Bir
haber:
“Rusya
Başbakanı Dimitri Medvedev, Suriye'ye bölge ülkeleri tarafından yapılacak bir
kara operasyonunun, 'uzun sürecek topyekûn bir savaşa dönüşeceğini' söyledi.”
Böyle
okununca, pek anlamlı gelmiyor.
Oysa,
anlamları şunlar:
Bir:
İmha ve
topyekun savaşı başka şeyler:
Herkes
ölür o durumlarda, askerler de siviller de.
Burada,
herkes göçüyor.
Not:
Göçmenlik olgusu, savaştan başka bir
kültürel topolojik yoğrulma demek. Türkiye bunu, 1915-1925 arasında,
nüfusunun % 50’sini yenileyerek yaptı.
İki:
Savaş,
siyasetin özel bir durumudur ya da öyle sayılır.
Siyasetin
yeni durumu ise şu:
Medvedev
ile Putin, ‘dön baba bönelim’ oynayıp, bir başbakan bir cumhurbaşkanı oldular.
Şeklen yani.
Savaşta
da öyle olacak.
30
muhalif grup varsa, birini sokup ikisini çıkara çıkara, dönenip duracaklar
küçük-savaş adına.
Üstelik
de, nükleer silah(çıklar)ı o küçük gruplar kullanacak, büyük devletler değil,
yine küçük küçük.
Bu
durumda üç:
Bu
gidişat, 11 Eylül 2001’in silahsız savaş konseptinin dışına çıkıyor.
Müslümanlar
yanlış hedef kitle demografisi ve Ortadoğu yanlış hedef bölge.
Asıl
savaş geleceği Uzakdoğu’da ve ironik olarak Çin de, Müslümanlar’ı terörist
sayıyor.
Yani:
2010-2020
arası, savaş açısından yalnızca bir top çevirme olmuş olacak.
Üstelik,
yeni bir şeyler öğrenme olmadı çoktan.
Oysa
IŞİD, Paris saldırıları ile dersini çalıştığını gösterdi: Seri terörizm
olgusunu sergiledi (saldırılar 10’ar dakika ara ile peşpeşe geldi orada).
New
York’ta bin Yanki temizlenince, bunun korkusu ve silah aldırması artık ABD
iktidar seçkinlerinin işine yaramayacak. Üstelik, kendi karıları ve çocukları
da hedef olacak.
Yani:
İş,
çığırından çıktı.
Dünya’yı
kimse yönetmiyor.
Savaşı
da...
Not:
Burada
yeni olan şu:
Kimsenin Hasan Sabbah’çılık
oynamaması. IŞİD
veya Filistin bu koşullarda devlet olamaz yani. 4 ülkedeki Kürtler de. Tam
tersine, ana devletleri güçlendirdiler ve (burada TC) biri büyüyecek bu
nedenle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder