Cuma, Nisan 22, 2016

Küresel Direniş 2016

1980 ertesiki dönemin ilk global direnişi Seattle’da 1992’de başladı. Biber gazı da ilk kez o zaman kullanıldı.
BBC, bunun 2. veya 3. adımı için şöyle bir açılım yazmış:
“2005 senesinde bütün Fransa şehirlerinin kenar mahallelerinde görülen Banliyö ayaklanmaları sınıfsal bir hareketin başlangıcı olabilirdi. Zira ayaklanan gençlerin talebi daha çok sosyal eşitlik ve ekonomik refah olmuştu.
...
İkinci fırsat 2010 senesinde doğdu. Fransa'nın en önemli ulusal kahramanlarından, o sırada 93 yaşındaki eski diplomat, direniş kahramanı, yazar ve siyasi aktivist Stéphane Hessel küçük ve kolay okunan bir kitap yayınladı: Indignez-vous!
...
İlginç bir şekilde kitap Fransa'da geniş yankı uyandırsa da bir halk hareketi başlatmadı. Ancak İspanya'da Puerta Del Sol'de 'Indignados' isimli, meydanlarda barışçıl olarak toplanma ve protesto gösterileri yapma hareketine dönüştü.
2008'de İzlanda'da başlayan, 2009'da Yunanistan ayaklanmasıyla devam eden küresel hareketin bir parçası haline geldi ve kimi gözlemcilere göre Arap Baharı'nı ve Occupy Wall Street hareketini körükledi. Ancak Fransa'da beklenilen katalizör görevini yapmadı ve bir halk hareketi doğmadı.”
Bu arada, sağ iktidarların sivil hareketlerdi terörize etmesi, direnişin sağa / dine kayması, sol iktidarın direnişi zayıflatması gibi, orta ölçekli ileri ve geri adımlar da var sürecin içinde.
Tabii bazı tarihsel gerçekler de var:
Halk isyanları, kimi kısa soluklu olabiliyor: Gezi’den 1 yıl sonra, Gezi’dekilerin 50’de biri bile orada değildi. Zaten balık hafızalılık kitelnin temel özelliklerinden biri.
Tarihteki daha önceki devrim provası sayılabilecek direnişler de kimi devletsel sert şiddetle çözülmüş, kimi iç karışıklıkla dağılmış.
Fransa özelinde ise şu var:
1968 gibi, araba almak için grev yapan işçi sınıfı lümpenliği, 2008’de emeklilik ve mesai sınırı haklarının yitirilmesine kadar gelen bir aymazlık yarattı. O zaman cüzdanı sağda vicdanı solda olanlar, fakirleşince ve göçmenlere karşı cüzdanları sağda vicdanları daha sağda oldular. Üretim ve istihdam, son 10 yıldır artmıyor ama nüfus az da olsa artıyor ve ironik biçimde eğitimli gençlik en çok işsiz kalan kesim oluyor. Dolayısıyla, ggenç beyaz yakalı proeleterler ve ileri marjinaller direnişin içinde ama direniş tarihini bilmiyorlar ve direniş bilinçleri yok: Bu; hem 1917-1949 bilgisizliği ve bilinçsizliği ile böyle, hem de 1992- sonrası bilgisizliği ve bilinçsizliği ile böyle.
Dolayısıyla, sıkışan gazlar patlar, diye bir şey yok. Yoksa, 50 ülkede atom bombası patlamış olması gerekirdi. 2 milyar tam aç ve 2 milyar yarı aç var ortalıklarda. G-7 veya G-193 farketmiyor artık. Dünya’nın bütün metropolleri evsizlerle doldu taştı.
Eski usül, birleşelim lan devrim yaparız, geyiği de geçersiz.
Yani:
Yeni devrimler, yeni yöntemlerle denenecek ve belki başarılacak.
Yani:
Yeni direnişler, 1992 sonrakiler dahil, eskiler değiştirilerek denenecek ve belki başarılacak.
Elde var, 10 adımlık yanılgı ve yanılsama..
Ve:

Negasyon, tarihin en işlevsel yöntemidir. 10 adımda 10 yanılgı da, şaka değil, gerçek bir başarıdır, kaybedenler için değil tabii ki, müstakbel kazanacaklar için...

Hiç yorum yok: