Beklemedikleri
bir durum ortaya çıktı, hepsi abuksamaya başladı.
Teslim
olma, direnmeme kararı çoktan alınmışmış, tufaya gelmiş oldular:
“Independent'ın
iddiasına göre karar, Barzani'nin partisi KDP ile Kürdistan Yurtseverler
Birliği arasında pazar günü yapılan toplantıda, Irak ordusunun saldırısından
önce alındı.”
Haber,
aşağıdakilerle aynı gazetede.
Hoztalı
Erbay’a şöyle demiş:
Umur
Hozatlı: DAİŞ sürecinde halk ölmemek için kaçıyordu. Ancak bu kez farklıydı,
Kerkük ve bağlı yerleşimlerden ayrılan halkın tam olarak ölümden kaçtığını
söyleyemem, utançtan kaçıyorlardı, tarihi bir ihanetten kaçıyorlardı ve
sığınacakları bir yer yoktu.
Ne
ilgisi var?
Kaçmak
şudur:
Savaşırsın,
sıkışırsın, ricat edersin.
Yalnızca
şefler, kitleye durumu açıklamamış, o kadar.
“Kürdistan
Bölgesi’ndeki yabancı yatırımcılar ve şirketler de bu öngörüye sahipti,
referandum sürecinde bazı geri çekilmeler, yatırımları askıya almalar oldu
ancak etki gücü yüksek çekilmeler değildi.”
Bunu
diyen eski gazeteleri bir daha okusun. Bir şeyler olacağını, biz o
çekilmelerden anladık. Adamlar, referandum kararı alınmadan sahadan çıktılar
üstelik. Öngörü yüksekmiş yani onlarda. Selcen gibilerin ipiyle kuyuyla
inenler, tama şapa oturdu şimdi. Kılavuzu karga olanın… , durumu…
“… uzun
zamandır halkın genel olarak oy verdiği partiler dahil, siyaset ve yönetim
kurumuna karşı sert eleştirileri var. Ilımlı ve uzlaşmacı siyaset
yapılmamasından, petrol zengini bir ülke olmasına rağmen, orta düzey bir hizmet
dahi yapılmadığı gerçeğine kadar, neredeyse yaşamın her alanı için halkın
eleştirileri var.”
Peki, bu
2 cavcav abim, neden Barzani ailesinin Türkiye’deki 75 milyar dolarından söz
etmemişler şimdiye dek hiç? Bu arada, ABD dava açmaz ama bu da uluslararası
finans suçu olmakta: O para, Irak hükümetinden ve halkından kaçırılmış oluyor.
Halkın
eleştirileri var da, ne oldu sonuçta? Neden referandumda evet dediler, halkın
sonuçta hiç mi sorumluluğu yok bu son durumda?
“Erbil’de
yaşıyorum ama tüm Kürdistan Bölgesi’nde tanıdıklarım, dostlarım var, onlarla
konuşuyorum iki gündür ve Erbil sokaklarına bakıyorum; ne yazık ki muazzam bir
hayal kırıklığı ve derin bir travma yaşıyor halk.”
Meali.
Rektumumuza kaçtı. Biz de, 60 yılda kimbilir kaç kez yaşadık o travmaları…
“Burada
Amerika’nın hem bağımsızlık referandumuna ilişkin tavrını hem de Kerkük meselesine
ilişkin tavrını doğru okumak, iyi incelemek gerekir. ABD, Güney Kürtlerini ve
Barzani’yi öteden beri müttefik olarak görür ve sürekli yanında olmuştur.”
Pu ha
haa… Embesilce bile diyemiyorum artık.
İhanete
uğrayacağınızı size söylediler, söyledik. Dinlemediniz. Bilmem kaçıncı kez,
rektumunuza kaçtı işte.
“Erbil’den
Kerkük’e doğru gittiğimde Kerkük artık Bağdat’a teslim edilmişti ve şehir
merkezinde Haşdi Şabi ile YNK asayişi vardı. Bir utanç vesikasıydı, Kerkük’te
yaşayan Kürtlerin tamamına yakını ile bir kısım Sünni Arap kenti terk ediyordu.”
Sonuç:
Kerkük,
artık bir Şii Arap kenti.
Elinize
sağlık.
Kendiniz
ettiniz, kendiniz buldunuz. Hiç ağlak yapmayın. Kan, ter ve gözyaşı ile ödeyin.
Ha, bir de giden 1 trilyon dolar ile…
(18 Ekim 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder