Bir:
Tikeller:
Marazilik
eğilimli çıplak derililer, sanki belayı üzerlerine çekermişçesine, ortalama bir
bireyden onlarca kat oranda sorunlara yakın oluyorlar. (Sorunsuz bölgeden
sorunlu bölgeye doğruki izlekleri hakkında kayıt yok, sonuçta onlar da çocuktu
ve belasızdı bir zamanlar.)
İki:
Tümeller:
2000-2200
arasındaki tarih dilimi gibi dönemlerde toplumlar ve kültürler rollerini
abartıyorlar: Orta Çağ’ın absürd kitle dansları gibi.
Bu
ikisini, karşılaştır-karşıtlaştır ve mümkünse ilintilendir yap.
Bir:
Kafka
gibiler, toplama kampını öngörseler de, epeyi erken öngörüyorlar. Ve o nedenle
değil de, başka nedenle (burara veremden) erken ölüyorlar. Kafka’nın Hitler’den
kaçabilecek ailesi gibi başkaları, onun öngördüğü nedenlerle ölüyorlar. Ailesi
açısından Kafka, onların başına bela çeken biri bile sayılmış olabilir.
İki:
Seldon-Asimov-psiko-tarih
ve Flechtheim-gelecekbilim türü örnekler, diyelim 1940’ta reel olarak atom
bombalarını ve insan türünün sonunu öngörürken, 1957-Sputnik ardılını ve hatta atom bombasının o eksodusu nedenlediğini
öngöremiyorlar. Oysa Conan ne diyor?: En büyük savaş ustası, en derin
karanlıkta, zihninin içinde, şafağı görebilendir.
Ara 2 yani:
Eğer
tarihin sikluslarını biliyorsan (ki gelecekbilimciliğe soyunmuşsan, bilinen
geçmişbilimi bilmek yetmez, bilinmeyen veya gözden kaçan geçmişbilimi de bilmen
veya tasarlayabilmen / bilgileştirebilmen / ciddi-oyunlayabilmen gerekir.
Bilmiyorsan,
hiç gelecekbilimcilik ve savaş
ustasıcılık oynama boşuna.
Sözünü
ettiklerimiz marjinaller.
(Not:
Marjinaller, yanlış tanım gereği, sınırın ötesindekiler olarak tanımlı, sınırı
her iki yöne de geçebilen olarak değil. Bunu yapabilenler de, tanım gereği
marjinal.)
Normallere
bakarsak:
İnsanların
olağan felaketlerde zaten % 90’ı hiçbirşey yapamaz, apışıp kalırlar. Bunun olağandışı felaketlerde az-az veya az-çok
olması önemli değil gibi görünüyor bu durumda, yani sonuç çok etkilenmez
gibi. Ki zaten, % 90’ı gerekebilecek % 10’a düşürmek, felaket koşullarında
değil de, felaket-öncesi ve simülasyonu koşullarda yapılabilir görünüyor.
Örneğin:
PKK savaşında, önce onu yok saydılar ama sonra çok saydılar. Oysa, tam gücü
neyse, onu anında simülasyonlayıp, o koşullarda talim yaptırmaları uygundu.
Not:
Bildiğimiz şu anki uzman çavuşlar gibi profesyonel sayılan alaturka savaşçılar
bile bu işi kıvıramadı. Çünkü savaşı gerçekten ciddi bir iş ve oyun kabul eden
yok, general stratejistler dahil.
Gelelim
zurnanın zırt değliğine:
Tarihin
indiğini biliyoruz da, nasıl indirilmeyeceğini, indirilmesinin durdurulmasının
mı, kendi oluruna bırakılmasının mı daha fizibl / optimal / makul olduğunu
bilmiyoruz şimdilik. 200 yıllık bir dönem için, ilk 15 yıl yetmedi örneğin
bunun için.
Örneğin:
TC’nin emperyalistleşme
sürecini hesaplarken, bunun bilançosunu pek hesaplamadım gibi. Az parçalanıp yeniden birleşme, daha
ucuz olabilir gibi. Tabii ki bazı kriterler açısından, hepsi açısından değil.
Dolayısıyla:
Paniklemiş
ve çevreyi kırıp döken, felaket-bilmez kitle, burada pekala ceylan olarak işe
yarabilir. Ki zaten kitle adı üzerinde, % 99 oranla, atom bombasını bile
hasarsız atlatmıştır, bunu da atlatır nasıl olsa.
Demek
ki:
Bugünlerde
çokça yaşadığım ve yazdığım tarihsel-kitlesel abuksama / saçmalama ve yangına
benzin dökme, o denli hasar verici
olmayabilir. Görüntü berbat, ayrı konu.
Nokta.
Es.
Bir epsilon-manivela-düşünce yakaladım
gibi.
(12 Nisan 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder