Pazar, Nisan 10, 2016

Öfkemi ve Nefretimi Yazmamak

08.04.16, 02:30.
Öfkemi ve Nefretimi Yazmamak
Oblivion dizisinin yazımı bitti.
Orada öfke ve nefret üzerine bir parça vardı ve onu da bir diziye yükseltgemek arzusundaydım.
Olmadı. Elim varmadı.
Öfkemi ve nefretimi yazmadım 3 gündür. Yazamadım.
Onları yazmak içimi acıtıyor. Elim geri geri gidiyor.
Öfkemi ve nefretimi canlandırmak arzusunda eğilim.
Özellikle, 2012’deki psikiyatrik tedavimin sona ermesinden beridir öfkem ve nefretim rasyonalize ama düşük duygu dozlu olageldi. Öyle de kalsı istiyorum.
Belki de öfkemi ve nefretim unutmak istiyorum. Oblivion istiyorum.
Dikkat ettiğim bir şey oldu:
Annem, 1 yıl kadar önce, bebeklik ve çocukluk fotoğraflarımı bana posayla yolladı. O zamandan beridir onlara el süremiyorum. Geçmişim içimi acıtıyor. Üstelik onlar, güzel anılar:Tavuklarla dolu bahçe gibi.
Aynı biçimde, elyazmalarıma da el süremiyorum. 2015 ilk yarısındaki 2 tam kitaba hala el sürmedim. Elyazıları rafta duruyor.
Bu, yorgunluk. En azından benim tanımım bu.
Bu bölümü geçersek, öfkem ve nefretim hakkında ne yazabilirim?:
Onları duymakta kendimi haklı hissettiğim. Tedaviden önce de, sonra da.
Tarihçemizin feci kafaüstü gittiği ve bunun nefretlik ve öfkelik olayları gırla kıldığı.
Bir tek geriye şu kalıyor:
AFL’liler gibi, gönüllü aptalaşıp cahilleşenler karşı öfke ve nefret. Ve bir de, Yağmur üzerinde odaklanan bir herşeyi hazır bulan, yemeyen ve yedirmeyen BÜ zihniyeti ki bu da, dehanın ve bilginin feci israfı.
Ancak, nasıl ki bana işkence yapan polisi anlamak istediğimde, anlıyorsam; onları da anlıyorum.
O nedenle, öfkem ve nefretim boşta kalıyor.
Bir de hiç intikam alamadım, ona yanarım.
Düşünün ki öldürmeyi hak ettiğim listede 40 kişi vardı en son ve birinin kılına bile dokunabilmiş değilim.
Son 2 yıldır hariç, kendime öfkem ve nefretim hep vardı ama bu vardığım menzillerle, onu geri aldım. Kendime haksızlık etmeyeceğim.
Öfkemi ve nefretimi sanatlaştırırsam, onlar ölmeyecek. Yani, rasyonelizasyonla filan dümura uğramayacak.
Öfkemin ve nefretimin oblivion olmasını yazmam öyle oldu.
Ayrıca, gazabımın intikamını galiba tarih alacak. İnsanlığı cezalandırmak için tasarladığım tüm makro etkenler, bir bir gerçekleşmeye başladı.
Örneğin:
Bundan 10 yıl önce, İstanbul’da 1 atom bombası patlaması düşünmek, öfke ve nefret konsantrasyonu idi. Şu an, belki 10 grup bunun peşindedir.
Nefret ettiğim insanlar artık yaşlandı. Benim onlara yapmak istediklerimden daha beter durumlara, yaşlılık nedeniyle vardılar.
Böylelikle, duygularım gevşiyor gitgide.
Yine de, puslu bir fon-duygu var dipte: Koyu gri.

Öfkem ve nefretim, buna dönüştü işte.

Hiç yorum yok: