Bir
haber:
"Jirki
aşireti lideri Tahir Adıyaman, oğlu ve iki yakını ile bir ihtiyacı için
Beytüşşebaba giderken PKK’lılar tarafından yolları kesilmiş. O da yolun kapalı
olduğunu görünce geri dönmek istemiş. Dönüş sınasında PKK’lılar ateş etmiş.
Tahir Adıyaman’ın ayağına bir mermi isabet etmiş. Allah acil şifalar versin.
Tahir Adıyaman kötü ve yanlış bir insan değildi. Evindeydi, bölgede bir taziye
ya da bir barış olduğu zaman gelip aracı oluyordu. Böyle bir şeyi haketmemişti.
Aşiret
liderimizin ayağına sıkılan kurşun Jirki aşiretinin kalbine sıkılmıştır. Biz
Jirki aşireti olarak çok öfkeliyiz ve hepimiz yaralıyız. Bundan sonra bizim
aşiret ile PKK’lılar arasında ip kopmuştur. Bizden insanlık adına bir şey
beklemesinler. Biz aşiret olarak karar vermişiz. Yani bizler, aşiret liderimiz
için kendimizi suya bile atarız.
Bizim
aşiret liderimize bunu yapanlar edepsizlik yapmıştır. Bizler Jirki aşireti
olarak bundan sonra da devletimizle canla-başla bilikte olacağız."
"Yüksekova’daki
insanları muhacir duruma düşürdüler. Bırakmadılar, tek yorganlarını bile
alsınlar. Binlerce Kürt’ü perişan edip, yalınayak muhacir duruma düşürdüler.
Silopi, Cizre, Diyarbakır’da, onlar Kürtler’i imha ettiler. Kürtler’in
düşmanıdırlar. Bugünden sonra, onlar bizim aşiretin içine gelmesinler. Nereye
giderlerse gitsinler. Bizim bulunduğumuz bölgelere gelmesinler. Bunlar böyle
yaptıktan sonra, Kürtler’in bulunduğu il ve ilçelere de Kürtler’e en büyük
ihaneti yaptılar. Bundan sonra onlarla hiç bir alakamız yok. Bize yakın bir
Kürt varsa, o da sayın Barzani’dir. Şunu çok iyi bilsinler, Kürtler artık
onların etrafında değil ve onları sevmiyorlar. Bizden uzak kalsınlar. Aşiretimiz
50 bin nüfusludur."
Bunları
açıklayan kişi, aynı soyadlı ve aynı aşiretten biri.
Saptamalar
neler?:
Adam,
kendini Dünya’nın merkezinde görüyor. Çünkü o, bir aşiret lideri. Söylemi,
peygamber söylemi.
TC
sınırları içinde, Müslim’i, Barzani’yi, Talabani’yi seçecek Kürtler çıkabilir.
Kan
davası oluşmuş.
PKK,
kendinden olmayan Kürtler’i öldürmüş veya sürmüş. Bunu Barzani de söylemişti.
Yine de
PKK, en azından askeri açıdan en güçlü olan kesimmiş.
PKK’nin
kullandığı acımasız yöntemler, en azından geçmişte ona sempatizan kazandırmış.
Sonuçta, bir zaman TC’ye boyun eğdirdi. Bu, Kürtler ve TC arasında ilk kez
oldu.
21.
Yüzyıl’da proto-feodal yapı aynen sürmekte.
Böyle
bir yapının demokratik bir ülke
kurması beklenemez.
Sonlarını
da, şimdilik 4’lü olan, bu parçalanmış yapı getirecek.
Kürtler’in
kent, sanayi, yazı, demokrasi, ulus-devlet, uluslaşma kültürü yok. Bunlardan 2
aşama gerideler. Oysa Dünya, bu aşamadan da 1 aşama sonrasına geçti. Etti 3
aşama. Kürtler, Afrika kabilelerinin durumuna düştüler yani. Tarih treni kaçtı.
Kürtler
şu anda, birbirini yemekten, başkalarıyla (örneğin şimdi IŞİD ile, az eskiden
alaturka Hizbullah ile) savaşamıyorlar.
Ancak:
Coğrafi
bölgeleri belli. Oralarda, Kürtler’den başkası birkaç yüzyıl daha hegemon
olamaz, Afganistan Taliban gibi. Zaten geriliğe sığınmalarının nedeni, ancak böyle
savaş kazanabilmeleri.
Tüm
bunlar, kısa vadede Batı’nın işine yarıyor görünebilir ama 1 milenyum önceki İslam
öndeyken, Hristiyanlar’ın tarihi geri çekmesi durumunun bakışığı şimdi tersine
olarak yaşanıyor. 2 milyar Hristiyan ve 1,5 milyar Müslüman, tarihi ters
yönlere itiyorlar. Değişimsizlik vektörü, her zaman 2-5 kat büyük işler. O
nedenle bugünkü neo-Orta Çağ’ın müsebbibi İslam, yangına benzin dökeni İsevilik
gibi görünmekte.
Yine de,
makro olarak Dünya’nın yarı nüfusu, mikro olarak ise marjinaller kalıyor
geriye.
Sonuçta
petrol 50 yıl daha var. Yani bu Kürt’sel kısırdöngü, en az 50 yıl daha sürer.
Talabani
aşireti gider, Jirki aşireti gelir; o gider, başkası gelir.
Bir
zamanlar hegemon Bucak aşireti
vardı, anımsayan var mı?
(13 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder