Perşembe, Nisan 14, 2016

21. Yüzyıl’da Kan Davası: PKK ve Aşiretler

Bir haber:
"Jirki aşireti lideri Tahir Adıyaman, oğlu ve iki yakını ile bir ihtiyacı için Beytüşşebaba giderken PKK’lılar tarafından yolları kesilmiş. O da yolun kapalı olduğunu görünce geri dönmek istemiş. Dönüş sınasında PKK’lılar ateş etmiş. Tahir Adıyaman’ın ayağına bir mermi isabet etmiş. Allah acil şifalar versin. Tahir Adıyaman kötü ve yanlış bir insan değildi. Evindeydi, bölgede bir taziye ya da bir barış olduğu zaman gelip aracı oluyordu. Böyle bir şeyi haketmemişti.
Aşiret liderimizin ayağına sıkılan kurşun Jirki aşiretinin kalbine sıkılmıştır. Biz Jirki aşireti olarak çok öfkeliyiz ve hepimiz yaralıyız. Bundan sonra bizim aşiret ile PKK’lılar arasında ip kopmuştur. Bizden insanlık adına bir şey beklemesinler. Biz aşiret olarak karar vermişiz. Yani bizler, aşiret liderimiz için kendimizi suya bile atarız.
Bizim aşiret liderimize bunu yapanlar edepsizlik yapmıştır. Bizler Jirki aşireti olarak bundan sonra da devletimizle canla-başla bilikte olacağız."
"Yüksekova’daki insanları muhacir duruma düşürdüler. Bırakmadılar, tek yorganlarını bile alsınlar. Binlerce Kürt’ü perişan edip, yalınayak muhacir duruma düşürdüler. Silopi, Cizre, Diyarbakır’da, onlar Kürtler’i imha ettiler. Kürtler’in düşmanıdırlar. Bugünden sonra, onlar bizim aşiretin içine gelmesinler. Nereye giderlerse gitsinler. Bizim bulunduğumuz bölgelere gelmesinler. Bunlar böyle yaptıktan sonra, Kürtler’in bulunduğu il ve ilçelere de Kürtler’e en büyük ihaneti yaptılar. Bundan sonra onlarla hiç bir alakamız yok. Bize yakın bir Kürt varsa, o da sayın Barzani’dir. Şunu çok iyi bilsinler, Kürtler artık onların etrafında değil ve onları sevmiyorlar. Bizden uzak kalsınlar. Aşiretimiz 50 bin nüfusludur."
Bunları açıklayan kişi, aynı soyadlı ve aynı aşiretten biri.
Saptamalar neler?:
Adam, kendini Dünya’nın merkezinde görüyor. Çünkü o, bir aşiret lideri. Söylemi, peygamber söylemi.
TC sınırları içinde, Müslim’i, Barzani’yi, Talabani’yi seçecek Kürtler çıkabilir.
Kan davası oluşmuş.
PKK, kendinden olmayan Kürtler’i öldürmüş veya sürmüş. Bunu Barzani de söylemişti.
Yine de PKK, en azından askeri açıdan en güçlü olan kesimmiş.
PKK’nin kullandığı acımasız yöntemler, en azından geçmişte ona sempatizan kazandırmış. Sonuçta, bir zaman TC’ye boyun eğdirdi. Bu, Kürtler ve TC arasında ilk kez oldu.
21. Yüzyıl’da proto-feodal yapı aynen sürmekte.
Böyle bir yapının demokratik bir ülke kurması beklenemez.
Sonlarını da, şimdilik 4’lü olan, bu parçalanmış yapı getirecek.
Kürtler’in kent, sanayi, yazı, demokrasi, ulus-devlet, uluslaşma kültürü yok. Bunlardan 2 aşama gerideler. Oysa Dünya, bu aşamadan da 1 aşama sonrasına geçti. Etti 3 aşama. Kürtler, Afrika kabilelerinin durumuna düştüler yani. Tarih treni kaçtı.
Kürtler şu anda, birbirini yemekten, başkalarıyla (örneğin şimdi IŞİD ile, az eskiden alaturka Hizbullah ile) savaşamıyorlar.
Ancak:
Coğrafi bölgeleri belli. Oralarda, Kürtler’den başkası birkaç yüzyıl daha hegemon olamaz, Afganistan Taliban gibi. Zaten geriliğe sığınmalarının nedeni, ancak böyle savaş kazanabilmeleri.
Tüm bunlar, kısa vadede Batı’nın işine yarıyor görünebilir ama 1 milenyum önceki İslam öndeyken, Hristiyanlar’ın tarihi geri çekmesi durumunun bakışığı şimdi tersine olarak yaşanıyor. 2 milyar Hristiyan ve 1,5 milyar Müslüman, tarihi ters yönlere itiyorlar. Değişimsizlik vektörü, her zaman 2-5 kat büyük işler. O nedenle bugünkü neo-Orta Çağ’ın müsebbibi İslam, yangına benzin dökeni İsevilik gibi görünmekte.
Yine de, makro olarak Dünya’nın yarı nüfusu, mikro olarak ise marjinaller kalıyor geriye.
Sonuçta petrol 50 yıl daha var. Yani bu Kürt’sel kısırdöngü, en az 50 yıl daha sürer.
Talabani aşireti gider, Jirki aşireti gelir; o gider, başkası gelir.
Bir zamanlar hegemon Bucak aşireti vardı, anımsayan var mı?

(13 Nisan 2016)

Hiç yorum yok: