Cuma, Nisan 22, 2016

Seri Katil, Norveç devletine açtığı davayı kazandı

Gerçekten takdir ettim, hukuğun canına okumuş:
“Norveçli seri katil Anders Behring Breivik, Norveç devleti aleyhine hapishanedeki uygulamalar sonucu insani haklarının çiğnendiği gerekçesiyle açtığı davayı kazandı. Oslo mahkemesi, Norveç devletinin Breivik’in insani haklarını çiğnediğini kabul etti.”
Öldürenler öldürülmüyor: Bu hukuk ve yaşam hakkı imiş. Bu, kafama pek yatmıyor. Kendim de cinayet işlesem, asılırsam kızmam ve karşı çıkmam.
Ancak, öldürenlere de insan gibi davranılması olayına taraftarım. Adamı tecrit etmişler. Neden?
Karısını öldürenler tecrite atılıyor mu ki Norveç’te?
Yoo.
O da katil, bu da katil.
Yüz kızartıcı suç geyikleri, beni hiç mi hiç açmıyor. Biz ne toplu katliamcılara, Nobel Barış ödülü verildiğini de gördük ömrü hayatımızda.
O da katil, bu da katil. Savaş katili, politik katil, şu bu.
Beni sinirlendiren, insanları ve kurumların durumdan kendilerine vazife çıkarması.
Norveç devletini mahkum ettiren o kötü davranışları bizzat uygulayanlar yargılanacaklar mı?
Yoo.
Terfi bile almışlardır çoktan.
Not:
Bir de şu var:
Tecrit var, tecrit var. Adama istediği kitabı verirsin, istediği filmi de ama istersen avukatından başka kimseyle görüştürmezsin. Ancak, seks için hayat kadını ve terapi için psikiyatrist hakkı baki kalır bence.
Şaka yapmıyorum. Bu yasaların genel durumları beni çok sinirlendiriyor. Küçük insanların elinde, don lastiği gibi, bir o yana çek uzasın, bir bu yana çek kısalsın, oluyor sonra.
Bence bir insan, daha suçu işlemeden önce, o suçu işlediğinde, ne olacağını da bilebilmeli. Duruma göre davranış icat edilmemeli.
Sonuçta bu adam hapiste ölecek.
Verebilecekleri en büyük ceza da o zaten...
İstiyorlarsa, idamı geri getirsinler...
Önümüzdeki 25-30 yıl içinde birçok AB ülkesinin idama geri döneceğine de adımız gibi eminiz biz...

(20 Nisan 2016)

Hiç yorum yok: