Salı, Nisan 26, 2016

Kastı Aşan Yanlış-Söylem: Kenan Çamurcu Yanlışlaması

Bir alıntıyla başlayalım:
“Irak'ta her din ve etnik kökenden Iraklılar’ın IŞİD'le müşterek mücadele süreci, etnik klan devletinin dokuya aykırılığını kanıtlamadı mı?”
Gerçekle ilgisi yok bu savın. Musul, savaşmayan Iraklılar sayesinde bugün IŞİD’in elinde çünkü.
Gazetecilerin köşe yazılarını okurken, doğruları söyleseler bile, şimdi ve burada bunu söylemelerinin birinin çıkarına olduğunu hep gördüm.
Çamurcu da öyle olmuş. Ümmete çalışmış.
“İmparatorluğun ‘ülke’ tarifinde belirli bir milletin veya inancın yaşadığı toprak kasdedilmezdi.”
Bu hatayı başka yazarlar da yapıyor:
Eğer ülke-devlet ile krallığın kaldırılmasını eşleniklerseniz, epeyi tarihsel bilgi hatası oluşuyor.
Çünkü, bunun ilk olduğu Fransa’da sonradan krallık geri geldi.
Bugünün AB’sinde 9 tane krallık var. Bölünmek üzere olan çok aday var ve bunun nedeni farklı dil, din veya ulus. Ancak hepsi de ulus-devlet sayılıyor.
Ulus-devlet Fransa’da denendiğinde, ilk derdi dil idi, çünkü Fransa’da birbirini anlamayan 5 dil grubu vardı. Bunu standartlaştırdılar. 4 dili öldürdüler yani. Kimse de, Fransa’yı anti-demokratik falan saymadı. Öyle olsaydı, AB yoluyla o dillerin eğitiminin bugün veya çoktan serbest bırakılması sağlanırdı.
Daha ileri adımda ise, İngiltere’nin İrlanda işgali var ki 50 yıl filan savaş / terör süreci yaşandı. Üstelik ikisi de AB’ye üye.
Toparlarsak ve AB üzerinden söyleme bakarsak, ulus-devlet, krallık ve azınlık hakları birbirinden ayrı işledi tarihte.
En önemlisi:
Tarihte her zaman, 5 binden çok halk oldu ama en çok 250 devlet oldu. Yani her devletli 1 halka, 19 devletsiz halk düştü. Ve bu devletlerin (bazan 2 tane de olsa) her zaman resmi dilleri oldu. Ulus-devlet’ten 4.800 yıl önce bile.
Yani, elmalarla armutları epistemik olarak aynı sepete koyuyorsan, dezenformasyon peşindesin veya bilgi eksiğin var demektir. Çamurcu için de böyle bu.
Gelelim zurnanın zırt deliğine:
Çamurcu, Kürt milliyetçiliği sorununu ilk kez 1985’te şeriatçıların dergisinde yazdığını kendi belirtiyor. Ama şunu belirtmiyor:
TİP, 1971’de Kürtçülük’ten kapatıldı. Anter ise, Kürt milliyetçiliğinin Cumhuriyet’in başından beridir var olduğunu anılarında yazmıştır. PKK, Amerika’yı yeni keşfetmedi.
PKK çizgisi, Kürt çizgisinin bilmem kaçıncı adımıdır. Dev-Yol ve A La Rızgari çizgilerini tasfiye ederek ve soğurarak yükselmiştir, 1983-1985 sürecinde.
“Azınlık” kavramının doğuşunu da ulus devletin “egemen ulus” tarifine borçluyuz.”
Bu da yanlış. Türkler’in ilk iç savaşı, ‘budun’ terimi altında, çoğunluğun azınlığı ezmesi ile olmuştur ve ilk Türk devleti de bu nedenle dağılmıştır, 750 gibi. Aynı zamanda bu, Talas-Viyana yoluna giden ilk adım olmuştur tarihin ironisi olarak.
Kısacası:
Kabileden ulusa geçiş, bugünkü terminolojiyle bile, Roma ertesi döneme, kabaca 500’e alınabilir. Bugünün ulus-devletleri, Germenler, Franklar, vd, taa o zaman ulus olmaya başladı çünkü.
Kürtler ise, ne devlet kurabildi, ne de alfabeye geçebildi, alfabenin icat edildiği bir mekanda, ilk devletin kurulduğu bir mekanda. 5 bin yıllık bir gecikmeden söz ediyoruz.
Yani:
Bu açıdan bakınca, kısacası nasıl ki Araplar demokrasiye geçemiyorsa, Kürtler de devletliliğe geçemiyor.
O nedenle de, şu an Barzani’nin yapıp şansını yükselttiği gibi, olay pragmatizm, oportünizm, köylü kurnazlığı çerçevesinde işliyor.
Bir ters örnek daha:
Halkım olan Tatarlar, bugün Dünya’da 10 bölgede yaşarlar. Devlet kurdukları tek yer Tataristan’ı da işgal ederek oraya yerleşmişlerdir.
Kürtler de, Ortadoğu’nun otantik halk değil, işgalci bir halktır, çünkü orada İndo-Avrupa dil konuşan tek halktır. (Ortadoğu ile Suriye, Irak, Arabistan arasını imledik, İran Hind-Sind bölgesine denk geliyor şu an için.)
Dolayısıyla anavatan-devlet söylemi de sahte bilgi içerir.
Ancak yine de Kürtler, ulusçuluk için de, devlet kurma denemesi için de haksız değiller: Bu hak verilmez alınır, alınabiliyorsa. Haksız oldukları yer, bunu 10 kere başaramamalarında.
Son bir hatayı imleyelim ve metnimizi bağlayalım:
“İmparatorluk asrında kavimlerin hepsi eşit hizadayken veya bir kavim en fazla eşitler arasında birinciyken, hayat gayet normal akıyordu.”
Bu da öyle değil:
Türkler Kölemen (yani paralı asker) iken, iktidar boşluğundan askeri darbe yapıp, Mısır’da başa geçtiğinde, yukarıdaki durumla hiç ilgisi olmayan bir durum vardı.
Keza Moğollar, Dünya’nın en büyük imparatorluğunu kurarken, işgal ettikleri ülkelerde %o 1 gibi bir oranla iktidar oldular ve o nedenle çabucak kaybettiler de.
Keza, ulus-devlet 1. Cumhuriyet’te öz Türkçe’yi hiç yoktan bir Ermeni kurarken de, ulus-devlet kavramı yoktu.
Yani:
Devletleri binde bir azınlıklar yönetir.
Tek tek muktedirler de, genelde kendi halklarına karşıt olmak üzere, iktidar / statü seçimi yaparlar. Şu an Kürtler için savaşan bir sürü Batılı gibi.
Özet ve çıkış:
Ulus-devlet onu yaratan ülkede bile, tümüyle hiç geçerli olamadı, yani geçersiz bir söylem olarak kaldı hep. O nedenle Kürtler, ülke kuracaklarsa, ulus-devlet değil, alfabeli halk olsunlar. 35 yılda standart Kürtçe yazımı geliştiremediklerini, Kürtçe kurslarından biliyoruz.
Dipnot:
Barzani İsrail işbirliğinin tu kaka edilmesi, klasik yolunu şaşırmış şeriatçı tavrı. Adam, gücün peşinden gidiyor, İsrail batsın, onu da terkeder. Ayrıca, şu an için bile Kürdistan, İsrail desteği olmadan da kurulur. O nedenle de Sünni Iraklılar, Barzani’ye karşı IŞİD şıkkını yeğlediler.

(25 Nisan 2015)

Hiç yorum yok: