Çarşamba, Şubat 03, 2016

Slaktivistlerin İşbirlikçiliği

Slaktivistler, kendi keyifleri için boş işler yapan ve bunu sivil toplum aktivitelerine de taşıyan orta burjuvalardır.
Genel anlamıyla, Dünya’da Seattle olaylarından sonra ortaya çıkan, hesapça neo-global reziztansın temsilcileri iken, tam tersine işbirlikçi olagelmişlerdir.
Neden mi?
Bir:
Yenemeyeceği düşmanını güçlendirmiştir. Bizim Geziciler gibi, baştan apolitik oldukları için de, politik bir düşmanı yenmek gbi bir arzuları yoktu(r) zaten. Maksat, bardan önce vakit öldürmek olsun.
İki:
Düşmanına yeni-hedef gösterirsin boş yere. İslam, ABD tarafından hiç yoktan , üstelik onlar baştan işbirlikçi (Taliban 1980 Afganistan gibi) iken, düşmanı durumuna getirilmişken, bunu yapmak davaya çifte ihanettir, bir de kendine ihanet etti üç.
Üç:
Zaten slaktivistler, neyi tutsalar kuruturlar. Apartman sahibi iken, kapıcıya hiç kullanılmayacak giysiler vermişlerdir, sadaka verdiklerine, kaşıkla verip, sapla göz çıkarmışlardır. Sakardırlar yani. İyilik yapayım derken, boğarlar. Taksim’in ağaçlarının şu anki durumu belli.
Dört:
Aslına bakılınca, hiçbirşeyin değişmesi arzusunda falan değillerdir. Yalnızca, çocukerkil ailelerde büyüyen, Dünya’yı değiştirmekle, babasına çikolata aldırmayı aynı şey şey sayan, 40 yaşında ergen zihniyetidir bu. Burada, hiç büyümeyen çocuk ‘Küçük Prens’ olma değil, hiçbirşeyin hakikiliğine ayamayan bir yabancılaşarak özdeşleşmişlik sözkonusudur. Yani, tüm bir yaşamı çocuk oyunu sanmaktadır 1975-2000 doğumlular.
Beş:
En önemli özellikleri, değil zora gelememek, elini ılık sudan çıkarıp ılık suya sokmamışlıklarının sözkonusu olması.
Altı:
E tabii, bir de feci tüketiciler. Tüketime bağımlılar. Kullanmayacağı metaları bol bol satan alan ilk kuşak TC’de bu 1975 doğumlular oldu. Kitle olarak yani.
Yedi:
Genel % 5 depresyon oranına bakılırsa, bu slaktivist işbirlikçilerin depresyon oranı % 50’nin üzerinde görünüyor (yalnızca eğitimin % 10’luk üniversite eğitimi oranını tersine onla çarpsak yeter bunun için). Deli değil, canı kolay sıkılan zora gelmez amcası. Motivasyon ve konsantrasyon, eksi düzeyde amcası.
Sekiz:
İşbirlikçilikleri ekonomik. AKP döneminde yükselen, nargile kafe, fine eating, reklam, küratör, kültür yönetimi, vb benzeri, ‘olmasa çok iyi olur’ konulu / içerikli mekanların üzerinden, baba parası yatırımlarla, para kazanır gibi yaparlar. Haa, bir de bu sıralar vintaj mekanlara mekarlılar. Ekonomik kökenleri, Gezi olayları ertesinde yapılan, demografik anketlerde ortaya çıktı.
Genel:
Bu açıdan bakınca slaktivistler, dönek-liboş-ex-solcu arkadaşlardan (1968’lilerden ve 1978’lilerden) farklı değiller pek ki zaten onların torunları ve çocukları olmaktalar: Armut dibine düştü yani.
Gelecekleri yok. Kayıp kuşak değil de, ‘varolmayan kuşak’ Calvino terimleriyle.
En olumlu yanları, kalıcı olmamaları ve bir de morukluklarının feci olacak olması. Yaşam, öcünü acı acı almaya başladı çoktan onlardan. Gezi’den yalnızca 2 yıl sonra, medya imajı simgesi olmuş 10 Gezici’nin 2 yıl sonrasının öyküleri epeyi iç yakıcıydı.
En önemli olumlulukları, tümüyle negasyon listesi olmalarında.
Kafadan ‘tarihten silin gitsin’ veya ‘ölmeden gömün şunları yav’ açısındalar...
Dipnot:

Almanya veya Rusya 1918’de, uç sağ ve uç soldan onlarca (aslında yirkaç yüz) politik oluşum-cuk çıktı ortaya. Bir bölümünün limit sıfır yazılı kaydı var bugün elde. TC de benzeri bir süreksizlik yaşadığı için, böylesi kırınım saçaklarının bolluğu şaşırtmıyor. Devlet kurmamayı anlamayan Kürt anarşist genç de bol örneğin. MHP’li Lgbti de var örneğin. 2 trans politik aday pek iyi geçinemedi örneğin. Ali Koç da, fonda ‘zırva da zırva, esmer bomba’ diye ‘Cabaret’ repliği veriyor. Bunlar, patlayan havai fişeğin dağınık tortuları yalnızca. Birkaçı parlak renkli diye görülüyor, bir bölümü fıs edip karanlıkta yitip gidiyor.

Hiç yorum yok: