AB, 1990
gibi eski-Yugoslavya parçalanırken gıkını çıkarmadı. Bosna’da insanlık suçu
işlendiğinde de öyle yaptı. Zaten Almanya, 1992’de oradan ilk ayrılan parça
olan Slovenya’yı (ABD’yi ve AB’nin geri kalının takmayarak) tanıyarak o savaşı
başlatan AB ülkesi olmuştu. Bu durum da, Alain Minc tarafından Yeni Orta Çağ
olarak tanımlanmıştı.
Hem NATO
ülkesi olan, hem AB adayı olan Türkiye, 1983-2013 arasında parçalanma tehlikesi
yaşadığında, AB bu tehlikeyi yaratan örgüte yardım etti.
Çekya ve
Slovakya, Çekoslavakya’yı bölüp, ikiye ayrılıp, ayrı ayrı AB’ye başvurunca,
ikisini de AB’ye aldı.
Arap
Baharı’nı yaratan etkenlerden biri olarak AB; Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi
parçalayan odaklardan biri oldu.
Katalonya,
2017’de İspanya’dan ayrılmak istediğinde ise, buna karşı çıktı.
Kuzey
Irak, Irak’tan 2017’de ayrılmak istediğinde, buna da karşı çıktı ama petrol
için, hayrına değil.
Merak
ettiğimiz nokta şu:
Eğer
İskoçya, İngiltere’den ayrılıp da, AB’ye başvurursa, AB ne yapacak?
Grönland,
Danimarka’dan ayrılırsa, AB ne yapacak?
Bretonlar,
Belçika’dan ayrılıp, Fransa ile birleşirse veya Flamanlar, Belçika’dan ayrılıp,
Hollanda ile birleşirse, AB ne yapacak?
Çıkış:
Panorama
ve ele alınan örnekler; AB’nin insan haklarına, uluslarası hukuğa, ahlak
ilkelerine pek uymadığını gösteriyor: Örneğin (öyle denilen) sosyalist
iktidarlı Fransa, Suriye’de sivilleri katlettiğinde, AB gıkını bile çıkarmadı.
Sonuç:
Bizce
AB; hem harakiri yaptı, hem de artık Dünya hegemonu olamadığını kanıtladı tüm
bunlarla…
(18 Ekim 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder