Kendisinden
kuram çıkarılması gereken, asıl-ötekileştirme edimini Levi Strauss tanımlar:
2. Dünya
Savaşı’nda Naziler’den kaçak-sürgün olarak Güney Amerika’ya gider. Orada,
Amazon ormanlarında alan araştırmaları yapar.
Şunu
görür:
Antropolog,
bir kabileye yaklaştığında değişir ve ötekileşir, yani kabileleşir ve beyazlığı
azalır.
Aynı
zaman temsilci olan kabile reisi de, antropologla iletişim kurarken asıl-ötekileşirve
yerliliği azalır.
Antropolog,
kabileye içeriden bakması gerektiği için ve içeriden bakmaya başladıkça
değişir.
Kabile
reisi, konuya dışarıdan bakması gerektiği için ve dışarıdan bakmaya başladıkça
değişir.
Olası
asıl-sentez-praksis, bundan sonra gelebilir de, gelmeyebilir de.
Antropolog
ile kabile ve reisi arasındaki kültürel kopukluk, bu yer değiştirmelerle,
yalnızca bir yerde ve bir zamanda ve bir kereliğine bu sentez-praksisi yaratabilir,
yaratmayabilir de.
Yarat(a)mamışlığı,
bize nasıl yaratabilirlik konusunda veri tabanı sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder