1980
ertesiki dönemin ilk global direnişi Seattle’da 1992’de başladı. Biber gazı da
ilk kez o zaman kullanıldı.
BBC,
bunun 2. veya 3. adımı için şöyle bir açılım yazmış:
“2005
senesinde bütün Fransa şehirlerinin kenar mahallelerinde görülen Banliyö
ayaklanmaları sınıfsal bir hareketin başlangıcı olabilirdi. Zira ayaklanan
gençlerin talebi daha çok sosyal eşitlik ve ekonomik refah olmuştu.
...
İkinci
fırsat 2010 senesinde doğdu. Fransa'nın en önemli ulusal kahramanlarından, o
sırada 93 yaşındaki eski diplomat, direniş kahramanı, yazar ve siyasi aktivist
Stéphane Hessel küçük ve kolay okunan bir kitap yayınladı: Indignez-vous!
...
İlginç
bir şekilde kitap Fransa'da geniş yankı uyandırsa da bir halk hareketi
başlatmadı. Ancak İspanya'da Puerta Del Sol'de 'Indignados' isimli, meydanlarda
barışçıl olarak toplanma ve protesto gösterileri yapma hareketine dönüştü.
2008'de
İzlanda'da başlayan, 2009'da Yunanistan ayaklanmasıyla devam eden küresel
hareketin bir parçası haline geldi ve kimi gözlemcilere göre Arap Baharı'nı ve
Occupy Wall Street hareketini körükledi. Ancak Fransa'da beklenilen katalizör
görevini yapmadı ve bir halk hareketi doğmadı.”
Bu
arada, sağ iktidarların sivil hareketlerdi terörize etmesi, direnişin sağa /
dine kayması, sol iktidarın direnişi zayıflatması gibi, orta ölçekli ileri ve
geri adımlar da var sürecin içinde.
Tabii
bazı tarihsel gerçekler de var:
Halk
isyanları, kimi kısa soluklu olabiliyor: Gezi’den 1 yıl sonra, Gezi’dekilerin
50’de biri bile orada değildi. Zaten balık hafızalılık kitelnin temel
özelliklerinden biri.
Tarihteki
daha önceki devrim provası sayılabilecek direnişler de kimi devletsel sert
şiddetle çözülmüş, kimi iç karışıklıkla dağılmış.
Fransa
özelinde ise şu var:
1968
gibi, araba almak için grev yapan işçi sınıfı lümpenliği, 2008’de emeklilik ve
mesai sınırı haklarının yitirilmesine kadar gelen bir aymazlık yarattı. O zaman
cüzdanı sağda vicdanı solda olanlar, fakirleşince ve göçmenlere karşı
cüzdanları sağda vicdanları daha sağda oldular. Üretim ve istihdam, son 10
yıldır artmıyor ama nüfus az da olsa artıyor ve ironik biçimde eğitimli gençlik
en çok işsiz kalan kesim oluyor. Dolayısıyla, ggenç beyaz yakalı proeleterler
ve ileri marjinaller direnişin içinde ama direniş tarihini bilmiyorlar ve
direniş bilinçleri yok: Bu; hem 1917-1949 bilgisizliği ve bilinçsizliği ile
böyle, hem de 1992- sonrası bilgisizliği ve bilinçsizliği ile böyle.
Dolayısıyla,
sıkışan gazlar patlar, diye bir şey yok. Yoksa, 50 ülkede atom bombası patlamış
olması gerekirdi. 2 milyar tam aç ve 2 milyar yarı aç var ortalıklarda. G-7
veya G-193 farketmiyor artık. Dünya’nın bütün metropolleri evsizlerle doldu
taştı.
Eski
usül, birleşelim lan devrim yaparız, geyiği de geçersiz.
Yani:
Yeni
devrimler, yeni yöntemlerle denenecek ve belki başarılacak.
Yani:
Yeni
direnişler, 1992 sonrakiler dahil, eskiler değiştirilerek denenecek ve belki
başarılacak.
Elde
var, 10 adımlık yanılgı ve yanılsama..
Ve:
Negasyon,
tarihin en işlevsel yöntemidir. 10 adımda 10 yanılgı da, şaka değil, gerçek bir
başarıdır, kaybedenler için değil tabii ki, müstakbel kazanacaklar için...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder