Cumartesi, Ekim 14, 2017

Elif Şafak’ın Biseksüel Olduğunu Açıklaması

İlginç bir durum olmuş.
Konuyu Ekşi Sözlük’teki tartışmalar üzerinden izleyeceğim.
Bir pazarlama stratejisi olduğu açık.
Kocası Müslüman imiş ve kendisi AKP için okumalar yapmış. Bunları bilmiyordum.
Konuşması İngilizce ve İngilizce, şimdiki zamanı geçmiş zaman kipi ile verebilen bir dil. Dolayısıyla Şafak’ın kaç yaşından kaç yaşına biseksüel olduğu açıklık kazanmamış. (Bir dönem eşcinsel, bir dönem zıtcinsel ve hep monogamist olanlar da, biseksüel sınıfına giriyor.)
Şerh: 14 yaş ve/ya ergenlik öncesiki çocukların transseksüel olmaya karar verebilmesi ve bunu uygulatabilmesi, bana hukuken ters geliyor. Mantıkense, bu konuda mantık aramıyorum. 18 yaş üstü transseksüleller de, cinsiyet değiştirince, başlarına fizyolojik olarak bir yaşam boyu nelerin geleceğini tam bilseler, epeyi farklı kararlar alabilirlerdi, diye düşünüyorum. İşin içinde, düşük yüzdeyle de olsa, ölüm riski de var çünkü. Yine de, binlerce kişi transseksüel olmak için operasyon geçiriyor. Bunu yapan doktorların önemli bir bölümünün de, Hipokrat yemininin ırzına geçtiğini düşünüyorum.
Dönelim Şafak’a:
‘Sense8’ sağolsun, konuyu doğrudan yaşayan biri tarafından olarak, şu konuyu açıklığa kavuşturdu:
Lezbiyenlerin aktifi, pasif, her ikisi olanı vardır. Platonik olanı da vardır ama onu tartışma-dışı bırakalım.
Bir de şu:
Biseksüelliğin dönemsel olanı vardır, sırayla uygulananı vardır. Tekeşli olanı vardır, çokeşli olanı vardır.
Şafak, bunları açıklamamış, özellikle de konuyu yaşayıp yaşamadığını.
Türkiye’de en nefret edilen 2 azınlık grubu, ateistler ve eşcinsellerdir ama buradaki eşcinsel, pasif erkek eşcinsel anlamındadır. Aynı evde yaşayan 2 kadın, Türk kültürüne aykırı olmadığı için, buna kimse karşı çıkmaz, bunu kolay kolay kimse anlayamaz da.
Ateistliğimi ilk açıkladığımda, 2005 ertesinde bir zamanda, ölüm tehdidi bile almıştım. Sonra sağolsun AKP, dini çökertti ve yol biraz da kendi kendine açıldı bu konuda.
Şafak’ın son 20 yılının herhangi bir zamanında eşcinselliğini açıklaması durumunda, ölüm tehdidi almış olacağını sanmıyorum. O dönemde televizyonlar, sunucular üzerinden bu altkültürü epeyi bilinir duruma getirdiler çünkü.
Dolayısıyla, bu mazlum edebiyatı da, ticaret kokuyor. Satış öğesi kokuyor.
Şafak yazar / edebi olarak büyük bir inişte. Bizce bu inişin nedeni, yaratıcı yazarlık üzerinden, pazarlamacılığı aşırı abartması. Semih Gümüş de, vasatüstü bir eleştirmen idi ama o da yaratıcı yazarlık konusuna girdi ve eleştirmenlik düzeyi kafaüstü çakıldı. Pazarlama, nitelikli üretimi engelliyor demek ki.
Tabii keyif Şafak’ın, isterse çalıya da taktırır, isterse gelene de baktırır.
Ekşi’nin konuyu özel yaşama getirmesi beni güldürdü:
Kadın, binlerce kişinin öğreneceğini bile bile bir davranış eyliyor, özel yaşamdan ve mahremiyetten söz edenler çıkıyor. Mahrem, kapalı bir şeydir, teşhir edilen bir şey değil.
Şafak’ı sevmeyen çok okur olduğunu öğrenmem de beni şaşırttı. Bu konuda tek kişiyim, sanıyordum çünkü.
Adalet Ağaoğlu ile konuşup çocuk yapma kararı almasından sonraki süreci anlattığı kitabında, babadan hiç söz etmemişliği, beni çok sinirlendirmişti. Tüp bebek yaptıysan veya sperm banktan sperm aldıysan, onu da yaz. Babasız çocuk annesi tabii ki çok. O kitap da, onun anneliğini pazarlıyordu.
Sözlük’te şu espri beni güldürdü:
“kadınların zekaya değer verdiği ön yargısıyla, olamaz... ancak eskortla falan.
kadınların kendisini güldürenlerden hoşlandığı ön yargısıyla... harem kurar.”
Şafak komik bu konuda.

(15 Ekim 2017)

Hiç yorum yok: