Cuma, Ekim 20, 2017

AB’nin Ülke Parçalanmalarındaki Nalıncı Keseri

AB, 1990 gibi eski-Yugoslavya parçalanırken gıkını çıkarmadı. Bosna’da insanlık suçu işlendiğinde de öyle yaptı. Zaten Almanya, 1992’de oradan ilk ayrılan parça olan Slovenya’yı (ABD’yi ve AB’nin geri kalının takmayarak) tanıyarak o savaşı başlatan AB ülkesi olmuştu. Bu durum da, Alain Minc tarafından Yeni Orta Çağ olarak tanımlanmıştı.
Hem NATO ülkesi olan, hem AB adayı olan Türkiye, 1983-2013 arasında parçalanma tehlikesi yaşadığında, AB bu tehlikeyi yaratan örgüte yardım etti.
Çekya ve Slovakya, Çekoslavakya’yı bölüp, ikiye ayrılıp, ayrı ayrı AB’ye başvurunca, ikisini de AB’ye aldı.
Arap Baharı’nı yaratan etkenlerden biri olarak AB; Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi parçalayan odaklardan biri oldu.
Katalonya, 2017’de İspanya’dan ayrılmak istediğinde ise, buna karşı çıktı.
Kuzey Irak, Irak’tan 2017’de ayrılmak istediğinde, buna da karşı çıktı ama petrol için, hayrına değil.
Merak ettiğimiz nokta şu:
Eğer İskoçya, İngiltere’den ayrılıp da, AB’ye başvurursa, AB ne yapacak?
Grönland, Danimarka’dan ayrılırsa, AB ne yapacak?
Bretonlar, Belçika’dan ayrılıp, Fransa ile birleşirse veya Flamanlar, Belçika’dan ayrılıp, Hollanda ile birleşirse, AB ne yapacak?
Çıkış:
Panorama ve ele alınan örnekler; AB’nin insan haklarına, uluslarası hukuğa, ahlak ilkelerine pek uymadığını gösteriyor: Örneğin (öyle denilen) sosyalist iktidarlı Fransa, Suriye’de sivilleri katlettiğinde, AB gıkını bile çıkarmadı.
Sonuç:
Bizce AB; hem harakiri yaptı, hem de artık Dünya hegemonu olamadığını kanıtladı tüm bunlarla…

(18 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: