Cumartesi, Ocak 02, 2016

Ulusu ve Karakaya Ölünce

Ulusu ve Karakaya Ölünce
Peşpeşe 2 ikişi öldü:
1980 döneminin başbakanı Bülent Ulusu ve Yeni Akit gazetesinin genel yayın koordinatörü Hasan Karakaya.
Bu 2 ölüm için, medyada ve kamuoyunda farklı tepkiler oluştu ama tarihçesel perspektif kuran olmadı nedense.
Ulusu, 1960, 1971, 1980 üç askeri darbesinin son adımının (4 general ve 1 ekonomik danışmandan sonraki) beşinci adamı.
Karakaya, 1983, 1993, 2003 üç liberal dalgasının çakma şeritaçı ayağının hali hazırdaki en sivri adamı (idi).
Yani, diğer bir deyişle:
3 askeri darbe olmasaydı, ardından getirilen 3 liberalizm olmazdı.
Bunun kanıtı şu:
Özal, 1980’den önce Demirel’le, 1980’den sonra Evren’le, en sonunda tek başına olmak üzere hep vardı.
Aralarındaki fark şu:
Ulusu, rolünü abartmadı. Tam tersine, bir noktadan sonra, generalleri iplemeyerek, görevden çekildi.
Karakaya, rölünü abartmak ne kelime, rolünün cılkını çıkardı.
Şöyle söyleyelim:
Ulusu’nun dolaylıca veya dolaysızca neden olduğu ölüm sayısı, Karakaya’nın / Akit’in dolaylıca veya dolaysızca neden olduğu ölüm sayısından azdır kesin olarak.
Dolayısıyla, bir general emeklisi faşist olunca kızmak gerekir de, bir sivil faşist olunca daha az kızmak veya kızmamak gerekir, gibi bir geyik yok ortada.
Kaldı ki askerin işi insan öldürmek, sivilin işi insan yaşatmak olarak belirlenmiştir.
Ulusu’nun en büyük hatası, Özal ve Karakaya gibiler için ayakçılık yap(tırıl)tığına ayamamasıydı bizcesi.
Son ayak olarak, Tayyip’in her 2 cenaze için yaptığına bakalım:
Birinin devlet töreni ile gömülmesine engel olabilecekken olmadı, yani vefa borcunu ödedi, diğerinin de tabutunun altına girdi.
Bugün Ulusu’nun kim olduğunu TC’nin % 90’ anımsamıyor ama TC halkları zaten hiçbirşeyi anımsamıyor. Karakaya’yı da unutacaklar. Akit’e o yolu açan, Türkiye gazetesinin eski sahibini kim anımsıyor örneğin?
Kişisel tepkim mi?
Bir Müslüman gibi bile yaşayamayan, çakma şeriatçı Müslümanlar’dan, işkenceci askerlerden daha çok nefret ederim (işkence görmüşlüğüm vardır):
Askerler, bu ülkeyi satmadılar. (Haa, buna vesile olmuş oldular, ayrı konu.)
Müslümanlar bu ülkeyi komisyon alıp sattılar: Mücayit değil, mütayit olarak.
Tarihteki tek demokrasi eğilimli bir Müslüman ülkeyi, rezillik batağına attılar.
Asıl önemlisi:
İslam’ın hiçbir şartına uymadılar. 2 veya daha çok kere yapılan hac israftır, yani günahtır, örneğin.
Fitre ve zekat vermediler, örneğin.
AKP döneminde bile, % 70 oranda cuma namazı kılmadılar, örneğin.
Kelime-i şehadet bile getirmediler, örneğin.
Kuran’ın Türkçe mealini okumadılar, örneğin.
İslam’ın tüm büyük günahlarını günde 5 posta işlediler, örneğin.
Askerin en büyük günahı ise, laik olduğunu önesürerken, günde 3 öğün yemekte Tanrı’ya dua etmeleriydi.
Haa bir de, generaller hep birbirlerini sattılar. İhanet, bir askerin vasfı değil, vasıfsızlığı olmakta.
Ya da:
1980 askeri darbesi 3 yıl, AKP 14 yıl sürdü. Anayasa falan demeyin, AKP onu taa 2002’de değiştirebilirdi.
(2 Ocak 2016)

Hiç yorum yok: