Perşembe, Nisan 14, 2016

Akıllı Lens = Samsung

İşte bu örnek, teknoloji devlerinin hep hatalı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
“Samsung’un artırılmış gerçekliği göz bebeğinizin hemen üzerinde görmenizi sağlayacak akıllı lensler için patent başvurusunda bulunduğu açıklandı. 2014’te Güney Kore Fikri Mülkiyet Ofisi'ne yapılan başvuruda kullanıcıların artırılmış gerçekliği akıllı lensler ile akıllı gözlüklerden daha doğal bir şekilde deneyimleyebilecekleri öne sürüldü.”
2014.
Yani, akıllı gözlükten önce veya sırasında.
Google’ın baştan hatası şu:
100 tane dahi işgörenle, gözlük yerine, lens akıl edememek.
Artı, belki de bunu yapacak teknolojiyi tasarlayamamak.
Sen yap, patentini al, sonra satarsın. Yani, pazar erkenliği de önemli değil.
Tabii, devamı var:
Lens olabiliyorsa, retina yansıtıcısı da olur. Amalar için yapıldı zaten.
Bu durumda, kafaya takılan 1 kiloluk kocaman sanal gerçeklik aletini düşünün bir, bir de onun yerine lensi.
Yahu. Bari o aleti yassı, homojen ağırlıklı ve ağırlık kafanın önünde ve arkasında kabaca eşit dağılımlı tasarlayaydınız.
Ancak bu lens de ancak 2 mesleğe yarar:
Askerler ve fotoğrafçılar.
Sıradan bir insan, onunla selfi çektiremez örneğin.
Ayrıca, hem askerler için, hem de (Nachwel belgeselinde görüldüğü üzere) fotoğrafçılar için, benzerleri yapıldı çoktan.
Yani bir bakıma, eğer yeni bir kullanım alanı yaratılmazsa, bu lens artık pek de bir işe yarar ve ticari kullanımlı olmaz gibi.
Bir de şu var:
Google, nasıl olsa satarım ve maliyetinin çıkarırım diye, gıcıklık olsun diye, Samsung’un o ürününü sıfırlamak için, akıllı gözlüğü yapmış olabilir ve bu Google’ın ticari-yeni anlayışına uygun bir davranış olur.
Peki ben, o lensi ne için kullanırım?
Kullanamam, çünkü lens takamayanlardanım ve 18 yıldır gözlüklüyüm.
Bana, odak uzunluğu ayarlanabilir lens veya gözlük gerekli çünkü, sabit odaklı değil.
Haha, işte bunu yapsınlar, tam teknoloji devrimi olur.
Tüyo:
Kısa, orta ve uzun uzaklığı göremezler için 3 ayrı gözlük var zaten. Bir tek bunu küsurla gözün ayırsayamayacağı sürekli duruma getirmek kalıyor geriye. O kadar da uğraşsınlar yani.
Tasarlarsam:
Eğer, gözümde bir les-fotoğraf makinası olduğu anlaşılmazsa, Nobel fotoğraf ödülünü alacak çook fotoğraflar çekebilirim. Tarihin çok acaip mekanlarında ve zamanlarında dolanıyorum çünkü.
Kesinlikle tarihin ilk tarih simülasyonunu, gelecekbilim-geçmişbilim bireşimini ve en geniş banaloji atlasını toparlarım görsellerle ve artı metinlerini de kendim yazarım.
Hayali cihana değer...

(13 Nisan 2016)

Hiç yorum yok: