Freud
sayesinde ve ondan itibaren psikiyatri, insanları yanlış bilgilendirme
sahte-bilimi olma konusunda devasa adımlarla ilerledi.
Bugün,
Freud’un ‘id, ego-süperego’sunu. ‘iç, orta, dış / kabuk’ beyine yerleştirdiğini
sanan çok psikiyatrist veya nörolog var.
Bugün,
elde duyu-dilleri, belleği, duyguları, kognisyonu birleştiren tümleşik bir
zihinbilim yok, o nedenle psikiyatri ve psikoloji, hala ruhbilim aşamasında.
Bir tek,
görmenin belli biçimleri için bunu yapan tümleşik retineks kuramı var. Demek ki
ondan birkaç on tanesini üretip, üzerine bir de tümleştirecek
disiplinlerarasıcı biri(leri)ne gereksinim var.
En son
DSM’den, yüz yıl gecikmeyle, eşcinselliğin hastalık olmaktan çıkarılması gibi,
onlarca vahim hatası var psikiyatrinin.
Hastalıkların
yeniden ve sıfırdan sınıflandırılması gerekli örneğin. Yüz küsur yıl boyunca,
habire yeni hastalıklar eklene eklene, yamalı bohça gibi bir şey oldu çıktı
DSM-IV ve şeysileri.
Doktorlar,
ellerindeki yüzlerce ilacın kısa, orta, uzun dönemli etkilerini bilmezler ve
izlemezler pek ama biraz olsun bunu ilaç şirketleri yaparlar ama doktorlarla
paylaşmazlar. Yoksa, doktorlar herhalde ilaçların % 90’ını yazmazlardı.
Zaten
asıl sorun şu:
Bir
toplumun % 5’i alkolik, %’i depresyonda, % 5’i uyuşturucu kullanıcısı ise,
toplumun değer yargılarında ciddi bir sorun demektir, hastalarda değil.
Sonra
zaten, bildiğimiz çağdaş yaşamın, bir insanı 50 yıl köpek gibi çalıştırması, sonra da emekli etmemesi gibi
bir durum, zaten insanı delirtmeye yeter de artar bile. Doktorlar saatına
(aslında 45 dakikasına) 200-999 lira alırken, bunu düşünmek istemezler nedense.
Sonra,
ensest gibi bir olgu, kültürel bir yaygınlık taşıyorsa, onu tedavi etmenin ne
derece gerekli olduğu veya bu koşullarda nasıl tedavi edileceği konusunun
yeniden ele alınması gerekir.
Sonra
psikiyatri, insanlara kölelik öğretir, özgürlük değil. Onun da yeri
mapusanedir, o meşhur çekyat değil.
Çok uzun
bir sürenin sonunda, Türkiye’de bir hastanın doktorların onu nasıl yanlış
tedavi ettiği kosunuda bir kitap çıktı. O kitapla ilgili doktor tepkileri,
agnotoloji için yeterince açık bir örnek:
“Doç.
Dr. Kaya ise, ilaçların yan etkilerine ilişkin şunları kaydediyor, “Bu
ilaçların büyük kısmı hâlâ kullanılsa da, bir kısmı piyasadan kaldırıldığı gibi
bir kısmını da psikiyatrlar eskisi kadar sık kullanmıyorlar. Bu ilaçlar tıpkı
diğer karaciğer, kalp tedavilerinde verilen ilaçlar gibi yan etkilere sahiptir.
Bir kısmının uyku verici sersemleştirici etkisi vardır. Hastalar çoğunlukla
‘uyutuyor, bayıltıyor’ gibi ifadelerle abartabilir.”
Lamyctal
ve Anafranil, beni 1’er hafta gerçekten bayılttı, yemek de yiyemedim.
Kullandığım diğer bir ilaç olan Nervium’un ise, şeker, körlük gibi çok uç
etkileri var. Kaya’nın yaptığı apaçık bir dezenformasyon.
Ayrıca
hasta, 40 yılından söz ediyor. Bazı ilaçlar tabii ki piyasadan kalkacak, yani
doktor kitabı okumamış.
Çok
basit, ‘Nöropsikiyatri Arşivi’ dizisini okuyun. TC’de bu işin nerelerde
seyrettiğini, son 40 yılda rahat rahat izleyeceksiniz.
Psikiyatristlerin
açmazları ise şunlar:
Bir:
Bir
insan olarak, zaten kendileri de, siyasi, dini, şu bu alanda, yalan yanlış
bilgilere bağlanıyorlar ve bunda sakınca görmüyorlar.
Örneğin,
Müslüman psikiyatrist (artık) çok. Akıllı Müslümanlar’ın bir zamanlar halvet
oldukları Fethullahçılar’a neler yaptıkları ortada. E bu durumda, AKP’li bir
psikiyatrist, Fethullahçı hastasına ne yapacak sizce?
İki:
Kendi
bilimlerini sorgulamıyorlar.
Üç:
Kendi
hatalarını sorgulamıyorlar.
Ankaralı
hanım bir psikiyatristin hastalarına yaptığı yanlışlar, kendi anı kitabında
açıkça anlatılır. Tabipler Odası neden hiçbirşey yapmadı? İlla ki muhbir
vatandaş mı istiyorlar?
Tüm
bunlar karşın, duran bir saatın günde 2 kere doğru zamanı göstermesi gibi, % 10
tedavi de yerini bulur. % 50’si plasebo tedavidir (ilaç değil, tedavi).
Artı
insanlar, kendilerini dinleyecek bir insanı ilk kez bir ‘shrink’in çekyatında
bulurlar. (Bendeniz de, çekyatsız olarak, öyle olmuştum.) Birisine gitmeleri
şart sonuçta. Eskiden papazlar vardı, şimdi doktorlar var.
Bu
düşüncelerimi, yaşıtım lise arkadaşlarıma söylediğimde, yüzüme gülmüşlerdi.
Üçte ikis doktor, aralarında psikiyatrist de var. Şu anda bazı doktorlar 1
milyon lira gibi tazminatlar ödemiş durumlar. Bu durum, artık yakında
psikiyatristler için de öyle olacak.
Onun
için Hoca, demiş ki:
Deveye
diken, ‘shrink’e liken...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder