Pazartesi, Şubat 15, 2016

Nükleer Terörizm

Henüz bilinen bir nükleer-terör olayı yaşanmadı.
Ancak şu gerçek var:
“A foot-long stick of radioactive cobalt could be taken from a food irradiation plant and combined with ten pounds of explosives to contaminate 1,000 square kilometers and make some areas uninhabitable for decades.”
Yani:
30 santim uzunluğunda radyoaktif kobalt çubuk, 4,5 kilo patlayacıyla havaya uçurulursa, nükleer kirlenme 17-18 kilometre yarıçapında bir alanı onyıllaraca yaşanmaz kılar.
Türkiye sınırlarında veya içinde bunlardan onlarca yakalandı.
Teröristlerin bunu henüz yapamamışlıkları beceriksizlikleri yalnızca.
Artı:
Pakistan veya Türkiye gibi ülkelerde, onlarca nükleer başlık var.
Örneğin İncirlik Üssü, yüz kişilik bir orducukla soyulabilir ama hepsi ölür.
Pakistan yönetimi ise, inadına bunu teröristlere aktarabilir, çünkü ABD o ülkeyi bölmekle meşgul.
Fransa’nın sosyalist başkanı Mitterand, İsrail’e nükleer silah temin etti örneğin.
Artı:
Terör değil ama savaş olarak, İran ve Irak birbirlerinin nükleer reaktörlerini bombalayıp yok ettiler. Bunun nükleer kirlenme sonuçları belli değil.
Artı:
Hırsızlık olarak, 12 yılda 99 ülkede 1.266 olay olmuş. 18 çalınma olayı kesin bilgili.
Artı:
Ukraynalı politikacı Litvinenko, nükleer malzemeyle zehirlendi.
Artı.
Türkiye’de polise yansıyan onlaraca vaka mevcut. 2010 tarihli bir habere göre, 1993-2006 arasında 112 kaçakçılık vakası kayıtlı. 13’ü yakalandı. Tabii biz Türkler, herşeyin cılkını çıkardığımız gibi, sahte nükleer kaçakçılık da icat etmiş durumdayız çoktan.
Nükleer silah bilgisi:
“İTÜ’deki araştırma reaktöründe yüzde 20 gibi bir zenginleştirmeye sahiptir. Yüzde 20 kritik bir sınır. Yüzde 20’nin üzerinde uranyumla atom silahı yapma imkânı var. Ancak gerçekte atom bombasında kullanılan uranyumun zenginleştirilmesi yüzde 90’nın üzerinde. Fakat teorik olarak diyelim ki bir terörist grubu yüzde 20 ile çok kaba olmak kaydıyla bir silah yapması olasıdır.”
Da o da, santrifüj ile yapılıyor ve İran’ın on binlerce santrifüjü var.
SU silahlarla bile, nükleer bomba yapmak mümkün yani. Metali eritiyorsun ve döndürüyorsun. Mekanik bir iş. Bilmem kaç ayda da o saflaşıyor.
Dünya’da binlerce nükleer reatör olduğu için, onların kazayla tahribi terörizmden çok zarar verdi. Bunu Çernobil’de ve Fukişima’da gördük.
Teröristlerin de cahil ve aptal olduğu sonucuna varıyoruz buradan.
11 Eylül 2001’de silahsız savaşı ve terörü icat ettiler ama icat edilmiş bir silahı da hala kullanamadılar.
ABD 1945 tartışmalarının teröristler arasında da vuku bulduğu ve epeyisinin bunu gayrı-insani bularak, kullanmayı reddettiği ve reddedeceği kesin.
Ancak daha kesin bir şey var:
Yine 1945 gibi, birileri nasıl olsa büyükkentleri er veya geç nükleer silahlar ile vuracak ve Yeni Orta Çağ’da da, eski / asıl Orta Çağ gibi, bir süreliğine kentler epeyi küçülecek.
Ne zaman mı?
Dün çok geç idi.
Dipnot: Burada Hari Seldon ilkesi var:
Çöküş kaçınılmazsa, kurtarmak istediğini kurtarır, çöküşü kendi durumuna bırakır ve kısa sürmesine çabalarsın.
Ki bu da kültürün desentralizasyonu demek. Yani, Seldon’cu ‘Yıldızın Ucu’.
İskenderiye Kütüphanesi er veya geç yakılıyor çünkü. Eratosthenes’i çıkarmış bile olsa.
Sorun şu:

Yangından kurtarılacak ilk şey veya ‘Fahrenheit 451’de olunacak ilk kitap yok şimdi ve burada.

Hiç yorum yok: