Bu
metinde irdelenecek metin şu:
O metne
yorum yazarken, kendisinin şu konularda bilgi eksikli olduğunu düşündüm:
TC
tarihi, neo-liberalizm dalgaları, Dünya'da faşizme ve engizisyona kayış,
Kürtler'in 4'lü konumları, savaş ve terör tarihi.
TC
tarihi: 1 Cumhuriyet de facto Aralık 2013’te bitirildi. Cumhuriyet söylemleri,
ondan sonraki zaman dilimleri için sakil kaçıyor.
Neo-liberalizm
dalgaları: 2007’den beridir, 1980 neo-liberalist dalga kilitlendi. O da kendini
hep olduğu gibi savaşa kilitledi.
Dünya
faşizme ve engizisyona kayış: Neo-Kavimler Göçü AB’ye neredeyse tamamı Müslüman
olan ve neredeyse bedavaya çalışan milyonlarca göçmen getirdi. Bu da tepki
olarak aşırı sağa kayma yarattı. Uç sağ partiler, Batı AB’de artık % 20 oy
alabiliyor. Doğu AB’de ise, eski komünist partiler yeniden yükseliyor.
Kürtler’in
4’lü konumları: Bugün Suriye, Irak, İran ve Türkiye Kürtler’i, 4 başta bölündü
(Müslim Öcalan’a boyun eğecek diye bir şey yok ama YPG çok yeni bir oluşum).
Önümüzdeki 50 yıl için birleşme ufukta yok.
Savaş ve
terör tarihi: 11 Eylül 2001 silahsız savaşı ve terörü yarattı. 2011’den sonra
da, en etki yaratacak sivil hedefler yoğun olarak vurulmaya başladı. 2016’da
ise ilk kez bir nükleer reaktör hedef alındı ama becerilemedi.
HDP,
10’un üzerindeki ve 30 yıldan uzun bir Kürt parti geleneğinin devamı. TİP
Kürtçülük nedeniyle 1971’de kapatıldı, unutmayalım. Yani, kendini bitirmek,
politik olarak Kürtler’in bir geleneği. Çünkü, parlamenter demokrasiyi kerhen
kullanabileceklerini sanıyorlar. Savşata da hep yeniliyorlar. Kuzgun leşe
bölümünde ise, insan haklarından söz eder oluyorlar.
HDP,
PKK’nin parçası. PKK olmasa bu kadar oy alamazdı. Haziran 2015’te beyaz Türkler
% 5 gibi oy verdi. Kasım 2015’t vermedi. Onlar da o oyları malları sandılar.
Şimdi,
bu gerçekler sabit.
Taşçı ne
demiş, bir de ona bakalım:
“Demirtaş
aday olduğunda, müesses nizam Kürtler için artık eskisi gibi korkutucu değildi.
Ama bu defa Kürtler, toplumun ana gövdesi için eskisinden daha korkutucuydu.”
En büyük
sorun bu: İkindi vakti cüce gölgesi bir HDP-imajı sözkonusu. Kürtler korktular,
hem de ödleri patladı. Toplum ise, cüzdanıyla meşgul hala salakça, canıyla
değil.
İlk
alıntı için özel not.
Taşçı,
ilk parçadan son parçaya sürekli bilgiler dışına dingildiyor. Gerçek-bilgi algısı sorunu var.
“7
Haziran’a böyle gidildi.”
7
Haziran’a Erdoğan’ı ayakta alkışlamış bir Demirtaş ile gidildi. Kimse hala buna
tepki vermedi. Bu hatayı çocuk bile yapmaz.
“HDP bu
çok kıymetli desteği neden harcadı?
Bence
çünkü, HDP bu desteğin kıymetini idrak edemedi.”
Olay, o
kadar yumuşak dilegetirilemeze. Popoları kalktı, Demirtaş kendini dev aynasında
gördü, denebilir.
“... önce 28 Şubat ve ardından AKP
hoyratlıkları altında ezilmiş, imkânlarını tüketmiş, aşırı yorulmuş memleketin,
elindeki son derece kıt imkânlarla imal edebildiği HDP...”
Yahu, 28
Şubat ile HDP’nin ne ilgisi var? Küllüm mafiş bir tez bu. Hizbullah x PKK derdi
vardı.
“Bugün
gelinen noktada, Kürtler tamamen sahipsiz.”
Tam
tersine: 10 tane falan sahipleri olduğu için, iki arada bir derede oldular.
HDP,
hiçbir zaman Türkiye’sel veya sol bir parti olmadı.
Tarihi
okuyamadı.
Okusaydı
da, kullanılıp bir kenara atılacağını göremedi.
Gölgesini
görüp, kendini adam sanan cüce oldu.
Çıkış:
Bu iş
bitmedi. Çizik plak, daha çok
cızırdayacak.
(23 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder