Nickname:
Gömülen
haberler ve yozlaşan tekil baloncuklar toplumu üzerine:
Bizi
yozlaştıran küstahlık değil, nefret değil; hayır, bizi, içinde tutulduğumuz
yapay bilgisizlik yozlaştırıyor.
Temiz
yürekli değiliz, kirliyız. Vicdanımız huzursuz edilmedi, buna rağmen huzursuz.
Hükümetlerimiz bunu çok iyi biliyor, bizi tam da böyle görmek istiyorlar:
Özelliği bakımları, bizi açıkça sakınmaları sayesinde tutulduğumuz yapay
bilgisizlik örtüsü altında suç ortağımızı sağlamak niyetindeler.
Herkes
katliamları, tırları, işkenceleri duydu, her şeye rağmen, büyük gazetelere bu
konuya ilişkin bir şeyler yansıdı, dürüst fakat tirajı yüksek olmayan gazeteler,
bu olayların tanıklarını yazdılar, broşürler belgeler elden ele dolaşıyor,
askerler geri dönüyor ve anlatıyorlar.
Fakat
bütün bunlar ahlakımızı yozlaştıranlara hizmet etmekte; çünkü her şey yitip
gidiyor, ya da toplumun ormanı içinde görünmez oluyor, verilen haberlere bir
yol açmak gerekiyor, sonra yol bir daha kesiliyor ve haberler ölüyor.
+
Reha
Ulku:
TC
tarafından işkence yapılmış biri olarak, 1 Temmuz 2015 - 1 Nisan 2016
arasındaki olaylar için yorumumdur:
50 bin
kişilik halk isyanı yolu denendi. Başarılamadı. 10 bin ölü verildi. Devlet,
savaş ve insanlık suçu işledi ama bunu yapacağı önceden belliydi, çünkü daha
önce de yapmıştı. Kendi halkını ateşe sürüp, oradan zorunlu iskanla sürülüp,
yerine 3 milyon Suriyeli'yi iskan ettirme olanağı için devlete koz vermek,
çarşıdaki pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktır. 4 alt-Kürdistan da,
devlet kurma sevdasında ama hepsi de ellerindeki minik toprak parçalarını
yitirme olasılığını takip edemiyorlar. Neo-Kavimler Göçü, asıl Kavimler Göçü
dönemi bilgileriyle, bunun mümkün olmuşluğunu bize anlatıyor. Tarihten ders
alıp almamak insanlara kalmış.
Burada
önemli olan şey şudur: AB'nin UCM'sinin IŞİD korkusu nedeniyle, Türkiye'nin
yaptıklarına göz yumması. Televizyonda AKP lehtarları ve aleyhtarları,
Erdoğan'ın UCM'de yargılanamamasının nedenini açıkladılar: BM Güvenlik
Konseyi'nde 5 ülkenin oybirliğiyle kararı gerekiyor ki bu mümkün değil. Bunu,
Öcalan'ın baştan bilmesi gerekirdi. Ama o ne yaptı? Yangına benzin döktü ve
sonucun sorumluluğundan kaçtı. Yani: Bir savaşta 2 taraf da insanlık suçu
işleyebilir ki öyle de oldu. Artı: Günümüz koşullarında hiçbir bilgi saklı
kalmıyor, bilgiyi öğrenmek isteyen buluyor bir yerlerden.
Bir
sorun daha var: Artık, İstanbul'daki Kürt'ün derdi başka, Güneydoğu'daki
Kürt'ün derdi başka, yolları ayrıldı epeyidir. İç ihanet de var yani: Musa
Anter'i ölüme yollayanın sorumluluğunu Kürt-kimse alamıyor üstüne ama yalnızca
2 ad kaldı geriye. Adını andığım dönemin de tüm bilgileri kayda geçer. Ölenler
de eğitim zayiatı oldu yalnızca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder