Bir
haber:
"2015'te
gerçekleştirilen 2.000'den fazla saldırıda, toplamda yaklaşık 44 bin kişi,
patlayıcı maddeler sonucu öldü ya da yaralandı.
...
Dünya
genelinde 33 bin sivil patlayıcı maddeyle öldürüldü."
1 devlet
kolluk görevlisine 3 sivil denk geliyor.
Bu,
savaşın terörleşmesi ve yeni bir eğilim demek.
Ancak,
belirtelim ki her tür savaşta siviller, bombardıman, açlık, salgın hastalık
nedeniyle, yine askerlerden daha çok sayıda ölürler ama bu savaş nedeniyle ölüm
olarak kaydedilmez.
“İntihar
saldırılarında ölen ya da yaralanan sivillerin sayısının da keskin bir artış
gösterdiği ifade edilirken, 2015'te bu saldırılarda 9.205 sivilin öldüğü
hatırlatılıyor.
...
El
yapımı patlayıcılarla öldürülen ya da yaralanan 16.180 sivilin yarısından
fazlasınınsa, intihar saldırılarının kurbanı olduğu raporda yer alan bilgiler
arasında.”
Bu 2
sayı birbirini tutmadı. İkincisi, 1 yıllık değil de, 5 yıllık sayı olabilir.
Burada
önemli olan şey, patlayıcıların el yapımı olmaya başlaması. El bombası veya
mayın yerine, basit malzemelerle basit patlayıcılar yapılıyor ve onlar da
öldürüyor.
2015
yılındaki Ankara Garı saldırısı, Türkiye’yi terör nedeniyle bir kerede ölen
maksimum insan sayısında, bir noya taşımış.
Dünya
çapındaki ölümlerin en çoğu 3 ülkede, Suriye, Yemen ve Irak'ta olmuş. Bunlar da
savaş bölgesi ülkeler.
Demek ki
yeni eğilim:
Savaş-terör
çok içiçe ve sivil-asker ayrımı kalmadı.
Bilgi
şerhi:
Aslında
bu, kitaplarda da böyledir ama şimdiye dek uygulanmıyordu. Sun Tzu’nun da bu
aklına nedense gelmemiş. Hile, suikast v sabotaj var ama terör yok ‘Savaş
Sanatı’nda. Clausewitz desen, Dünya’dan habersiz imiş.
(27 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder