Bir:
Yerçekimisel
dalgalar uzayzamanı büktüğünde, eğer sonraki zaman daha çok sıkışmışsa,
yerçekimi dalgası geçtikten sonra, o daha hızlı olarak ilerleyip tezahür
edebilir. Böylelikle sonuç, nedenden önce görüngüleşir.
Ki bu
zaten, epeyi neden-sonuç ilintisinde gündelik yaşamda da gözlenir.
Koyut:
Varlığın görüngüleşmesi de, potansiyelin aktuelleşmesi de zamanla olur. Eğer
zaman, mekanın bir parametresiyse, bu mekanla olur.
Dolayısıyla,
zamanın tersinirliği de göreli (rölatif) bir kavramdır. Ancak, görelik kuramının
ana temellerine uymayabilir ve yeni / farklı görelikler tanımlamak gerekli
olabilir, genel ve özel görelikte olduğu gibi.
Zaten
Einstein, Görelik Kuramı’na başta Sabitlik Kuramı demek istemiş. Oysa
uzayzamanda sabit-mutlak pek bir şey yoktur ama göreli-sağlam referans
noktaları olabilir, ikilemsel görünse de.
Burada
sağlam referans noktası, birbirine geçişen 2 kara delik oldu.
+
İki:
Bu 2
kara deliğin eriyen / enerjiye dönüşen kütlesi ve bunun ‘E = m x c2’ denklemi
de belli. Dalganın Dünya’ya ulaşan 1 milyar ışık yılı uzaktaki gücü de belli.
Gücün / enerjinin ana denklemleri de belli.

Birinci
denklem, birbiri çevresinde sabit uzaklıkta dönen ikili sistemin yerçekimisel
enerjisi (Wiki’de 32’li olan). Güneş-Dünya gibi yani.

İkincisi
(Wiki’de 64’lü olan), 2 kütle birbirine yaklaştıkça, dışarıya verecekleri
enerjinin denklemi. Samanyolu – Magellan Bulutu gibi yani.
Dolayısıyla
3 kara delik kütlesinin çıktığı noktada, madde = enerji dönüşümü olup olmadığı
sınanabilir. Eğer kaybolan / eksilen bir şey varsa, o da uzay-zamana gitmiştir
bükülmüşlük olarak. Dolayısıyla, en azından başta frekans-genlik dalga bağıl
denklemi de kurulur ve bizcesi bu yeni / farklı bir denkleme olacaktır.
Dünya’ya
ulaşan yerçekimisel dalganın genliği, bir halkanın yerçekimisel dalgada en-boy
yarılanmasının ve tamlanmasının 10 üzeri eksi 20’si imiş.
Şerh:
Ancak bu, Eratosthenes’in kesin denklemi
ve kesinsiz ölçümü durumu gibi olacaktır.
+
Üç:
Bugün
gökadalarda milyarlarca Güneş kütlelik kara delikler var. Bunlar, en başta tek
kara delik olmamış kabul ediliyor. Yani, varolan yaklaşık 100 milyar gökada, 13
küsur milyar yıldır, ortalama belli sürelerde, birleşen kara delik – yıldız
yerçekimi enerjileri salıyor / saldı (burada kütle toplamı önemli, yıldız tipi
değil). Bunların da enerjisi, bir biçimde uzay-zamanı büktü ve o toplamda hala
bükülü. Bu durumda uzay-zaman, makro ölçekte homojen olamaz.
Kaldı ki
süngersi yapılı Evren’de 100 milyar tane 100 milyar’ar Güneş kütleli gökada
var. Bunların bir bölümü sürekli birbirine yaklaşıyor. O da, yerçekimisel dalga
enerjisi / radyasyonu yayımı demek.
Not:
Kaba bir hesaplamayla bulunabilir: Bugünkü Evren’de ortalama gökada uzaklığı 40
milyon ışık yılı çıkarken, bugünkü gruplarda bu 2-3 milyon ışık yılı. Yani
bugüne kadar, tüm Evren’in kütlesi, 37-38 milyon ışık yılı’lık yerçekimisel
radyasyon salmış durumda ve buda yerçekimisel radyasyon olmuş durumda.
+
Dört:
Yerçekimisel
dalgalar da ışık hızıyla yayılıyor kabul ediliyor, ışık da.
Dolayısıyla,
yerçekimisel dalgalar da, ışık gibi, ya 78-90 milyar ışık yılı uzaktan bize
ulaşıyor ya da ulaşmıyor.
Dolayısıyla,
olay ufkunun ötesindeki yerçekimi de ölçülemeyebilir, algılanamayabilir.
Ölçülebilir de. Onun üzerinde bir anlaşmaları gerekli.
Kara
enerjinin zaman içinde, en hızlı artan Evren’sel özellik olduğu ve bugüne kadar
ölçülememiş yerçekimisel dalga enerjisi de kara enerji kabul edileceği için,
toplamda bu kütle yitimi, görünmeyen enerjiye dönüşmüş olabilir.
Sorun
bu, uzay-zaman heterojen dokusunun fizikte ne işe yarayacağı. Yukarıda sözü
edilen, geriye gerilme ve ileri sıçrama ile, hem zaman tersindirme, hem de ışık
hızından hızlı yolculuk mümkün olabilmiş demektir şimdi ve burada.
Sorun, uzay-zaman
dokusunun aralarına fiziksel bir şey sokabilmekte. Bu, mikro-mikro ölçekte
kütle yoğunlaştırması (mikro-mikro kara delik üretimi) ile mümkün olabilir.
+
Beş:
Bu 2
kara delik birleşmesi üzerinden, 10 üzeri 25-28 yılda bütün yıldız-gezegen
yörüngelerinin yerçekimiyle söndürüleceği de tartışmaya / gündeme girdi. Kara
deliklerin yaşamı 10 üzeri 67 yıl gibi görünüyor ve çevrelerinden her zaman
madde-enerji toplamış olacaklar.
Dolayısıyla,
insanın öte- evriminin bazı ana ilkeleri de ortaya çıkmış oldu:
Enerjiye
(optik yazılıma) dönüşmek ve kara deliklerin çevresine yerleşmek.
Evren’in
bazı bölümlerine bu durumda, doğal veya yapay olarak Big Crash yapılabilir
görünüyor ve bu, Evren’in toplamından bağımsız olacaktır, olay ufku ilkesi ile.
Yani:
Dene-yanıl
ile, yeni Evren tasarımı / yolu / arzusu bulunacaktır o kadar sürede.
Yani:
Devlet
kurma x kurmama ikilemi, 10 üzeri 50 yıl sonra, Evren-tümel kurma x kurmama (yap-sozu’) biçiminde tezahür edebilir
pekala: Tam öte-bilimkurgu öyküsü / sinopsisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder