Çarşamba, Nisan 20, 2016

Eco, Britt, Ülkü

Bu 2 yazar, beni şu sıralar çok güldürüyorlar.
Faşizmin içinde, gırtlağına dek kubur ve kabire gömülmüş iken bile, körün fili tarifi gibisinden, doğru dürüst bir faşizm tarifi yapamıyorlar.
2 konuya bakmıyorlar baştan:
Bir: Faşizmin kendisi dışındaki ideolojilerle ortak yanları.
İki: Farklı faşizmlerin farklı yanları.
Alt tarafı karşılaştır-karşıtlaştır yapamıyorlar bir türlü yani.
Öncelikle şunlar var:
Alman Nazizmi kendisini faşist saymadı hiç, onları öyle adlandıran kişi, Naziler kendilerini nasyonel sosyalist saydığı ve Nazizm’e sosyalizm adını yakıştıramadığı için, Stalin olmuş.
Alman Nazizmi asıl faşizm sayılır, değildir. Mussolini Faşizmi asıl faşizmdir. Ki o da en has-arı faşizm değildir. Şimdilik en has olanı, Yanki işi olanıdır.
Almanya ve İtalya, geç koloniyalleştiği için, emperyal olmadan faşist-emperyalist oldu. Ya da denedi, yanıldı, beceremedi.
Geri dönüp devam:
Stalin de, nasyonel sosyalist aslında. Kendisi Gürcü olmasına karşın, önce Rus, sonra Slav nasyonalizmini SSCB’deki 100-200 halka zorbalıkla dayattı. Hepsini zorla Kiril Alfabesi’ne geçirdi örneğin. Oysa Azerbaycan, 1920-1922 arasında Latin Alfabesi kullandı örneğin.
Lenin de, Troçki de, Stalin de, devrimin 3 adamı olarak Rus nasyonalisti idi. Bakınız: Troçki, ‘Balkan Savaşı’ kitabı ve oradaki Osmanlı-Türk düşmanlığı. Troçki, orada Malhthus’dan beter Türk düşmanıdır.
Ancak:
Totaliterizm ayağına yatıp da, ‘Stalin = Hitler’ denmeyecek. Bu bir.
ABD 1930 Yanki polis devleti faşzimi idi. Bu iki.
1950 McCarthy faşizmi de devamında geldi. Bu iki buçuk.
Faşizmime küfreden demokrat olsa yani...
Şimdi geçelim bu ikisindeki maddelere:
Madde 2: Marx da, insan haklarını feci aşağılar, hem de Komünst Manifesto’da, bir barksist bile insan haklarının marksist düşünceye göre, burjuva oyunu olduğunu açımlar. Yani bu madde tek başına, faşizmi faşizm yapmıyor.
Madde 4: Ordu ve militarizm, son çok yüzyıldır hep baştacı. Ancak ordu başka, savaş başka, militarist ekonomi başka, Krupp faşizmi başka. ABD bile ordunun başına, hem de Vietnam Savaşı’nda bile McNamara gibi sivilleri getirdi.
Madde 5: Cinsel ayrımcılık. Pozitif ayrımcılık da, feminist veya matriyarkal faşizmdir, önce bunu belirtelim. Sonra, patriyarkıllıkla faşizmi birbirinden ayıralım. Ona bakılırsa Freud, Mussolini’den daha maçoydu ama kimse onu seksist faşist saymadı.
Madde 8: Din ve yönetimin içiçeliği. Ahan da bu gafın allahı işte. Mussolini kaç papazı öldürtmüştür kimse bilmez.
Madde 13: Adam kayırma ve yozlaşma. Bu küçük idarelerin derdidir ve faşizm makro bir ideoloji ve idare biçimidir. Toplama kamıpnad yolsuzluk yapsan ne olur, yapmasan ne olur?
Dolayısıyla, Latin amerika Faşizmi 1970 gibi momentleri geçip, 2000-2015 neo-globalist neo-liberal faşizmin özelliklerine bakalım. Tüm Dünya’da gçeerli olanlara odaklanmaya gayret edeceğiz:
Bir: Çalışan haklarının gerilemesi.
İki: Neo-kavimler göçü.
Üç: Üretimin tüketimi aşırı geçmesi ve gereksiz şeyleri tüketip, aç kalmak gibi, gerekli şeyleri tüket(e)meme.
Dört: Tarım üzerinden, Dünya kaynaklarının bitmesi.
Beş: Geleceğe yönelik aşırı borç.
Altı: Sanal sektörün ekonominin % 90’ı olması.
Yedi: 3. Dünya savaşçıkları militarizmi.
Sekiz: Engizisyon-faşizm eşlenikliği. Tarih için üzerinde çalışılmamış bir konudur.
Dokuz: Tarihin ekseninin Doğu’ya ama Uzakdoğu’ya kayması ama bedeli Ortadoğu’nun ödemesi.
On: Koloniyalizmin 500., kapitalizmin 250. yılında bile hala, 3., 4. N. Dünya halklarının deriin uykularından uyanmamışlığı. Lümpen N. Dünya problematiği.
On Bir: Kadınların erkeklerle eşit sorumluluk almama ısrarı.
On İki. Tüketim üzerinden çocukerkil aile yapısı ve çözülen aile.
Toplamda panoramaya bakılınca, toplumun çarmıha gerilmediği çok az nokta kaldı. Marjinalller çok çok azaldı ve aşırı cezalandırılıyorlar artık.
Latin Amerika, ABD, AB, Uzakdoğu Asya faşizmleri var 21. Yüzyıl’da. (Alaturka faşizm de var ama global önemde değil.)
Dünya Sistemi’ciler ve Barnett türü neo-liberaller, hep global ölçekli ve ölçütlü yazarken, bu ikisini faşizm için yerel ölçek (burada Berlusconi olmakta) kullanmaı komik. Yahu, İtalyan mafyası, şu anda 10. sırada falan. Amerika’da Meksika mafyası var AB’de Kürt, Arnavut, Rus mayfası var. Japonya’da yakuza var. Adamların 32 trilyon doları, orduları, ileri teknolojili silahları, bankaları, kendi damgalı altınları, internetleri bile var.
Yani ilk asıl faşizm, AB’nin 4 nosu ile 1 nolarının (İngiltere, Fransa ve diğerleri) savaşı oldu. Şu anda da Dünya’nın 1. ve 4. Dünya’ları savaşıyor, durum kabaca aynı yani.
Diğer bir deyişle, Almanya ve İtalya faşizmi, hiçbir zaman tarihsel dünya hegemonu olamadılar. 1940-1945 için İngiltere, ABD ve Japonya daha büyüktü.
Yani:
En büyük hegemonlar, en büyük faşistlerdir, emperyallerdir, kapitalistlerdir.
Bunu bile bilememişler.

(17 Nisan 2016)

Hiç yorum yok: