Şimdiye
kadar belki hiç, 2 maç üstüste tümüyle seyretmemiştim. 1974 Dünya Kupası’ndan
beridirti televizyon deneyimimle hem de.
Yapacak
işim yoktu. Oturdum, izledim.
Üstelik,
bu metni yazmak istiyordum ama yazabileceğimden emin değildim, fazlası görüldü
ve yazıldı.
Gördüklerimdir:
3.
Dünyalılar, 1. Dünyalılar’dan daha istekli oynuyordu ve bunu seyretmek
gerçekten keyifliydi.
Futbolu
bu biçimde tasarlayanların kafasına ediyiim: Yahu, bir maçta bin üstü pas olur
mu?
Ne orta
kalıyor o zaman, ne de güç. Adam başı 100 pas düşüyor.
Futbolda
zeka kalmamış. Bırakılmamış yani.
Futbolda
yaratıcılığı önlemek için, gayrınizami fauller yapılıyor. Futbola, futbolculara
değil.
UEFA’nın
son 32’deki 2 ortalama takımı, bu futbolla Devler Ligi’nin son 16’sının ikisini
de yenerdi.
Ben olsam,
özellikle PSG’yi yuhlardım. Sonuçta Chelsea deplasmanda sonuca yatabilir ama
PSG kendi aleyhine sonuca yattı. Nedir bu yav?
Pilleri bitti, bızzttt yaptılar.
Futbolcuların
kasıtlı faulleri berbat. Mesleki saygı yok. Hakemler durumu görmezden geliyor.
Görmezden gelmeleri istenmiş, bu belli.
Bir daha
anımsatma: Turan kardeşimiz, bir zamanlar tekme attığı futbolcuyla aynı
takımda, ona tekme attığı için oynadığını düşünüyorsa, bir de bunu övünerek
söylüyorsa, bu iş bitmiştir.
10-50
milyon avro alanlar, 1 milyon avro eder.
100
milyon avro alanlar, 0 avro eder.
Kara
para belli. Beleş para belli.
Cılkı
çıkmış belli.
Futbolcular,
antrenörün takım oyununu feci lümpen yorumlamış: Ya sotaya saklanıyorlar, ya
rollerini abartıp, tekme de tekme...
Kimsenin
güzel oynamak eğilimi yok.
Her
maçta 10-15 ölümcül kısa-hata saydım: Kalecinin gereksiz yere ceza sahasının
dışına çıkması gibi.
Bunun
NBA’de de oluşu, büyük-büyük paranın sporu öldürdüğü anlamına gelmiş.
Centilmenlikten
söz etmiyorum, işini yapmaktan, oyunu kuralına göre oynamaktan söz ediyorum:
Pişti masasında poker oynanmaz.
Anlaşılan
şu:
Yılda
1-3 vitrinlik / artizlik iş.
Sonrası
mafiş: 4 milyar seyircilik ve 1 trilyon dolarlık sektörün şu anki momenti bu.
Yürrüyün
bee...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder