Pazar, Şubat 21, 2016

İran ve PKK

İran’dan resmi bir açıklama:
“İran'ın batı sınırının diğer tarafı terör örgütü PKK'nın kontrolünde ve Irak askerlerinin bu bölgede etkinliği yoktur. Geçmiş yılarda ülkenin kuzeybatısındaki bazı dağlık bölgelerde varlığımız yoktu. Buralarda karakollarımız yoktu, bölge teröristlerin rahatça hareket ettiği alanlara dönüşmüştü. Her hafta kurulan pusularda askerlerimiz şehit oluyordu. Ancak uzun menzilli topçu birlikleriyle düşmanı vurabiliyorduk. Ülke liderinin emriyle, 2011'den itibaren bölgede operasyonlar başlattık. Askerlerimiz çetin coğrafi koşuları olan 3 bin metrelik yüksekliklere çıkmayı başardı. Birliklerimizin o mevzilere gelemeyeceğini düşünen bazı teröristler karşısında askerlerimiz görünce mevzilerinde intihar etti. Operasyonların devamıyla, diğer yüksekliklerde kontrolü sağladık. Şu an düşmanın tüm mevzileri gözetimimiz altında, hata yaparlarsa, 60 mm'lik havan topu ve makinelilerle onları vururuz.”
Çok şaşırtıcı. Böyle olması şaşırtıcı değil, bunu açıkça kabulü şaşırtıcı.
2011 çok geç bir tarih. Mollalar taa 1980’den beridir başta ve PKK de o zamandan beridir var.
2011 Suriye Savaşı’nın başlangıcı tarihi tabii.
3 bin metreye çıkamamak, askeri açıdan komik bir mazeret.
Düzlükte top atışı işler de, dağlık ve mağaralı bölgelerde biraz zor işler.
Benim merak ettiğim şu:
PKK, ne demeye İran askerini öldürüyordu?
Bu, ‘tieyt layn, var mı bana yan bakan?’ demenin Kürtçe’si herhalde.
2015 sonu ve 2016 başı süresince, PKK’nin İran sayesinde aldığı ağır kayıplar ortada.
Düşmanını tahrik edersen, o da üzerine gelir.
Bu arada, İran’ın PKK’ye saldırısı ara verdi ve bu da ABD-İran anlaşmasıyla eşzamanlı.
Demek ki son durumun özeti şu:
PKK, ufaktan ufaktan batıya uzanacak ve dehelenecek.
Sonuç:
2015 yazından beridir, PKK’nin batıya geçişinin mantıklı bir terörizm / gerilla planı olduğunu düşünmüyorum. PKK, ova ordusu değil çünkü. TC’nin topları epeyi güçlü çünkü. Artık İHA da var. Barzani, Kuzey ırak’taki PKK koordinatlarını TC’ye verdi diyelim. Ne olacak? Olmuş armut gibi düşecek mevzileri.
Geçiş yolunu kesintilere uğrattılar diyelim, o zaman kayıp katliama dönüşür. Sözkonusu uzaklık  (Kandil-Hatay arası) 800 kilometre falan. Kobani olaylarında, öyle atına atlayan kovboyun dıgıdak dıgıdak gidemediğini de gördük: TC’nin yarı veya üçte bir uzaklık için bile, Barzani’ye sınırı açmasıyla ancak lojistik destek sağlanabildiğini gördük.
Tüm bu yazdıklarım, Fidan’ın veya Erdoğan’ın savaş arzularından bağımsız. Bu gerçekler, onlardan önce de vardı, onlardan sonra da var olacak. Bu süreç ise, 33 yıllık şimdilik. TC ancak uyandı ve savaşmada % 35-40 başarı sağlayabildi. % 70’i bulursa, 20 bin PKK peşmergesi öte yana melek olur gider. PKK,daha önce de sıfırlanma noktasına limitlenmişti. Ancak o zamanlar iktidar değişikliği olurdu vs. Bu kezinde ise, inanılmaz sert eğilimli 2 kişi var iktidarda. Apo’dan bile acımasız olabileceklerini gösterdiler.
Gelelim son noktaya:

İran’ın bu işten (yukarıdaki alıntıdan) karı ne?

Hiç yorum yok: