İran’dan
resmi bir açıklama:
“İran'ın
batı sınırının diğer tarafı terör örgütü PKK'nın kontrolünde ve Irak
askerlerinin bu bölgede etkinliği yoktur. Geçmiş yılarda ülkenin
kuzeybatısındaki bazı dağlık bölgelerde varlığımız yoktu. Buralarda
karakollarımız yoktu, bölge teröristlerin rahatça hareket ettiği alanlara
dönüşmüştü. Her hafta kurulan pusularda askerlerimiz şehit oluyordu. Ancak uzun
menzilli topçu birlikleriyle düşmanı vurabiliyorduk. Ülke liderinin emriyle,
2011'den itibaren bölgede operasyonlar başlattık. Askerlerimiz çetin coğrafi
koşuları olan 3 bin metrelik yüksekliklere çıkmayı başardı. Birliklerimizin o
mevzilere gelemeyeceğini düşünen bazı teröristler karşısında askerlerimiz
görünce mevzilerinde intihar etti. Operasyonların devamıyla, diğer
yüksekliklerde kontrolü sağladık. Şu an düşmanın tüm mevzileri gözetimimiz
altında, hata yaparlarsa, 60 mm'lik havan topu ve makinelilerle onları
vururuz.”
Çok
şaşırtıcı. Böyle olması şaşırtıcı değil, bunu açıkça kabulü şaşırtıcı.
2011 çok
geç bir tarih. Mollalar taa 1980’den beridir başta ve PKK de o zamandan beridir
var.
2011
Suriye Savaşı’nın başlangıcı tarihi tabii.
3 bin
metreye çıkamamak, askeri açıdan komik bir mazeret.
Düzlükte
top atışı işler de, dağlık ve mağaralı bölgelerde biraz zor işler.
Benim
merak ettiğim şu:
PKK, ne
demeye İran askerini öldürüyordu?
Bu,
‘tieyt layn, var mı bana yan bakan?’ demenin Kürtçe’si herhalde.
2015
sonu ve 2016 başı süresince, PKK’nin İran sayesinde aldığı ağır kayıplar
ortada.
Düşmanını
tahrik edersen, o da üzerine gelir.
Bu
arada, İran’ın PKK’ye saldırısı ara verdi ve bu da ABD-İran anlaşmasıyla
eşzamanlı.
Demek ki
son durumun özeti şu:
PKK,
ufaktan ufaktan batıya uzanacak ve dehelenecek.
Sonuç:
2015
yazından beridir, PKK’nin batıya geçişinin mantıklı bir terörizm / gerilla
planı olduğunu düşünmüyorum. PKK, ova ordusu değil çünkü. TC’nin topları epeyi
güçlü çünkü. Artık İHA da var. Barzani, Kuzey ırak’taki PKK koordinatlarını
TC’ye verdi diyelim. Ne olacak? Olmuş armut gibi düşecek mevzileri.
Geçiş
yolunu kesintilere uğrattılar diyelim, o zaman kayıp katliama dönüşür.
Sözkonusu uzaklık (Kandil-Hatay arası) 800
kilometre falan. Kobani olaylarında, öyle atına atlayan kovboyun dıgıdak
dıgıdak gidemediğini de gördük: TC’nin yarı veya üçte bir uzaklık için bile,
Barzani’ye sınırı açmasıyla ancak lojistik destek sağlanabildiğini gördük.
Tüm bu
yazdıklarım, Fidan’ın veya Erdoğan’ın savaş arzularından bağımsız. Bu
gerçekler, onlardan önce de vardı, onlardan sonra da var olacak. Bu süreç ise,
33 yıllık şimdilik. TC ancak uyandı ve savaşmada % 35-40 başarı sağlayabildi. %
70’i bulursa, 20 bin PKK peşmergesi öte yana melek olur gider. PKK,daha önce de
sıfırlanma noktasına limitlenmişti. Ancak o zamanlar iktidar değişikliği olurdu
vs. Bu kezinde ise, inanılmaz sert eğilimli 2 kişi var iktidarda. Apo’dan bile
acımasız olabileceklerini gösterdiler.
Gelelim
son noktaya:
İran’ın
bu işten (yukarıdaki alıntıdan) karı ne?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder