Oksidentalizm,
Batı’nın batı gözüyle temsili.
Oryentalizm
ise, Doğu’nun batı gözüyle temsili.
Tahmin
edilebileceği gibi oksidentalizm, Batı’yı yüceltiyor.
Bu
düalizmde o kadar çok yanlış var ki. En başa gidelim.
Bugünkü
Batı, 1500 gibi, koloniyalizm ve 1650 gibi Aydınlanma ile tanımlı.
Hesapça
temelde hümanist bir doka Batı ama antropomorfik faşist bir hümanizm bu.
Sonra,
kendini Antik Yunan’ın ve Roma’nın devamı sayıyor. Bir Hristiyan.
Oysa, Antik
Yunan’ı silen Roma. Roma hiç tam Hristiyan olmadı. İsevilik bir Asya dini. AB
ülkeleri ise, 500-1500 arasında ve zulümle, kıyımla, zorbalıkla Hristiyan
yapıldı.
Yani,
arada hiçbir biçimde süreklilik yok ve yoktan kavramlar uydurulmuş.
Örneğin,
Aristo diyalektiğinin antitezi olan Lao Tzu diyalektiği, ancak 20. Yüzyıl’da
Batı tarafından öğrenildi.
Bugün
bile, İslam-İsevilik düalizmi Dünya7nın ancak yarısını kapsıyor ve bırakın
tektanrılı olmayı, tanrısız epeyi din var Dünya’da.
Yain, bu
düalizm de küllüm mafiş.
Bütün
olay, 600-1500 arasındaki cihadın ve 400-1500 arasındaki Orta Çağ’ın, 11007den
itibaren Haçlı seferlerini tetiklemesi.
Haçlı
Seferi söylemi, oğul Bush tarafından, 21. Yüzyıl’da bile dilegetirildi.
Eh o
zaman da İslam, Taliban 1980, IŞİD 2015 üzerinden cihada devam eder tabii ki.
Demokrasi
söylemine gelince:
İlk
demokrasi olduğu önesürülen Antik Yunan’ın hegemonu olan Atina’nın üçte biri
köle idi. İlk devrim (1789) ülkesi sayılan Fransa’da kadınlar, ancak 1945’te oy
hakkı kazandı.
Kölelik
ABD’de hesapça 1861’de kalktı ama bugün Dünya’da hala 30 milyon köle var.
Serbest
ticaret yalnızca bir palavra. Tüm ülkelerinde yerli ürünler destekleniyor.
Kalsa
kalsa geriye, bilim, düşün ve sanat kalır ama onu da ancak milyonda birlik
kesim yaptı, tüm Batı değil. Bugün Batı’nın yarısı etkin okuryazar değil ve
üniversite öğrencisi Çin’i Dünya haritasında bulamıyor.
Eğitim,
sağlık ve emekçi hakları ise, hızla kafaüstü çakılmakta.
Yani
olay, Atina’nın diğerlerini barbar saymasının devamı. Ancak bunu da, Çin bile
yapıyor. Çince’de ‘insan’ ve ‘Çinli’ aynı sözcük.
Yani:
Kim
yeniyorsa, o söylem üretiyor.
Ancak:
Bugün
Batı’nın hegemonluğu bitti ve global hegemon yok ortada, kutupsuz ve
çok-çokparçalı bir Dünya dönemine girdik.
Tüm
diğer hegemon söylemleri gibi, bu ikilinin de hiçbir anlamı ve geçerliliği yok.
(16 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder