Liste şöyleymiş:
“Trump's
team of foreign policy advisers, led by Alabama Sen. Jeff Sessions, consists of
counter-terrorism expert Walid Phares, energy consultant George Papadopoulos,
former Defense Department inspector general Joe Schmitz, managing partner of Global
Energy Capital Carter Page and former Lt. Gen. Keith Kellogg.”
Ekip başkanı
eski senatör Sessions, karşı-terörizm uzmanı Phares, enerji danışman
Papadopoulos, savunma müfettişi Schmitz, enerji uzmanı Kellogg.
2 tanesi
ise, daha ayrıntılı olarak, Türkçe açıklamasıyla şöyleymiş:
“Joseph
Schmitz, daha önce Pentagon'da müfettişlik yapmış bir avukat. Trump'ın beş dış
politika danışmanından biri olarak geçtiğimiz ay göreve atandı. Schmitz, kendi
eyaleti olan Montana'daki bir barajın, yerli Kootenai ve Confederated
kabilelerine verilmesine karşı dava açmış ve bu dava avukatlarından biri
olmuştu. Trump'ın danışmanının, bu barajın Yerlilere transferinin Türkiye'ye
nükleer materyaller transfer etmek demek olduğunu ileri sürdüğü ortaya çıktı.
...
Washington'daki
Bahçeşehir Üniversitesinde (Mentora) hocalık ve yine Bahçeşehir'e bağlı Global
Policy Initiative (GPI)'in ise ilk kurucu direktörü olarak karşımıza çıkmıştı.
Trump'ın ekibine atanmasının ardından bu görevlerinden ayrıldığı öğrenilmişti.
Phares, Müslümanların ABD'de Şeriat yaymak için bulunduğunu ileri süren komplo
teorileri ile de biliniyor. Phares'in 2006 yılından beri Milli Savunma
Üniversitesinde hocalık yaptığını kendisi özgeçmişinde yayınlasa da,
Politico'nun bizzat üniversiteden öğrendiğne göre Phares orada sadece bir
yıllık danşmanlık yapmış.”
Buradan,
Fethullah’ın Trump’ı seçtiği gibi bir sonuç da çıkarsanabilir. Ya da öbür
tarafa da yardım ederek, elini sağlama almaya çabaladığı da.
Danışmanların
düşünceleri oldukça absürd. Ancak, Barnett dahil, Türkiye uzmanları dahil,
ABD’den nedense gerçekten bilgili danışmanlar çıkmıyor.
Bir de,
bir acaiplik yapıyorlar:
Doğruları görevden ayrıldıktan
sonra söylüyorlar.
Kissinger ve Brzesinski öyle yapmıştı. İkisi, de bakan düzeyinde, belki daha
çok güçlüydü. ABD’yi batağa sürüklediler, sonra kendi yaptıklarının adını
vermeden yanlış olduğunu yazdılar.
‘Veep’
dizisinin ortaya koyduğu üzere, ABD’e politika bir soytarılık. Bir tür
bildiğimiz ‘reality show’. Artizlerin gerçeklikle ilintisini koparmaları gibi,
iktidar sahipleri de bunu yapıyorlar.
Clinton
da farksız:
Libya’yı
birbirine kattı. Fatura, Obama’ya çıktı.
ABD
askerlerini nedensizce ölüme yolladı ve bunun için yargılanmadı. ‘Veep’ bununla
güzel alay etmişti.
Demek ki
birileri ona, bunu yapınca kazanacağını söylemişti ve kendi karar mekanizması ve
konu bilgisi olmadığı için, o da bunu dinlemişti.
Kılavuzu
karga olanın, durumu yani...
2001’den
beridir, tarihte belki ilk kez içeriden ve doğrudan gözlemle, bir süper-hegemonun kendi kendini adım adım
batırmasını izliyoruz.
Tek bir
alanda değil, tümünde:
Askeri
iktisadi, siyasi; bilimsel, sanatsal, düşünsel...
1 no
savaşta herkesi yener.
ABD kimi
yendi, 1945’ten beridir?
Yalnızca,
oligarklarına para sağladı. Bunu savaşsız da yapabilirdi.
Ayrıca
iktisaden, dolar silahı artık tutmuyor. ABD, Dünya’nın % 25’i ve en büyük ama 2
tane daha % 25 civarında güç var: Çin ve AB.
Siyasi
desen, işte bu yazdıklarımız var. Kimse işini bilmiyor. Yapılan soytarılık
oluyor.
ABD
özgün sanatı ve felsefesi hiç olmadı.
Bilimden
de yalnız ve yalnız teknolojiyi anladı. 9 ileri teknolojik alandan yalnızca
2-3’ünde 1 no sayılabilir, o da belki. Bilgisayar ve internet ama siberuzay
değil örneğin. Robot, bitki-dışı genetik, uzaycılık kesin değil artık.
NASA
küçültüldü. Bu ve 2 uzay mekiği kazası, ABD’nin sonu olarak tarihe geçti.
Süper-hegemon biri, en ileri alanda değil 2, 1 hata bile yapmaz, yapmaya hakkı
yoktur çünkü.
Dediğimiz
gibi:
Zenci,
kadın ve ardından da bir sosyalistimsi: Obama, Clinton, Sanders.
Yankiler’in
oynayabileceği politika ‘reality show’u
bu kadar.
Gerçek
kriz, 2024-Putin ertesi Rusya başkanlık ve 2028-2032 ABD başkanlığı seçimleri
zamanı.
Evet:
Kendimi,
Hitler’in başarısız darbesi 1922
anında, geleceği gören ve yaşlı biri olarak duyumsuyorum. 1922-1945: Çook
felaket, ughh... 2022-2045: Çook felaket, ughh...
Haa, bir
de hala, geleceğe 0 müdahaleci bir
gelecekbilimci gibi.
Sonuç:
ABD’ni
battığını ve batırıldığını gördüğüm için mutluyum, enkazın altında kalacak olsam
da...
(21 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder