Ulusu ve Karakaya Ölünce
Peşpeşe
2 ikişi öldü:
1980
döneminin başbakanı Bülent Ulusu ve Yeni Akit gazetesinin genel yayın koordinatörü
Hasan Karakaya.
Bu 2
ölüm için, medyada ve kamuoyunda farklı tepkiler oluştu ama tarihçesel perspektif
kuran olmadı nedense.
Ulusu,
1960, 1971, 1980 üç askeri darbesinin son adımının (4 general ve 1 ekonomik
danışmandan sonraki) beşinci adamı.
Karakaya,
1983, 1993, 2003 üç liberal dalgasının çakma şeritaçı ayağının hali hazırdaki en
sivri adamı (idi).
Yani,
diğer bir deyişle:
3 askeri
darbe olmasaydı, ardından getirilen 3 liberalizm olmazdı.
Bunun
kanıtı şu:
Özal,
1980’den önce Demirel’le, 1980’den sonra Evren’le, en sonunda tek başına olmak
üzere hep vardı.
Aralarındaki
fark şu:
Ulusu, rolünü
abartmadı. Tam tersine, bir noktadan sonra, generalleri iplemeyerek, görevden
çekildi.
Karakaya,
rölünü abartmak ne kelime, rolünün cılkını çıkardı.
Şöyle
söyleyelim:
Ulusu’nun
dolaylıca veya dolaysızca neden olduğu ölüm sayısı, Karakaya’nın / Akit’in dolaylıca
veya dolaysızca neden olduğu ölüm sayısından azdır kesin olarak.
Dolayısıyla,
bir general emeklisi faşist olunca kızmak gerekir de, bir sivil faşist olunca
daha az kızmak veya kızmamak gerekir, gibi bir geyik yok ortada.
Kaldı ki
askerin işi insan öldürmek, sivilin işi insan yaşatmak olarak belirlenmiştir.
Ulusu’nun
en büyük hatası, Özal ve Karakaya gibiler için ayakçılık yap(tırıl)tığına
ayamamasıydı bizcesi.
Son ayak
olarak, Tayyip’in her 2 cenaze için yaptığına bakalım:
Birinin
devlet töreni ile gömülmesine engel olabilecekken olmadı, yani vefa borcunu ödedi,
diğerinin de tabutunun altına girdi.
Bugün
Ulusu’nun kim olduğunu TC’nin % 90’ anımsamıyor ama TC halkları zaten
hiçbirşeyi anımsamıyor. Karakaya’yı da unutacaklar. Akit’e o yolu açan, Türkiye
gazetesinin eski sahibini kim anımsıyor örneğin?
Kişisel
tepkim mi?
Bir
Müslüman gibi bile yaşayamayan, çakma şeriatçı Müslümanlar’dan, işkenceci
askerlerden daha çok nefret ederim (işkence görmüşlüğüm vardır):
Askerler,
bu ülkeyi satmadılar. (Haa, buna vesile olmuş oldular, ayrı konu.)
Müslümanlar
bu ülkeyi komisyon alıp sattılar: Mücayit değil, mütayit olarak.
Tarihteki
tek demokrasi eğilimli bir Müslüman ülkeyi, rezillik batağına attılar.
Asıl
önemlisi:
İslam’ın
hiçbir şartına uymadılar. 2 veya daha çok kere yapılan hac israftır, yani günahtır,
örneğin.
Fitre ve
zekat vermediler, örneğin.
AKP
döneminde bile, % 70 oranda cuma namazı kılmadılar, örneğin.
Kelime-i
şehadet bile getirmediler, örneğin.
Kuran’ın
Türkçe mealini okumadılar, örneğin.
İslam’ın
tüm büyük günahlarını günde 5 posta işlediler, örneğin.
Askerin
en büyük günahı ise, laik olduğunu önesürerken, günde 3 öğün yemekte Tanrı’ya
dua etmeleriydi.
Haa bir
de, generaller hep birbirlerini sattılar. İhanet, bir askerin vasfı değil,
vasıfsızlığı olmakta.
Ya da:
1980 askeri
darbesi 3 yıl, AKP 14 yıl sürdü. Anayasa falan demeyin, AKP onu taa 2002’de
değiştirebilirdi.
(2 Ocak 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder