Log gemi
seyrinin kütüğüdür, dedik. Bu ‘kütük’ sözü, insanları rahatsız etti. Kütük de
odun, kağıt da odun oysa ki. Yazarların çoğu da, toptan odun.
Şaka
şaka: Kütük dediğin, nüfus kütüğü (nüfus kaydı) gibi yani.
Log,
blog ve vaka nüvislik, olay kaydı düşmek yönü de içerir.
Baştan
vurgulayalım:
Yazı
kayıtları; savaş, çöküş, engizisyon, Orta Çağ dönemlerinde azalır. Aynı zamanda,
içerik nitelikleri de düşer, yazaken özen gösterilmez çünkü.
Logda da,
fırtına sırasında kayıt tutan yoktur, çünkü logcu da o sırada teknenin
batmaması için debelenmektedir.
Ancak,
bunun dışında neyin yazılası ve neyin yazılmayası olduğu tartışmalıdır.
Zaten
soru şudur: Ne ve nasıl yazmak?
AB
ülkelerindeki kroniklerde (bu bizim vaka nüvisliğn Avrupai versiyonu olmakta),
koskoca 1 yıl için, ‘yazacak bir şey olmadı’ denebilmekte.
Oysa,
Hammer Tarihi’nde ilginç bir ayrıntı vardır:
Fetret
Devri anlatılırken, ‘Manisa’da dağ yarıldı, su fışkırdı, içinden gözsüz
balıklar çıktı’ yazar.
Yani bu,
onu yazan için yazılası bir şey imiş. Ve biz bugün gidip, orada yeraltı nehri
arayabiliriz o kayıt sayesinde.
Sıradan
insanlar, tarih bilinci taşımazlar. O nedenle, Rus Devrimi’nin ilk günü
bitince, güncelerine ‘çok sakin bir gündü’ yazabildiler.
Şu anda
TC’nin son 7 aydır savaşta olduğunu rahatça yazabilen çok az blogcu var ortada,
çünkü aymıyorlar, çünkü ayamıyorlar duruma.
Dolayısıyla
bir blogcu:
Neyin
yazılası olduğuna kendi karar verecek.
Olayları
derleme ve ayıklama beynine sahip olacak.
Sonra,
yazılacak bir sürü konunun arasında bir de, tarihin seyrinin kütüğünü, vaka nüvis’liğini
tutacak. Eğer yapabiliyorsa tabii ki, eğer yapmak istiyorsa tabii ki.
Türkiye’de
10 yıldır yoğun blog yayını var. O yılki / ayki / haftaki / günkü önemli
olaylarla, o günün bloglarını bir karşılaştırın derim, eğlenirsiniz epeyi.
Milliyet Blog’da var bu kayıtlar.
Ya da,
kısacası:
Yazar, ‘yazma
bilinci’ne sahip olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder