Çarşamba, Şubat 24, 2016

Log ve Blog

Log, gemi seyir defteri / kütüğü olmakta.
Kurmaca-olmayan yazın türü de sayımakta.
Blog, önce weblog’dan gelmekte, o da log’dan.
Yani, bir tür ağ seyir defteri / kütüğü olmakta blog denilen şey.
Gemi kaptanına bağlı olarak, deftere geçen olayların niceliği de niteliği değişebilir.
Blog yazarına bağlı olarak, bloga geçen olayların niceliği de, niteliği de değişebilir.
Ancak, olmayan olay yazılmaz.
Yazılmadan geçilmeyecek olaylar vardır, savaş falan gibi.
Genel ansiklopedik bilgilere aykırı şeyler önesürülemez blogda.
Yoksa, dezenformasyon yapılmış olur.
Dezenformasyon da, bilgi çağının neo-faşizm türlerinden biridir. (Başka çeşit niyetine, Hollywood filmleri vardır, (eşcinselliği hastalık saymak gibi) psikiyatrik sapıklıklar vardır, Papa’nın neo-sübyancılığı ve bunu resmen örtbas etmesi vardır, ilah...)
Ana akımda Türkiye’de şu anda günde 200 blog yayınlanıyor, 20 bin kadar da blogcu var.
Yani 1 blogcu, ortalama olarak, 100 günde bir, 2,5 sayfacık yazabiliyor.
100 blogun en az 50’si din ya da benzeri amaçlarla, doğrudan bilimsel bilgilere aykırı şeyler yazmakta.
100 blogun en az 50’si yemek tarifi, burçlar, futbol maçı falan gibi, bilgiyle hiçbir ilgisi olmayan şeyler içermekte.
Bunlar çok okunmakta ve editörler tarafından asla ve kata men edilmemekte.
Onun yerine, en çok kuşkusuz politik metinler kesik yemekte.
Yayınlanan politik metinlerin de, yine en az % 50’si, tarih bilgisine aykırı uydurmalar içermekte.
Yani, günde 5-10 işe yarar blog varsa (ki o da eğer varsa), 190-195 safsata var.
Ve bunlar günde belki 100 bin kişi tarafından okunuyor.
Eskiden köşe yazıları vardı, şimdi bloglar var.
Bunda asıl neden, köşe yazısı yasaklanırken, aynı şeyi satır satır aynı yazmış blogun henüz ciddiye alınıp da yasaklanıyor olmaması.
Sonuç, körlerle sağırlar birbirini ağırlar, durumu.
1 sağlam mala karşılık, 19 çürük mal kakalama durumu, yani.
Ayrıca okur-tüketici çürük-safsata bloglara da bayılıyor.

O zaman da, blog gemisi karaya oturuyor, deniz bitti çünkü.

Hiç yorum yok: