Yaşamım
boyunca, ‘bahtsız deveyi, çölde kutup ayısı öper’ türünden oldum.
Benim
tersim olan biri varmış:
“Tsutomu
Yamaguchi, atom bombası atıldığı sırada Hiroşima'daydı.
Patlamanın
havada savurduğu Yamaguchi, bir patates tarlasına düştü. Bunun üzerine evinin
bulunduğu Nagasaki'ye geri döndü ve buraya yapılan ikinci atom bombası
saldırısından da sağ olarak kurtuldu.”
2 atom
bombasından da sağ kurtulmak. Sanırım, bunu beceren tek kişi de o olmuştur.
Hatta,
önümüzdeki 2 yüzyılda bunu becermiş olacak tek tişi o olacaktır herhalde.
Aynı
durumda en az 160 kişi olmuş ama diğerleri zarar görmüş.
Sonuçta
bu, sıradan bir bomba değil, atom bombası.
En büyük
espri de şu:
Birinci
bombadan kurtulup, kentine geri dönmüş. İşe gitmiş. İlk bombayı anlatınca,
patronu deli olduğunu dşüünmüş ama o sırada ikinci bomba patlamış.
Şöyle
bir diyalog:
“Olur mu
la oolum ööle şey, mantar duman falan?
Boommm...”
Patron
ölü, emekçi sağ.
İlk
bombaya 3 kilometre uzaktaymış, onun için yeterince uzak.
İkinci
bombaya da 3 kilomtere uzaktaymış. İlki onu yaralamış, ikincisi yaralamamış.
İlkinde açkhavada, ikincide kapalı mekanda imiş.
Japonya’nın
savaşı kaybedeceği durumda, ailesini öldürmeyi düşünmüş ama yapmamış. Onun
yerine, ABD işgal kuvvetlerinde çevirmen olarak çalışmış.
Yaşlanınca,
radyasyon hastalıkları olan katarakt ve kan kanseri olmuş. Mide kanserinden ölmüş
(ki 1970’lerde Japonlar’ın ilk ölüm nedeni bu hastalıktı).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder