Pazartesi, Nisan 18, 2016

Siborg Antropolojisi Açısından İnfomorfizm

Konunun öncü tasarlayıcısı Amber Case, durumu şöyle tanımlamış:
“She talks of an "informorphic footprint", corresponding to the size of information created and distributed during a person's lifetime.”
Yani:
Bir insanın tüm yaşamı boyunca yarattığı ve dağıttığı bilginin miktarı, onun bıraktığı infomorfik ayakizidir.
Derlediği de dahil edilse gerek buna: Bach’ı yeniden derleyen Mendelsson gibi.
Taşıdığı da dahil edilse gerek buna: İnsanların milyonda dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz doksan dokuzu bilgiyi yalnızca taşırlar, o da bilinçlerinde değil, toplu bilisizliklerinde. Ancak bu olmadan, Aristo 2 bin 500 yıl sağ kalamazdı. Onu yok olmaktan ilk kurtaran Aristo-dışı yabancılar / barbarlar olarak Süryaniler’in, Aristo’nun ne demek istediğini anladığını hiç mi hiç sanmıyorum şerh olarak: Bilselerdi, pekala yok olmaya.
Biz, konuyu genişleteceğiz:
100 milyarlık insan türünün tamamı, 5 bin yılda ürettiği ve informorfluğunu yapabildiği bilgiyle sınırlı ve ne yazık ki türümüz, bu konuda çoktan sınıfta çaktı.
Yani insan türü, bile ve isteye değil de, bilmeden ve istemeden bu kadar bilgiyi taşıdı sırtında ve kültüründe. İlk yapabildiğinde de onu sırtından attı hep.
Gelelim Case’e ve Ülkü’ye:
Case, yazdıkları ölümlerinden sonraya kalan yazarları da, kısmi infomorf saymış.
Kısmi bölümünü atarsak, Ülkü bu saptamaya katılıyor diyebiliriz.
Tabii ki geriye kalan yalnızca sözel duyu-dil ürünleri değil, işitsel, görsel, motor ve hatta kimyasal duyu-dil ürünleri de geleceğe aktarılıyor çok şükür.
Aralarında eşleniklik ve bilgisel-denklik yok ama.
En ileri olan alan, birleşik-karma bir duyu-dil kullanan sinema ve onun koşutunda da çapraz medya. O da şimdilik.
Yoksa, vizi-sonor (Asimov) ve reel (Lem), çok iyi infomorf tasarımlar, kurmaca olarak.
Nokta. Es.

(15 Nisan 2016)

Hiç yorum yok: