kaya ise, ilaçların yan etkilerine ilişkin şunları kaydediyor, “Bu ilaçların büyük kısmı hâlâ kullanılsa da, bir kısmı piyasadan kaldırıldığı gibi bir kısmını da psikiyatrlar eskisi kadar sık kullanmıyorlar. Bu ilaçlar tıpkı diğer karaciğer, kalp tedavilerinde verilen ilaçlar gibi yan etkilere sahiptir. Bir kısmının uyku verici sersemleştirici etkisi vardır. Hastalar çoğunlukla ‘uyutuyor, bayıltıyor’ gibi ifadelerle abartabilir.”
Lamyctal ve Anafranil, beni 1’er hafta gerçekten bayılttı, yemek de yiyemedim. Kullandığım diğer bir ilaç olan Nervium’un ise, şeker, körlük gibi çok uç etkileri var. Kaya’nın yaptığı apaçık bir dezenformasyon.
Ayrıca hasta, 40 yılından söz ediyor. Bazı ilaçlar tabii ki piyasadan kalkacak, yani doktor kitabı okumamış.
Çok basit, ‘Nöropsikiyatri Arşivi’ dizisini okuyun. TC’de bu işin nerelerde seyrettiğini, son 40 yılda rahat rahat izleyeceksiniz.
Psikiyatristlerin açmazları ise şunlar:
Bir:
Bir insan olarak, zaten kendileri de, siyasi, dini, şu bu alanda, yalan yanlış bilgilere bağlanıyorlar ve bunda sakınca görmüyorlar.
Örneğin, Müslüman psikiyatrist (artık) çok. Akıllı Müslümanlar’ın bir zamanlar halvet oldukları Fethullahçılar’a neler yaptıkları ortada. E bu durumda, AKP’li bir psikiyatrist, Fethullahçı hastasına ne yapacak sizce?
İki:
Kendi bilimlerini sorgulamıyorlar.
Üç:
Kendi hatalarını sorgulamıyorlar.
Ankaralı hanım bir psikiyatristin hastalarına yaptığı yanlışlar, kendi anı kitabında açıkça anlatılır. Tabipler Odası neden hiçbirşey yapmadı? İlla ki muhbir vatandaş mı istiyorlar?
Tüm bunlar karşın, duran bir saatın günde 2 kere doğru zamanı göstermesi gibi, % 10 tedavi de yerini bulur. % 50’si plasebo tedavidir (ilaç değil, tedavi).
Artı insanlar, kendilerini dinleyecek bir insanı ilk kez bir ‘shrink’in çekyatında bulurlar. (Bendeniz de, çekyatsız olarak, öyle olmuştum.) Birisine gitmeleri şart sonuçta. Eskiden papazlar vardı, şimdi doktorlar var.
Bu düşüncelerimi, yaşıtım lise arkadaşlarıma söylediğimde, yüzüme gülmüşlerdi. Üçte ikis doktor, aralarında psikiyatrist de var. Şu anda bazı doktorlar 1 milyon lira gibi tazminatlar ödemiş durumlar. Bu durum, artık yakında psikiyatristler için de öyle olacak.
Onun için Hoca, demiş ki:

Deveye diken, ‘shrink’e liken...

Hiç yorum yok: