Cuma, Nisan 29, 2016

Siviller ve Terör

Bir haber:
"2015'te gerçekleştirilen 2.000'den fazla saldırıda, toplamda yaklaşık 44 bin kişi, patlayıcı maddeler sonucu öldü ya da yaralandı.
...
Dünya genelinde 33 bin sivil patlayıcı maddeyle öldürüldü."
1 devlet kolluk görevlisine 3 sivil denk geliyor.
Bu, savaşın terörleşmesi ve yeni bir eğilim demek.
Ancak, belirtelim ki her tür savaşta siviller, bombardıman, açlık, salgın hastalık nedeniyle, yine askerlerden daha çok sayıda ölürler ama bu savaş nedeniyle ölüm olarak kaydedilmez.
“İntihar saldırılarında ölen ya da yaralanan sivillerin sayısının da keskin bir artış gösterdiği ifade edilirken, 2015'te bu saldırılarda 9.205 sivilin öldüğü hatırlatılıyor.
...
El yapımı patlayıcılarla öldürülen ya da yaralanan 16.180 sivilin yarısından fazlasınınsa, intihar saldırılarının kurbanı olduğu raporda yer alan bilgiler arasında.”
Bu 2 sayı birbirini tutmadı. İkincisi, 1 yıllık değil de, 5 yıllık sayı olabilir.
Burada önemli olan şey, patlayıcıların el yapımı olmaya başlaması. El bombası veya mayın yerine, basit malzemelerle basit patlayıcılar yapılıyor ve onlar da öldürüyor.
2015 yılındaki Ankara Garı saldırısı, Türkiye’yi terör nedeniyle bir kerede ölen maksimum insan sayısında, bir noya taşımış.
Dünya çapındaki ölümlerin en çoğu 3 ülkede, Suriye, Yemen ve Irak'ta olmuş. Bunlar da savaş bölgesi ülkeler.
Demek ki yeni eğilim:
Savaş-terör çok içiçe ve sivil-asker ayrımı kalmadı.
Bilgi şerhi:
Aslında bu, kitaplarda da böyledir ama şimdiye dek uygulanmıyordu. Sun Tzu’nun da bu aklına nedense gelmemiş. Hile, suikast v sabotaj var ama terör yok ‘Savaş Sanatı’nda. Clausewitz desen, Dünya’dan habersiz imiş.

(27 Nisan 2016)

Hiç yorum yok: