Bir
haber:
“Dünyada
ilk defa her iki kolu ve her iki bacağı felçli bir kişi, beynine yerleştirilen
çip sayesinde parmaklarını yeniden oynatabildi.
BBC'nin
haberine göre, ABD'nin Ohio eyaletinde yaşayan Ian Burkhart (24), parmaklarının
her birini ayrı ayrı oynatarak, bilgisayar oyunu olarak tasarlanan gitarı
çalabildi.
...
Burkhart,
"Her bir hareketi gerçekten bölmeniz ve hareketleri daha konsantre bir
şekilde düşünmeniz gerekiyor. Ömrünün ilk 19 yılında hareket etmenin değerini
çok hafife almışım" dedi”
Bir
haberde çok konu.
Birinci
paragraf, daha önce parça parça ve yapay olarak yapılan bir şeyi bütün ve
gerçek olarak denedi ve başardı.
İkinci
paragraf, sanal-gerçek ayrımı, çapraz medya, çokdisiplinlilik üzerine.
Üçüncü
paragraf ise, bilimcilerin de gözden kaçırdığını, yaşayan birinin anlaması:
Bedenimizi
ve zihinimizin tüm işlevleri aşırı grift içiçeliklerden oluşuyor.
Dene-yanıl ve analiz ile onun simülasyonunu üretmek gerekli.
Bunun için de, varsayımlardan ve yanlış bilgilerden kurtulmak gerekli.
Örneğin,
bu yapılmadan önce, bir bardağı tutmakla bir gitar çalmanın benzeştiğini
söyleseniz, müziyenler de, nörologlar da size gülerlerdi.
Başrının
pratiği kuşukusuz çok önemli ama kuramı da çok önemli:
Zihnimizi
için işleyen bütüncül bir modelimiz hala yok.
Böylesi,
beyin protezi tasarımı veya LSD deneyi, körün fili tarifi gibi de olsa, zihin
modelimizi kuracağız.
Bu kez
işin içine, ne zihin felsefecileri sokulmalı, ne de yapay zekacılar. Bu konuyu,
en az 40 yıl istop ettirdiler çünkü. Ancak, açıktan ve ilgisiz bölgelerden
dolanarak, sonuca varılabilidi. Epistemik
faşizm uygulayarak, gerçek-doğru bilgiye ulaşılmasını engellediler, Weil
da, Pearry de...
(14 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder